Anayasa Mahkemesi haftalardır merakla beklenen kararını dün verdi ve anayasa değişikliği paketinin bazı maddelerini kısmen iptal etti. Yüksek Mahkeme, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi’ne üye adayı seçimine ilişkin bazı hükümleri iptal etti.
Demokratik hukuk devlet ilkesi
Kararın açıklanmasının ardından Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’la konuşma olanağı buldum. Kılıç, bazı ifadelerin iptal edilmesinin genel gerekçesini şöyle açıkladı:
“Gerekçeli kararı kısa sürede yazmaya çalışacağız. O zaman durum daha net anlaşılır. Şu kadarını söyleyebilirim ki, iptal ettiğimiz ifadeler, Anayasa’nın değiştirilmesi teklif edilemez maddeleri arasında olan 2. maddesindeki demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı bulundu. Mahkeme, Anayasa değişikliğindeki bu düzenlemelerin, devletin temel düzeniyle ilgili olduğuna karar verdi. Demokratik hukuk devleti ilkesini, devletin temel düzenini zayıflatıcı düzenlemeler olarak görüldü. Bu karara göre, Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa Mahkemesi’ne ve HSYK’ya atanacak adayların kurumları tarafından belirlenmesi aşamasında her üyenin ancak bir adaya oy vereceği hükmü demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz bulundu. Örneğin 11 bin hakim, 7’si adli 3’ü idari olmak üzere 10 üye seçecek. 11 bin hakimden her birinin ancak bir adaya oy vermesi öngörülüyordu. Bu yüksek yargı kurulları için de geçerliydi. Bu hüküm iptal edildi. Buna göre 11 bin hakim, adaylar arasında 10 kişiyi işaretleyecek. Keza Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, YÖK gibi kurumlarda aynı amaçla yapılacak seçimlerde de 3 isim işaretlenerek adaylar belirlenecek.”
Esasa girme tartışması
Kılıç’a, Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden denetleyeceği, esasa giremeyeceği yönündeki eleştirileri anımsattığımda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Tabii bu konu önce heyette ele alındı ve oylandı. Oy çokluğuyla, Anayasa’nın 4. maddesinde yer alan değiştirilmesi teklif edilemez hükmü üzerinden gidilerek, içeriğe girilebileceği oy çokluğuyla kabul edildi. Çünkü düzenlemeler devletin temel düzeniyle ilgili görüldü. Bu karar verildikten sonra düzenlemelerin içeriği incelendi. Anayasa Mahkemesi önüne gelen her konuya göre bu hususu ayrıca inceleyip karara bağlıyor. Bu kez de öyle oldu.”
Kılıç karşı oy kullandı
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, anayasa değişikliklerinde sadece şekil denetimi yapılabileceği, esasa girilemeyeceği görüşünde. Anayasa’nın 148. maddesinde yapılacak şekli denetim hususlarının tek tek sayıldığı, bu nedenle de esasa girilmemesi gerektiğini savunuyor. Kılıç’ın bu görüşü daha önceki kararlarda azınlık görüşü olarak yansımıştı. Kılıç bu görüşüne uygun olarak dünkü oturumda da esasa girilmesine karşı oy kullandı. Bazı Anayasa Mahkemesi üyeleri de Kılıç’a katıldı ancak azınlıkta kaldılar.
İçeriğe girdikten sonra
Kılıç’a bu görüşünü anımsattıktan sonra iptal kararlarının nasıl oy birliğiyle alındığını sorduğumda şu yanıtı verdi:
“Siz karşı oy kullansanız da heyet, içeriği inceleme kararı verdikten sonra ayrı bir süreç başlar. İçeriğe girildikten sonra aykırılık konuları ayrıca ele alınır. O zaman siz de iptal yönünde oy kullanabilirsiniz.”
Kantarcıoğlu’yla ilgili oylamada
Kılıç, Anayasa Mahkemesi üyesi Fulya Kantarcıoğlu’nun ihsas-ı reyde bulunduğu ve bu nedenle davadan çekilmesine ilişkin yapılan başvurularla ilgili soruma ise şu yanıtı verdi:
“Fulya Hanım’la ilgili vatandaşlardan gelen redd-i hakim talepleri vardı. Sadece Fulya Hanım’la ilgili değil Osman Paksüt’le, benimle ilgili talepler de vardı. Biz bu talepleri değerlendirdik ve oyladık. Oy birliğiyle reddettik. Vatandaşların redd-i hakim talebinde bulunmaları yetkisinin olmadığına hükmettik.”
Suç duyurularını ciddi bulmadım
Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan suç duyurularıyla ilgili olarak nasıl bir işlem yaptıkları yönündeki sorumu da şöyle yanıtladı:
“Suç duyurularını değerlendirme konusunda Başkan olarak benim yetkim var. Ben bu suç duyurularını inceledim ve ciddi bulmadım. Bu nedenle de işleme koymadım.”
Yemek bile yemediler
Anayasa Mahkemesi’nin dünkü oturumu 9,5 saat sürdü. Heyet uzun ve haraketli tartışmalar yaptı. Kılıç, konunun önemini bildiklerini bu nedenle, aralıksız çalışmaya karar verdiklerini ve yemek arası dahi vermeden çalıştıklarını söyledi.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024