Referandum süreci başladı. 12 Eylül’de 26 maddelik anayasa değişikliği paketi oylanacak. İktidar ve muhalefetin referandum stratejileri de belirginleşti. Hangi parti hangi konuyu öne çıkaracak artık biliyoruz.
Lokomotif 12 Eylül
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları gösterdi ki, iktidar partisi, referandum kampanyasını “12 Eylül” üzerine kuracak. Öne çekeceği madde, anayasanın geçici 15. maddesini kaldıran madde olacak.
Erdoğan, propaganda dönemini darbe karşıtlığı üzerinden yürütecek. Başbakan’ın hedefi, 12 Eylül döneminden zarar görmüş bütün kesimleri yanına alarak, paketi referandumdan geçirmek. Sağcısıyla, solcusuyla 12 Eylül’den zarar görmüş olanların desteğini alırsa “evet”i garantileyeceğini umuyor.
Anayasa değişikliği için yola çıkıldığında gündemde 12 Eylül yoktu. Değişikliğin üç temel hedefi vardı: Siyasi partilerin kapatılması için dava açılmasını TBMM iznine bağlamak; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmek, üye sayısını artırmak.
Bunlardan siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili düzenleme, TBMM’ye takıldı ve yasalaşmadı. Anayasa Mahkemesi de HSYK’ya ve Anayasa Mahkemesi’ne üye seçilmesiyle ilgili bazı yöntemsel hükümleri iptal etti. Başbakan, bu maddeler üzerinde durmuyor. Onları biraz geri çekmiş görünüyor. Avantajlı gördüğü madde 12 Eylül...
İktidarın taktiği, “12 Eylül karşıtlığı”nı referandumun lokomotifi haline getirmek. Böylece tartışılan maddeleri de onun referandumdan çekip çıkarmasını sağlamak.
CHP’nin kampanyası
CHP ise, referandum kampanyasını, iktidarın aksine yargı üzerine kurmuş görünüyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmalarında, anayasa değişikliğinin yargıyı ele geçirme planı olduğunu vurguluyor. Başbakan Erdoğan’ı yargıdan kaçmak için bu düzenlemeyi yapmakla; 12 Eylül konusunda samimi olmamakla suçluyor.
CHP de diğer maddeleri değil, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’yle ilgili maddeleri öne çıkararak “hayır” kampanyasını yürütecek.
Onun lokomotifi de “yargıyı ele geçirecekler” söylemi...
MHP’nin tutumu
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin söylemi ve il binalarına asılan pankartlar gösteriyor ki, kampanya “Habur girişi” etrafında yoğunlaşacak.
MHP de 12 Eylül karşıtlığı veya yargı düzenlemelerini öne çıkarmayacak. İktidarı, terör ve bölücülük söylemiyle vuracak. MHP’nin Habur girişinden fotoğraflar ile Barzani’nin resmini kullanması bunu gösteriyor.
Yöntemin önemi
Üç büyük siyasi partinin referandum kampanyasını farklı temellere oturtması, referandum yönteminin önemini bir kez daha gösterdi.
Birbiriyle ilgisi olmayan anayasa değişikliği maddelerinin bir bütün halinde referanduma sunulmasındaki sakınca, kampanyanın başında ortaya çıktı.
12 Eylül’le ilgili maddenin kaldırılmasını isteyen, ancak yargı düzenlemesine karşı olan seçmen bu konulardaki farklı iradesinin birini seçmek zorunda. Ya 12 Eylül maddesini önemseyip, yargı düzenlemelerini içine sindirecek ve “evet” oyu verecek veya aksini yapıp “hayır” diyecek.
Çok farklı konuların bir paket halinde oya sunulması, seçmeni “ya hep ya hiç” dayatmasıyla karşı karşıya bırakıyor.
Oysa halkın her konuyla ilgili gerçek iradesinin demokratik biçimde ortaya çıkmasının yolu, her maddenin referandumda ayrı ayrı oylanması yönteminin seçilmesiydi.