T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hayata geçirdiği Türkiye Kültür Yolu Festivali nisan ayında Adana’da başlayan yolculuğunu Türkiye coğrafyasında 16 ili gezerek bugün Antalya’da sona erdiriyor. Festival bu 16 şehirde, sanatı, kültürü ve tarihi şehir sakinleriyle buluşturdu. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, festivalin son durağı Antalya’da basın mensuplarıyla bir araya gelerek onların sorularını yanıtladı.
Geçen yıl Avrupa Festivaller Birliği’ne kabul edilen festival, birlik tarafından ‘en geniş katılımlı ve en geniş kapsamlı’ festival olarak belirlendi. Milyonlarca insan sekiz ay boyunca sergilerden konserlere çok sayıda etkinliği izleme fırsatı buldu. Festival İstanbul merkezden periferiye uzanırken özellikle Anadolu şehirlerinde büyük ilgi gördü. Bakan Ersoy’un verdiği bilgiye göre bazı illerde neredeyse nüfus kadar katılımcı oldu. Uçak trafiği arttı, oteller doldu, esnafın yüzü güldü. Anadolu’da dokuz günde iki-üç aylık cirolar yapıldı. Festival önümüzdeki yıl rotasına Mardin, Manisa, Malatya ve Kayseri’yi de ekleyerek 20 şehirde düzenlenecek. 2028’de hedef 35 şehir.
Bakan Ersoy, “Festivallerde sizi en şaşırtan şehir hangisi?” sorusuna “Diyarbakır ve Erzurum. İnanılmaz bir katılım oldu. Orada bir kez daha fark ettim ki Anadolu’nun bu festivallere çok ihtiyacı var. Biz bunu mutlaka genişletip yaymalıyız her koşulda” yanıtını verdi.
Kültür Bakanı, çok merak edilen Haydarpaşa ve Sirkeci garı konusunu ise şöyle özetledi: “Türkiye tam bir köprü ülkesi. Yani bugün Orta Doğu, uzak yakın Asya ve Avrupa kültürlerini birleştirebilecek bir kültür rotasının tam merkezinde. Birleştirici özelliği var. Bu birleştirici doğal özelliğinin kültür ve sanata bağlanması, geliştirilmesi lazım. İşte bu bağlamda da ikisini birleştirecek olan Sirkeci ve Haydarpaşa. Geçmişte de Anadolu’dan insanlar trenle Haydarpaşa’ya gelmiş, Sirkeci’den de Avrupa’ya devam etmişler. İşte proje bu şekilde gelişti. Bu projenin içinde kültür olacak, tren olacak, sanat olacak, millet bahçesi olacak. Bir kültür sanat vadisi oluşturmamız gerekiyor. Ama asla ve asla içinde AVM ve otel olmayacak.”
Pozitif gündem
Özel sanat kurumlarının, vakıflarının da bu projede yer almasını çok istediklerini söyleyen Ersoy sözlerine şöyle devam etti: “Onların yaptığı çalışmaları da takdirle karşılıyoruz. İstanbul Modern, Odunpazarı Müzesi, Bayburt’taki Baksı Müzesi, Arter Müzesi, İstanbul Koç Müzesi, İşsanat, Akbank Sanat, İKSV… Niye onlar da burada yer almasın? Ben çok isterim bize destek vermelerini.”
Toplantıda iki soru da ben yönelttim Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a. Türkiye Kültür Yolu Festivali’ndeki deneyim ve tespitlerine dayanarak turizme destek veren diğer enstrümanlar içinde kültürün ve sanatın varlığı ve büyüklüğü konusunda ne düşündüğünü sordum. Ersoy şöyle yanıtladı sorumu: “Kültür sanatla ülke olarak markalaşmamızı, cazibemizi ve değerimizi artırıyoruz. Turizmde gelir elde ediyoruz. Turizmden elde ettiğimiz gelirlerin çok büyük bir kısmını kültür ve sanata harcıyoruz. Aslında birbirini çok iyi destekleyen bir ekosistemi biz şu anda oturttuk çok da iyi çalışıyor. Restorasyon bütçeleri 20 kat 30 kat arttı. Kültür Yolu Festivali’nin kaynağı nereden geliyor şu anda? Turizm bölümünden geliyor. Çok faydalı sonuçlarını görüyoruz.”
Bakan Ersoy’a kültür sanatın iyileştirici gücü hakkında ne düşündüğünü sorduğumda ise şu yanıtı aldım: ”Pozitif gündem herkesi motive eder, herkesi cesaretlendirir, enerji verir, gücünüz artar. Şu anda mucize yaratıyoruz aslında. Irak’ta çatışma ortamı devam ediyor. Suriye’de çatışma ortamı devam ediyor. Kuzey’de çok büyük bir bölgesel savaş hâlini almaya giden Rusya-Ukrayna savaşı, aşağıda İsrail-Filistin, artık İran ve Lübnan’ın da dahil edildiği bir bölgesel savaş olma yolunda gidiyor. Komşularımızdan Ermenistan-Azerbaycan gerginliği hâlâ devam ediyor. Böyle bir ortamda, ateş çemberinin içinde Türkiye pozitif gündemle ayrışıyor. Turizmde rekorlar kırıyor, hedeflerini tutturuyor. Hiçbir bahaneye sığınmıyor. Ve kültür ve sanatla birlikte vatandaşın her kesimine, her yaş grubuna erişiyor. Sanatın iyileştirici gücünü hep birlikte deneyimliyoruz.”
Deprem bölgelerinin de Kültür Yolu Festivali’ne dahil edilip bu iyileştirici gücün etkisinden yararlanması konusundaki soruyu ise şöyle yanıtladı Bakan Ersoy: “Öncelikle o bölgenin bir moral motivasyon olarak hazır hâle gelmesi lazım. Buradaki etkinlik ve erişim noktaları tamamen ayağa kalkmış olmalı. Bu bir süreç. Malatya’da onu hissettik. Önümüzdeki yıl için programa dahil ettik. Malatya da bir deprem yeri, etkinlik yapacağımız yerlere baktık. Bizim de bakanlık olarak bazı yerleri yıkıp yeniden yapmamız lazım. Adıyaman da dahil edilmeli. Hatay da… Şehirleri hazır hâle getirmek için çalışıyoruz.”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıkladığı veriler, tiyatro, opera ve bale izleyicisindeki rekor artışlar, yeni projeler bir kültür sanat gazetecisi olarak umudumu artırdı. Dileğim insanlara dokunan, onları iyileştiren, kültür sanat vizyonunu geliştiren, esnafın yüzünü güldüren Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin zaman içinde Türkiye’deki tüm illeri kapsaması.
İyi pazarlar.