Baharı ve kışı bir başka olur Bodrum’un.
Yaz kalabalığı elini eteğini çekmeye başlayınca, dört gözle beklenen sakin günlere de geri dönüş başlar yavaş yavaş. Bodrum’da yaşayanlar için yılın en güzel günleridir bunlar.
Kalabalık yok, telaş yok, trafik deseniz yok denecek kadar az.
Yaz ayları kimileri için tatil anlamına gelirken, Bodrum için çalışma anlamına gelir.
Hem de gecenin gündüze katıldığı uzun saatler çalışma.
Ne beden dayanır, ne beyin dayanır cinsinden.
Hizmet sektörü zor iş.
Hele ülkemizde daha da zor.
Bir yanda parasını ödedim, dükkan benim zihniyetinde müşteriler, diğer yanda beğenmediysen bir daha gelme efeliğindeki patronlar.
Ne empati var ne sempati!
Ağızda bırakılan tat “umami”
Bahar aylarındaki dinginlik ve tabiat lezzetlerinin tarifini vermek biraz zor.
Ağaçların yeşile, çiçeklerin mislere, toprağın yağmura doyumuna tanık olup, birebir yaşamanız ve mutlaka tadına bakmanız gerekir.
Ve sanırım alacağınız tadı tanımlayacak en uygun sıfat da ‘umami’ olur.
Japonca kökenli ‘hoşa giden tat’ anlamına gelen umami, bildiğimiz tatların dışında kalan beşinci tat duygusu olarak açıklanıyor.
Tuzlu, acı, tatlı ve ekşi tat duygularından farklı olarak dilin tüm bölgelerinde ve daha uzun süreli hissediliyor olması en önemli özelliği.
Bir başka özelliği de bir araya geldiği diğer besinlerin lezzetini artırması.
Bodrum’un ağızda bıraktığı tat da aynen ‘umami’ etkisi gibi uzun süreli ve kalıcı.
İnat yoktu
Kış ayları sürprizlerle doludur.
Kuvvetli sağanak bastırdığında ortalığı sel götürür.
Bazen, deli deli esen rüzgarın ıslığı ve bazen de fırtınanın öfkesi yalnız bırakmaz yağmuru.
Bir de bunlara denizin sinirden kabarması ve sahilleri yalayıp yutması eklenirse, siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü.
Gökgürültüsü, şimşek, yağmur, ortalık savaş alanına döner ama genelde uzun soluklu olmaz bu savaşlar.
Çok geçmeden, önünü kapatan bulutları sağa sola ittiren güneş, yüzünü tekrar göstermeyi başarır.
Diğer yandan da rengarenk pelerini giymiş gökkuşağı gönüllü bir barış elçisi gibi beliriverince, bu itiş kakış sakinler ve mevzu da fazla uzamaz; Bodrum’un bu konuda inadı yoktur.
İşitsel ihlal
Bodrum, yılın yaklaşık 300 günü güneşlidir diyebiliriz.
Gri günler azdır.
Çoğunlukla pırıl pırıldır gökyüzü.
Kasım ortalarına, hatta sonuna kadar hava ılıman gider.
Kumsallar sakinliğin verdiği huzurla dostça, turkuaz mavi deniz de beklemediğiniz kadar sıcak karşılar sizi.
Öte yandan, muhteşem koyların sessizliğinin sesini dinlemek için de iyi bir fırsattır bu aylar.
Yazın bu şansı pek yakalayamazsınız, zira günübirlik gezi tekneleri izin vermez.
Her tekneden yayılan bangır bangır müzik, insanı canından bezdirir.
Kişisel alanlar sadece fiziksel olarak değil, işitsel olarak da ihlal edilebiliyor ya, işte bu işitsel ihlale, huzur bulalım diye çıktığımız doğada üstelik de bakir bir koyda bile maruz kalıyorsak, geçmiş olsun bize!!!
Mutlaka rezervasyon yaptırın!
Bodrum artık eskisi gibi küçük ve bazı imkanlardan yoksun bir ilçe değil.
Her ihtiyacınızı kolaylıkla bulabiliyorsunuz ve açıkçası bir çok büyük şehir de bile bulamayacağınız kadar da sosyal aktivite var.
Konserler, tiyatrolar, sergiler ve söyleşiler...
Kışları artık pek eskisi gibi de tenha değil Bodrum.
Son yıllarda buraya yerleşenlerin sayısı da hayli kabarık.
Bir de buna, hafta sonları hava değişikliği için özellikle İstanbul’dan ve yarımada civarından gelenleri de eklerseniz, ortalık baya kalabalık olabiliyor.
Verdiği hizmetin kalitesinden, sunduğu lezzetinin istikrarından asla ödün vermeyen yerlerde yemek-içmek isterseniz, erken davranmak lazım.
Mutlaka rezervasyon yaptırın derim.
Milas-Bodrum Havalimanı Dış Hatlar Terminali kış uykusunda
Bugünkü köşemi World Travel Market (WTM) Uluslararası Turizm fuarını ziyaret için geldiğim Londra’da yazdım.
Bir kültür kenti olan Londra hakkında kötü şeyler söylemek elbet mümkün değil ama güneşin içten şefkatiyle sarılıp sarmalamasına alışmış biriyseniz, bu iş biraz değişebiliyor.
10 günde güneşle sadece bir iki gün ve kısa sürelerle karşılaşmak çok sinir bozucu bir şey.
İster istemez Londra hakkında atıp tutmaya başlıyor insan.
Ben de hem sinirlerim yatışsın hem de özlemim biraz hafiflesin diye Bodrum’u hayal ederek yazdım bu yazıyı.
Gerçi bu seferde, elimizdeki cevhere yapılan itaatsizlikler bozuyor insanın sinirini ama bunları da bir gün çözeriz inşallah.
Düşünsenize, burada yaşayan insanlar kış boyu güneşi çok nadir görüyor.
D-vitamini eksikliği en büyük paranoyaları haline gelmiş.
İşte bu sebepten her fırsat bulduklarında güneş olan yerlere seyahat ediyorlar.
Kışın Londra’dan dünyanın hemen hemen her yerine doğrudan uçak varken, bizim caanım Bodrum’a hiç uçuş yok.
Aslına bakarsanız, maalesef uluslararası hiçbir uçuş yok Bodrum’a.
Milas-Bodrum Havalimanı Dış Hatlar Terminali kış uykusunda.
Başkan Aras: Daha aktif çalışacağız
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, WTM Londra 2019 Turizm fuarı ziyaretinin hemen ardından, “Bodrum’un en büyük pazarının İngiltere olmasına rağmen Türkiye’nin en popüler turizm kentinin bu pazarda çok düşük bir ölçekte temsil edildiğini, ancak bundan sonra Bodrum Tanıtım Vakfı ile birlikte çok daha aktif çalışma dönemine gireceklerini” söyledi. En önemli sorunun ulaşım olduğunu ve bu konuda çalışmaların yapıldığını da sözlerine ekledi.