CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Beşiktaş’ın Çarşı’sı gibi her şeye “karşı” değil. Sanılıyordu ki, Kemal Bey “solcudur, nükleere karşıdır.” Gördük ki, solcu olmasına solcu ama karşı değil.
Meslektaşlarımız “Nükleer santrala ne diyorsunuz?” diye sorunca, ben sandım ki, “karşıyız” diyecek ve kestirip atacak...
Öyle yapmadı; “Biz” dedi, “nükleer enerjiye karşı değiliz de ihalesiz ve kontrolsüz nükleer santrala karşıyız.”
Sonra da açtı sözlerini:
“Rusya ile ihalesiz bir anlaşma yapıldı. Santralı Ruslar yönetecek. Bizimkiler olmayacak. Kontrol yüzde 100 Ruslarda olacak. O zaman biz nükleer teknolojiyi öğrenemeyeceğiz. Türkiye nükleer teknolojiyle tanışmayacak. Sadece ürettiği elektrikten yararlanacağız. Biz kategorik olarak nükleere karşı değiliz ama teknolojisini almak şartıyla.”
“Ortak olmalıyız”
CHP lideri, nükleer teknolojiyi istiyor. Türkiye’nin bu teknolojiyle tanışması gerektiğini söylüyor. Bunun için de nükleer santralların nasıl ve kim tarafından yapılacağının ihale ile belirlenmesini ve mutlaka Türkiye’nin de ortak olması gerektiğini vurguluyor. Örnek de veriyor:
“Dünyada her ülke bu işe devlet ortaklığıyla girmiş. Bunun bir anlamı var. Hem teknolojiyi öğreniyorsunuz hem de kontrolü tümüyle yabancı yatırımcıya bırakmıyorsunuz. Ama hükümetin kabul ettiği modelde her şey yüzde 100 Rusların kontrolünde. Eğer amaç elektrik açığını kapatmaksa, onun daha ucuz yolu var? Rusya’da bir nükleer santraldan elektrik alırsınız. Daha da ucuza gelir.”
Kılıçdaroğlu, eğer santralı biz kontrol edemeyeceksek, nükleer teknolojiyi alamayacaksak, o zaman, santral Rusya’da olur biz elektriği alırız, daha iyi ve daha güvenli, düşüncesinde...
Güneşe akın
CHP lideri, temiz yenilenebilir kaynaklara yönelmemiz gerektiğini de vurguluyor. İlk hedeflerden biri güneş. Kılıçdaroğlu’nun hazırlattığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu kalkınma projesinde güneş enerjisi önemli yer tutuyor. Güneydoğu’da güneşin cömertliğini bir fırsat olarak görüyor ve bölgenin güneş pili merkezi haline getirilebileceğini savunuyor.
CHP’nin güneşe yatırım yapılmasına ilişkin görüşünü projeden okuyalım:
“Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli yüksektir. Bölgeler bazında en yüksek güneş enerjisi potansiyeli sırasıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde var olduğu görülmektedir. Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretim potansiyelinin yıllık 198 milyar kWh olduğu tahmin edilmektedir.”
Güneşlenme süresi
“Elektrik İşleri Etüt İdaresi verilerine göre Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde toplam güneş enerjisi 1.450 kWh/metrekare-yıl; güneşlenme süresi 2.956 saat/yıl; Doğu Anadolu’da ise sırasıyla 1.390 kWh/metrekare-yıl ve 2.645 saat/yıl düzeyindedir.
CHP iktidarında güneş enerjisi potansiyeli değerlendirilmek üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde uygun yer seçimi yapılarak bölgenin güneş pili üretim merkezi haline getirilmesi sağlanacaktır.”
Güneş ekonomisi
Kılıçdaroğlu’nun raporunda güneş ekonomisinin çerçevesi de çiziliyor:
“Düz araziye sahip bölgelerde kullanılabilecek bireysel ve toplu taşıma araçları; gece sokak aydınlatması, su pompaları, karayolları trafik ikaz lambaları. Türkiye’de bu tür sistemleri daha yaygın kullanarak maliyet avantajları sağlanması mümkündür.”