CHP’nin bir önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’la ilgili olarak İklim Bayraktar’ın ortaya attığı taciz iddiası 2 gündür tartışılıyor. Baykal, önceki gün avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada bu iddiayı reddetti, kendisine, CHP’ye bir komplo, bir tuzak hazırlandığını ayrıca CHP’nin yeni Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da içine çekilmeye çalışıldığını belirtti.
Baykal, dün bu konudaki sorularımı yanıtladı. Olayın iç yüzünün ortaya çıktığını, avukatının yaptığı açıklamanın her şeyi ortaya koyduğunu, iddia sahibi İklim Bayraktar’ı da mahkemede iddialarını ispata çağırdığını vurguladı.
‘Tuzağı hissetim’
Deniz Baykal’a, “tuzak kurulduğunu hissettim” sözünü anımsatarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu olaydan haberdar edip etmediğini, kendisi ile konuşup konuşmadığını sordum. Şu yanıtı verdi:
“Hayır. Ben Kemal Bey’i aramadım. Çünkü ben bir komplo kurulduğunu hissettim ve uzak durdum. Bu tuzağa düşmedim. Böylece hem kendime hem de CHP’ye zarar verilmesini önlemiş oldum. Ancak sonra ortaya çıktı ki önce Gürsel Tekin’e sonra da Kemal Kılıçdaroğlu’na giderek benimle ilgili bu iddialarını iletmiş. İşte o aşamada Kemal Bey’in bu görüşmeyi hemen kesip, ziyaretçisini hemen gönderip beni araması gerekirdi. ‘Böyle bir girişim var, böyle bir tuzak kuruluyor’ diye dikkatimi çekmesi beklenirdi.”
Baykal’a Kemal Kılıçdaroğlu’nun görüşmeyi doğruladığını, ancak içeriğinin farklı olduğu şeklindeki açıklamasını anımsattığımda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu görüşmenin bir kısmı kamuoyuna yansıdı, bir kısmı yansımadı. Eğer ben bu tuzağı görüp uzak durmasaydım, komployu görmeseydim o zaman ne olacaktı? Böyle bir durumda söz konusu kişinin Kemal Bey’le görüştüğü ortaya çıkınca kamuoyunda bu nasıl değerlendirilecekti? Genel merkeze gittiği Kemal Bey’le de görüştüğü anlaşılınca o zaman bu kez de Kemal Bey’i töhmet altında bırakacaklardı. Ben bu tuzağa düşmeyerek sadece kendimi değil, Kemal Bey’i de CHP’yi de kurtarmış oldum. Bu bakımdan içim rahat.”
‘Ben olsaydım’
Deniz Baykal, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve genel merkezde görevli olan yöneticilerin bu ziyaretten sonra kendisini haberdar etmeleri gerektiğini belirtirken, şu değerlendirmeyi de yaptı:
“Eğer, bana gelip böyle bir şeyler söylenseydi ben hemen o gelişmeyi keser, ziyaretçiyi hemen gönderir ve Kemal Bey’i arar, kurulmak istenen komplo konusunda haberdar eder, uyarırdım. Çünkü, olayın her aşamasında bir komplo olduğu çok açık bir şekilde görülüyor. Ben de bunu o 15 dakikalık ziyaret sırasında hemen olayın başında hissettim ve ısrarlı aramalarını ve davetlerini reddettim.”
Baykal, Kılıçdaroğlu ile Bayraktar görüşmesine atfen kamuoyuna yansıyan, “büyük balık” ifadesiyle kendisinin kastedilip kastedilmediği soruma da şu yanıtı verdi:
“Hayır, ben değilim. Çünkü benimle ilgili yapmak istediklerini zaten ortaya koymuş oluyorlar. Bu niyetleri belli. Ancak, Kemal Bey’in ifadesinden anlaşılıyor ki, bir başkasından da söz etmiş. O aşamada benim kastedilmem söz konusu olmaz. Demek ki başka birinden büyük balık diye söz ediliyor.”
‘Ciddiye almadım o yüzden aramadım’
Deniz Baykal’ın İklim Bayraktar’ı taciz ettiği iddialarını ciddiye almadığını ve o yüzden Baykal’ı aramadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Komplo açığa çıktı” dedi
Aynı konuyu akşam saatlerinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla da konuştum. Kılıçdaroğlu, İklim Bayraktar’ı Baykal’ın taciz ettiği iddialarını ciddiye almadığını, CHP’ye karşı hazırlanmak istenen komplonun açığa çıktığını söyledi. Kılıçdaroğlu’na sorduğum sorular ve yanıtları şöyle:
İklim Bayraktar’ın bir AKP’liden söz ettiğini ifade ettiniz. AKP sözcüleri de bugün namuslu bir genel başkan bu ismi açıklar diye size bir çağrıda bulundu. Açıklamayı düşünüyor musunuz?
Savcılık açıklasın
- Hayır. Ben niye açıklayayım. O gazeteci bayan benimle yaptığı konuşmayı banda aldığını söylüyor. O zaman o açıklasın. Savcılık bu banda da el koymuştur. Savcılık da o ismi biliyor. O halde savcılık açıklasın. Bazı bilgilerin hükümeti destekleyen medyaya servis edildiğini biliyoruz. Savcılık o zaman bu bilgiyi de servis etsin de öğrenelim. Bu ismi açıklamak bana düşmez.
İklim Bayraktar’ın sizden yapacağı görüşmeyi kayda almak için cihaz istediği ancak sizin “kendiniz yapın getirin” dediğiniz öne sürüldü. Siz Bayraktar’ın talebine böyle mi yanıt verdiniz?
- Ben reddettim. Burası bir siyasi parti, biz teknik yardım servisi değiliz, kimseye teknik yardım yapmayız, diye yanıt verdim.
İklim Bayraktar kayıt cihazını Baykal ile ilgili olarak istemiş gibi yansıdı. Bu nedenle sizin kendi imkanlarınızla yapın karşılığını verdiğiniz bilgisi yadırgandı?
- Hayır, Baykal ile ilgili böyle bir talepte bulunmadı. Bana AKP’li birinden söz etti. Ben de bizim böyle bir yardımda bulunamayacağımızı söyledim. Baykal’la ilgili böyle bir talebi olmadı.
Rahatsız etmek istemedim
İklim Bayraktar taciz iddiasını aktarınca Deniz Baykal’ı arayıp haberdar etmeyi düşündünüz mü? Baykal etmeniz gerektiğini ifade ediyor?
- Hayır. Deniz Bey’i aramadım çünkü iddiayı ciddiye almadım. Ciddiye almadığım bir konuda da Deniz Bey’i arayıp böyle bir konuyla boşu boşuna rahatsız etmek istemedim.
Komplo açığa çıktı
Baykal sizi de içine alacak çift taraflı bir komplo olarak değerlendirdi. Sizin değerlendirmeniz nedir?
- CHP’ye karşı yapılan komplo girişimidir. Bu komplo girişimi boşa çıkmıştır. Gözden kaçırılan, basının da üstünde durmadığı önemli bir nokta var: Bütün bu anlatımlar o bayan gazetecinin bir başkasıyla yaptığı telefon görüşmesinin dinlenmesinden yansıtılıyor. Bu yasadışı bir iştir. Ama hiç bir savcı işin bu yönüyle ilgilenmedi. Adalet Bakanı da ilgilenmedi, İçişleri Bakanı da ilgilenmedi. Demek ki hükümet CHP’nin yıpratılması için bu yasadışı işlerden medet umuyor. Ancak bu komplo boşa çıkmıştır.