“Havasına suyuna taşına toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim” diye boşuna dememiş şair.
Bu dizeler Fikret Şenes’e ait.
Yıllar yılı Ayten Alpman’ın büyülü sesinden dinledik; her defasında çoşkuyla eşlik ettik ve hala her fırsatta eşlik etmeye devam ediyoruz.
Evet her köşesi cennet memleketimin.
Ama Ege’nin yeri ayrı bende.
Hele gönlümün sultanı Ege’nin incisi Bodrum’un yeri bambaşka.
Canım, huzurum Bodrum.
Her mevsim başka güzel.
Mesela kış ayları sürprizlerle doludur Bodrum.
Kuvvetli sağanak bastırdığında ortalığı sel götürür.
Bazen deli deli esen rüzgarın ıslığı ve bazen de fırtınanın öfkesi yalnız bırakmaz yağmuru.
Gök gürültüsü, şimşek, yağmur, ortalık savaş alanına döner. Bunlara bir de denizin tüm haşmetiyle sahilleri yalayıp yutması eklendiğinde, seyreyleyin gümbürtüyü.
Lakin pek uzun soluklu olmaz bu gümbürtü.
İnat yoktur Bodrum’da.
Kendini hapseden bulutları sağa sola ittirip yerini yeniden sağlama alan güneş sevecen yüzünü gösterirken, ona eşlik eden gökkuşağı rengarenk pelerini giymiş gönüllü bir barış elçisi gibi sahne alır.
Ve ortalık şenleniverir yeniden.
Gökyüzü genelde pırıl pırıl parlamayı, güleç olmayı tercih eder.
Çok surat asıp kasvet yaymaz.
Kasım ortalarına, hatta sonuna kadar ılıman giden hava “Oooh mis mis” dedirtir durur insana.
(Bu yıl aralık sonuna kadar devam etti.)
Kumsallar, sakinliğin verdiği huzurla dostça, derin mavi deniz ise beklemediğiniz kadar sıcak karşılar misafirlerini.
Bodrum’da bahar!
O eşsiz güzelliğin, dinginliğin ve görsel lezzetlerin tarifi zor.
Tabiatın yeşile, ağaçların yaprağa, çiçeklerin mislere büründüğü, toprağın yağmura doyduğu bir Bodrum’a tanık olup, birebir yaşamanız ve mutlaka tadına bakmanız gerekir.
Bu öyle bir lezzet ki, bildiğiniz tatların dışında kalan beşinci tat duygusu gibi.
Yani tam anlamıyla “Umami” Japonca kökenli olup ‘hoşa giden tat’ anlamı taşıyan sözcük Bodrum’un damağınızda bıraktığı lezzeti birebir anlatıyor.
“Yokuşbaşı’na geldiğinde Bodrum’u göreceksin.
Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin.
Senden öncekiler de böyleydiler.
Akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler” Cevat Şakir.