Deri, mukoza, kas, salgı bezi gibi birbirinden farklı dokulardan oluşan göz kapakları; gözün anatomik bütünlüğünün sağlanması ve görme işlevinin sürdürülmesi açısından hayati önem taşırlar. Birbirine yaklaşarak gözü travmalardan korur , göze giren ışığın miktarını ayarlar ve gözyaşı filminin yayılmasına yardımcı olur. Kapaklar gözleri ıslatmak, korumak ve göz yüzeyini temizlemek amacıyla özel olarak biçimlenmiş yüz derisinin devamıdır. Göz kapak derisi oldukça incedir. Üst kapak derisi vücudun en ince derisidir. Deri altı dokusu oldukça esnektir ve deri altı yağ dokusu yoktur.
Göz kapaklarında çok değişik malign ya da benign (iyi yada kötü huylu) tümör görülebilmektedir. Göz kapağında karşımıza çıkan benign ya da malign lezyonlar; vücutta deri ile kaplı herhangi bir yerde de görülebilirler. Fakat; Gerek histolojik özellikleri, gerekse tedavisinde uygulanan cerrahi prensipler açısından, vücudun diğer bölgelerindeki lokalize cilt lezyonlarından
Halk arasında göz tansiyonu ya da karasu olarak adlandırılan glokom hastalığı göz içi basıncının artarak görme sinirine basısı sonucu görme bozuklukları oluşturan bir durumdur.
Görme sinirine bası nedeniyle görme netliği erken dönemlerde çok etkilenmese bile görme alanında ciddi kayıplar daralmalar meydana gelmektedir. Oluşan kayıplar geri dönüşümsüzdür. Ve hastalık son evrelere kadar bile görme netliğini etkilemeden ilerleyebildiğinden dolayı sinsi bir hastalıktır. Ani olarak çok yüksek değerlere çıkmadığı sürece ki çoğu hastada yavaş ilerleyicidir hasta tarafından fark edilmez. Gözde hiçbir ağrı ve belirti oluşturmaz.
Normal göz muayenesine gidildiği durumlarda gözlük muayenesi sırasında anlaşılmaz. Yoğun poliklinik hizmetlerinin yapıldığı hastanelerde her hastaya tek tek göz tansiyonu ve göz arkası fundus muayenesi yapılması çok zordur. Ve böyle yoğun hasta varlığı durumlarında çok kolay bir şekilde atlanılabilir. Bu nedenle hastalarımızın hiçbir sorunları olmasa bile göz tansiyonu tarama amacıyla
Göz kapağı ameliyatı için belli bir mevsim yoktur. Yaz ayları veya kış ayları arasında ameliyat başarısı ve iyileşme süreci açısından bir fark yoktur. Tek önemli konu ameliyattan sonra yaklaşık olarak 1 ay denize ve havuza girilmemesini öneriyoruz. Yaz ayları ameliyat için daha çok tercih ediliyor. Çünkü ameliyattan sonra 1 hafta dinlenerek buz uygulamak hızlı bir iyileşme sağlıyor. Hastalarımız yaz aylarında dinlenme zamanını daha iyi ayarlıyorlar.
Ameliyat sonrası iz kalır mı?
göz kapağı ameliyatından 1 hafta sonra dikişler alınıyor ve ilk zamanlarda iz gözükmektedir. 1 ay dolduğunda iz geçirici özel kremler reçeteliyoruz. Bu kremleri hastalarımıza 3-4 ay boyunca kullanmalarını öneriyoruz. Ayrıca dikiş izi üzerine güneş kremi kullanmaları sadece güneşten değil , tüm uv ışınlarından korunmayı sağlar
Göz kapağı ameliyatı ile birlikte kaş kaldırma ameliyatı yapılabilir mi?
Bazı hastalarımızda göz kapağı düşüklüğüne bir katkı da kaş düşüklüğü yapmaktadır. Kaş altındaki yağ tabakası yaş ile birlikte
Normal bir gebeliğin ortalama uzunluğu yaklaşık 40 hafta (280 gün)dır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 36 haftadan erken doğumlar prematüre kabul edilmektedir.
Prematüre bebekler tam zamanında doğmuş bebeklere göre göz problemleri açısından daha fazla risk altındadır ve ne kadar erkense bu risk artmaktadır.
Göz dokuları 40 haftadan önce gelişimini tamamlamamıştır. Erken doğan bir bebekte özellikle küvez ve oksijen tedavisi alan bir bebekte periferik retina damar tabakası gelişimini tamamlayamadan durur ve gelişmemiş düzensiz damarlar oluşturur. Bu damarlar kanamaya meyilli damarlardır.
Prematüre retinopatisi retinanın normal dokusunun anormal kan damarları ve fibröz doku tarafından işgal edilmesine verilen isimdir. ROP retinada kötü yara iyileşmesi, retina dekolmanı ve sonunda kötü veya hiç görmemeye sebep olur. Bazı vakalarda tam körlük gelişir.
