Somali’nin başkenti Mogadişu’daki Türk büyükelçiliğine yapılan saldırıda, polislerimizin gösterdiği kahramanlığın büyük bir faciayı önlediğine tanık olduk.
Şehit olan polisimiz Sinan Yılmaz’ın vurulduğu halde bombayla şehit edilene kadar teröristlerle çarpışmaya devam etmesi, görevine ve ülkesine bağlılığın en güzel örneğiydi.
Kahraman polis Sinan Yılmaz’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve tüm polis teşkilatına başsağlığı diliyorum.
Devletin görevi
Şehit polis Sinan Yılmaz geride bir eş ve üç tane pırlanta gibi çocuk bıraktı.
Sinan Yılmaz’ın emeklilik yılları için kurduğu hayali gerçekleştirmek devletin görevi olmalı.
Memleketi Tokat’ta yaptırmakta olduğu evin, alnının ortası sayılabilecek yere gururla yaptırdığı ay yıldızın taşıdığı manevi değerin hakkını devlet vermeli. Evi tamamlamalı, iki delikanlının ve küçük kardeşlerinin eğitimini sağlamalı, onları da babaları gibi yetişmeleri için elinden gelen gayreti göstermeli.
Bunu sağlamak sadece devletin değil hepimizin görevi.
Polisin başarısı
Büyükelçiliğe yapılan intihar saldırısında şehit olan ve yaralanan polislerimizin başarılı karşı koyuşlarıyla, teröristler amaçlarına tam ulaşamadılar.
Saldırıda, canlı bombanın patlatmasıyla açılan gedikten yaylım ateşi açan diğer üç teröristin içeriyi taramaları ve polisleri etkisiz kıldıktan sonra içeriye girip bir katlim planladıklarını gösteriyor.
Dikkat çeken bir diğer yön ise, özel harekatçı polislerin teröristlerle çarpışırken isabet ettirdikleri halde hiçbir etki yaratmadıklarını görmüş olmaları. Nitekim sonrasında yaralı polislerin ifadesiyle ortaya çıkan, saldırganların üç kat çelik yelek giydikleri. Saldırganlar ancak başlarına isabet aldıktan sonra etkisiz hale geliyorlar. Bu da içeriye girmek konusundaki kararlılıklarını gösteriyor ki, El Kaide’ye bağlı El Şabab örgütünün Türkiye’yi hedef listesine koyduğunun en önemli kanıtı.
Somali’ye yardım
Türkiye, Somali’ye en çok yardım eden ülke konumunda. O kadar ki, karışık Somali de sadece İngiltere ve Türkiye büyükelçiliklerini açık tutuyor.
Mogadişu havaalanının yapımından, gönderdiği insani yardım, sağlık hizmetleri ve diğer ekonomik ve sosyal katkılarla Somali halkına sahip çıkan Türkiye’nin, bu tutumuyla terör örgütleri üzerinde rahatsızlık yarattığı anlaşılıyor.
Bu tablo ortaya çıktıktan sonra başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kuruluşlar, güçlü ülkeler ve Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye ve Somali’ye sahip çıkması gerekiyor.
Terör örgütünün bu saldırıyı Türkiye’nin Afganistan ve Somali’de laik yaşamı yaydığı, laik bir yapı kurmaya çalıştığı gibi gerekçelerle izah etmesi kabul edilemez. Hiçbir gerekçe terörü haklı göstermeyeceği gibi, hem Afganistan’da hem de Somali’de yoksul halka hizmet götüren Türkiye’nin bu gerekçelerle hedef seçildiğine de kimse inanmaz.
Türkiye’nin hedef seçilmesindeki faktörün, Kuzey Suriye’de Kürtler ve PYD ile ilgili olarak diyalog yolunu seçmesi, her gruba eşit mesafede olacağını duyurmuş olması akla daha yatkın görünüyor.