Genelkurmay Başkanlığı görevini devralan Orgeneral Işık Koşaner, törende yaptığı konuşmada öncelik verdiği dört talebi gündeme getirdi.
Koşaner, BDP’yi ve özerklik talebini telaffuz etmedi ama konuşmasında bu konuya önemli yer ayırdı.
Yeni Genelkurmay Başkanı Koşaner’in dile getirdiği dört talebin ilki “özerklik girişimlerine karşı etkili önlem alınması”ydı.
Dört talep
Koşaner, Türkiye açısından muhtemel riskleri konu alan bölge analizinden sonra, dört talebi şöyle dillendirdi:
1- Yurtiçinde ikinci bir idari yapılanma tesis etme girişimlerine karşı etkili yasal önlemlerin alınması.
2- Irak merkezi hükümeti ve bölgesel yönetimin Irak’ın kuzeyinde yuvalanmış terör örgütüne karşı etkin tedbirler almasının bir an önce sağlanması.
3- Bazı Avrupa ülkelerince örgüte ve örgüt mensuplarına sağlanan desteğin önlenmesi.
4- Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyine operasyon yapma yetkisinin devam ettirilmesi.
Orgeneral Koşaner, önümüzdeki dönemde yoğunlaşacağı alanı böylece tanımlamış oldu. Koşaner, ilk sırada “ikinci idari yapı” girişimlerine karşı etkili yasal önlem alınmasını talep ederek, referandum sürecince Öcalan’ın ve BDP’nin gündemde tuttuğu “özerklik” talebine TSK’nın bakışını da yansıtmış oldu.
Üniter yapı nedir?
Koşaner, terör örgütünün hedefinin Türkiye’nin ulus devlet ve üniter devlet yapısını ortadan kaldırmak olduğunu vurguladıktan sonra; TSK’nın ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında taraf olduğunu ve olmaya devam edeceğini ifade etti. Yeni Genelkurmay Başkanı, “üniter devlet”in anlamını açmak ihtiyacı duydu. Üniter devleti anlatırken de “özerklik” talebine şu yanıtı vermiş oldu:
“Üniter devlet ise ülke sınırları içinde yasama, yürütme ve yargı birliğini ifade etmektedir. Ülkenin her yerinde aynı yasalar geçerlidir. Kamu hizmetleri merkezden ve merkezden verilen yetkiler çerçevesinde merkez dışındaki görevliler tarafından yürütülmektedir. Yargılama ülkenin her yerinde aynı usullere göre yapılmaktadır. Üniter devlet eşitlik ilkesinin korunmasının, bölgecilik, etnik ayrımcılık yapılmamasının ve azınlık yaratılmamasının garantisidir.”
Devletle pazarlık
Koşaner, üniter yapıyı vurgulamanın yanı sıra yine özerklik talebine işaret anlamında adeta “devletle pazarlık” yapılmaya çalışıldığının da altını çizdi. Şu sözleri, son günlerde alevlenen “pazarlık” tartışmaları açısından önemliydi:
“Ülkemizin bütünlüğünü, güvenliğini, huzurunu tehdit eden bölücü terör ve ayrılıkçı hareketler, son dönemde kendilerince yeni bir aşamayı gerçekleştirme çabasına girmiş bulunmaktadır. Temelinde etnik milliyetçilik bulunan bu hareketlerle, demokrasi ve hukuk devletinin sağladığı hak ve özgürlüklerin arkasına gizlenerek, bireysel seviyede kalması gereken talepler siyasal alana taşınmaya çalışılmakta ve her geçen gün adeta devletle pazarlık yaparcasına, bu talepler bir adım daha ileriye götürülmektedir.”
TSK’nın çizgisi
Koşaner’in çizdiği çerçeve TSK’nın, Kürtçenin veya diğer dil ve lehçelerin kullanılmasını, farklı kültürlerin yaşanmasını ve yaşatılmasını bireysel özgürlükler olarak gördüğünü ortaya koyuyor. Bu isteklerin bireysel özgürlük kapsamı dışında, kolektif hak talebi olarak siyasal alana taşınmasını ise “ulus devlet”i ortadan kaldırmaya dönük bir girişim olarak algıladığını gösteriyor. Koşaner’in bu sözleri, kendisinden önceki Genelkurmay başkanlarının yaklaşımıyla örtüşüyor ve TSK’nın durduğu çizgiyi ifade ediyor.