Tüm prematüre bebeklerin ROP riski vardır. Çok düşük doğum kilolu bebekler ek risk altındadır. Özellikle de bu bebekler hemen yüksek oksijen ortamına alınmak zorunda
Bebeklerin doğmadan önce duyularının gelişmemiş olduğu ve verdikleri tepkilerin tamamen tesadüfi, refleks hareketlerden ibaret olduğu düşünülürdü. Ultrasonografi ve diğer inceleme yöntemleri sayesinde bugün, bebeğin beş duyusunun gebeliğin en erken aşamalarında gelişmeye başladığını, verdikleri tepkilerin aslında oldukça anlamlı yanıtlar olduğunu biliyoruz.
Anne karnındaki yaşam sırasında en son gelişen duyu sistemi görmedir. Fetüsün 25. haftadan önce görsel uyaranlara duyarlı olmadığı bu haftadan itibaren ise giderek artan bir şekilde ışık gibi görsel uyaranlara güçlü yanıtlar verdiği gözlenmiştir. Göz kapağı hareketleri de yine bu dönemde başlar. Bebeğin göz kapakları 26. haftaya kadar kapalıdır.
Sesten farklı olarak uterus ışığı geçirme konusunda güçlü bir engel görevi görür ve bebeğin ışıktan etkilenmesi engellenir. Bebeğin gözleri 26. haftaya kadar kapalı olmakla birlikte anne adayının karnı üzerine uygulanan güçlü bir ışık kaynağına yanıt verir. Gerçekte rahim içi mutlak karanlık
Koronavirüs pandemisi gün geçtikçe artıyor. Her hastanın bünyesine göre farklı tepkiler gözlenebiliyor. İleri yaş ve sistemik ek hastalıkları olan kişilerde yaygın akciğer, kalp ve sinir sistemi tutulumu yaparken , daha genç hastalarda hiçbir belirti vermeyebiliyor. Yapılan takiplerde Kovid-19 pozitif olan kişilerin %30 unda konjonktivit görüldüğü bildirilmiştir. Başka hiçbir semptomu yok iken genç bir hastada sadece konjonktivit varlığı bile Covid 19 göstergesi olabilir. Göz dokuları mukoza içerdiği için bulaş göz dokularından olabilmektedir. Koronavirüs hastalığı bilindiği üzere damlacık yoluyla ve elle temas yoluyla bulaşmaktadır. Korona virüs ile enfekte olmuş bir kişi ile yakın temasta bulunmak damlacık enfeksiyonu ile göz mukozasına bulaşabilir. Ancak daha sık olabilecek bulaş şekli elle olmaktadır. ellerimiz gün içinde sıkça enfekte olmaktadır ve eğer bu kirli ellerimizi gözümüze sürersek göz enfeksiyonu kaçınılmazdır. Gün içinde ellerimizi yaklaşık olarak günde 100 kez
Kültürel gelişmenin artması, okuma ve görsel iletişimin gittikçe değer kazanması ve aynı zamanda aktif çalışma hayatının gerekliliği nedeniyle her geçen gün yakın görme problemi yaşayan hasta sayımız artmaktadır. İletişimimizde en çok ihtiyaç gördüğümüz şeylerden biri okumak , rahat okumak, hızlı okumaktır. İlerleyen yaş ile birlikte göz içi dokuların değişmesi ve esnekliğini yitirmesi sebebi ile yakın görme bozulmaktadır. Yaklaşık 40 yaşında yakın görmede bozulmalar oluşmaktadır. Çok okuyan bir kişi bu rahatsızlığı 40'lı yaşların başında hissederken, yakın okuma ile çok işi olmayan bir başka kişi 50 yaşında yakın görmede zorlandığını hissedebilmektedir. Henüz çok aktif döneminde olup iş yaşamında sürekli okuma gereği olan kişi için bu durum oldukça zordur.
Mevcut refraksiyon kusuru yakın görme üzerine oldukça etkilidir. Kişi hipermetrop ise yakın görmede çok daha fazla zorlanırken, miyop olan hastalarımız ise bu durumu lehlerine çevirebilmektedirler. Miyop olan bir kişi uzak
Gözlük kullanımı hayatımızın vazgeçilmez unsurları içindedir. Kırma kusuru durumlarında optik , parlak ışıktan korunmada güneş gözlüğü kullanımı hayatımızın bir parçasıdır. Ancak gözlük kullanımı doğru olmadığında yarar yerine zarar oluşturabilmektedir.
Gözlük alırken dikkat edilecek önemli noktalardan birisi gözlük almadan önce Göz Hastalıkları Doktor muayenesi olarak sorunun tam olarak belirlenmesi gereklidir. Yani muayene olmadan dinlendirici gözük almak istemek doğru değildir. Çünkü dinlendirici gözlük denilen durum düşük numaralı gözlükler için kullanılan doğru olmayan bir terimdir ve göz bozukluğu olmayan bir kişi dinlendirici gözlük diye adlandırılan bir gözlük kullanamaz.
Diğer önemli nokta kullandığımız gözlük camlarının kalitesidir. Optiklerden yani gözlük satan kurumlardan alınan camlarda bir sorun olmaz iken pazardan, kıyafet mağazalarından ya da seyyar satıcılardan alınıp kullanılan gözlük camları gözde bozukluklara sebep olabilmektedir.
Özelikle