Günlerdir Yükseköğretime Geçiş Sınavı’yla (YGS) ilgili şifre iddialarını tartışıyoruz. Basına dağıtılan soru kitapçığında doğru yanıtın seçeneklerin küçükten büyüğe dizilmesi halinde ortaya çıktığı öne sürülüyor. Küçükten büyüğe dizilen rakamların, yanıt seçeneğinde hangi rakamla örtüşüyorsa, o seçenek doğru oluyor.
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, bu konuda bir basın toplantısı düzenledi. Ancak açıklamaları ve gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlara rağmen kuşku ortadan kalkmadı. Demir, bugün de gazetelerin Ankara temsilcilerine bilgi verecek.
İsme düzenlenmiş soru
ÖSYM başkanı yeni değişti. Eski başkan Prof. Dr. Ünal Yarımağan, KPSS sınavındaki kopya olayı nedeniyle görevini bıraktı. Yerine atanan Prof. Dr. Ali Demir, kamuoyunda oluşan güvensizliği gidermek için yeni önlemler aldı. İlk uygulama YGS sınavıydı. Demir’in geliştirdiği önlem sınava giren her öğrenciye ayrı bir soru kitapçığı hazırlamaktı. Adaylar üzerinde isimleri yazılı soru kitapçıklarını yanıtladılar.
Her adaya ayrı soru kitapçığı ile kopyanın önüne geçilmesi amaçlanıyordu. Ancak bu kez de ortaya şifre sorunu çıktı.
Daha iyi olsun derken
Bazen bir işi daha iyi yapayım derken daha kötü sonuçlar alınması mümkündür. ÖSYM, her adaya ayrı soru kitapçığı hazırlayarak kopyayı tümüyle ortadan kaldırayım derken daha büyük bir kuşkuya yol açmış görünüyor.
Her adaya ayrı soru kitapçığı düzenlenmesi acaba bazı isimler kayrılmış olabilir mi, bazı isimlerin soru kitapçığının yanıtları şifre yöntemiyle daha kolay bulunmuş olabilir mi veya bazı adaylara yanıt anahtarı da verilmiş olabilir mi, gibi kuşkular gündeme getirdi. Dolayısıyla sınavı güvenli kılmak için soru kitapçıklarını kişileştirmek kuşkuyu azaltmadı, artırdı.
Kuşku kurt gibidir
Kuşku kurt gibidir. Güven duygusunu kemirir. ÖSYM konusunda da öyle oldu. KPSS skandalı ile güveni kemirmeye başlayan kurt, YGS’de de aynı işlevi gördü. ÖSYM güveni artırayım derken daha da azalttı.
ÖSYM öncelikle güven sorununu halletmeli. Gerekirse her şeyi silbaştan almayı göze alarak, aşınan güven duygusunu onarmaya yönelmeli. Bu işe gündeme getirilen soruları açıklıkla yanıtlayarak başlamalı. Bu sorulara verecek mantıklı yanıtları yoksa, sınav yenilenmelidir.
Basına neden şifre?
ÖSYM Başkanı, önce şifre olmadığını söyledi, sonra şifreli soru kitapçığının sadece basına dağıtılan kitapçıkta olduğunu, hiçbir adaya verilmediğini açıkladı.
ÖSYM şifre kullanıyor mu, kullanmıyor mu, kullanıyorsa hangi amaçla kullanılıyor, bu tam anlaşılamadı. Keza basına dağıtılan soru kitapçığında neden şifre var? Buna neden ihtiyaç duyuldu?
Kuşku politik
Ortaya çıkan kuşku politiktir. İdareye duyulan güvensizliğin yansıması olarak da tanımlanabilir. Bir önceki ÖSYM başkanı değişir değişmez “yanıt kâğıdı okuma ve veri değerlendirme”yle ilgili ihalenin hemen iptal edilmesi; her adaya ayrı soru kitapçığı hazırlanması, bir binada sadece kız öğrencilerin sınava girmesi, yanıtların sadece TRT’den ve bir dershane hocasının katılımıyla açıklanması; hükümetin ve hükümeti destekleyen yayın organlarının hemen ÖSYM’yi savunmaya geçmeleri kuşkuyu artırdı.
Şifre iddiasıyla ÖSYM’ye yönelik güvensizlik duygusu, “söylentisi gerçekleşmesinden beter” denilen olaylara örnek gösterilecek hızla yayıldı.