Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un Yüce Divan’da yargılanması kanaatinde olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı’nın bu konuda görüşünü açıklaması önemli.
Bu konu günlerdir kamuoyunda tartışılıyor. Başbuğ’un özel yetkili mahkemelerde ve tutuklu yargılanması gerektiğini savunanlar genellikle iktidara daha yakın duran isimlerdi.
Bu tartışma içinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise bu görüşü savunanların aksine ve muhtemel ki beklemedikleri bir şekilde, Başbuğ’un tutuksuz yargılanmasının daha doğru bir yol olacağını belirtti.
Bu konunun süratle neticelendirilmesi gerektiğinin da hem şahsının hem de partisinin arzusu olduğunu da vurguladı.

Gül’ün desteği
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün gazetecilerin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan’ın bu görüşünü desteklediğini belirtti. Gül, daha önce de tutuklulukla ilgili görüşlerini açıkladığını anımsattı.
Gül ve Erdoğan’ın, Başbuğ’un tutuksuz yargılanması görüşünde birleştikleri böylece anlaşılmış oldu.
Gül, ayrıca açık biçimde Yüce Divan’da yargılanması gerektiğini de ifade etmiş oldu.
Devletin zirvesinde Başbuğ’un yargılanması konusunda oluşan görüş birliğine karşın Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bu görüşün tersine bir açıklama yaptı.

Çelik sert
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun fezleke ve Büyükanıt’ın yargılanması konularındaki görüşlerine yanıt vermek üzere basının karşısına geçen Çelik, çok sert bir üslup kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun, “Büyükanıt da yargılanmalı ama yargılayamazlar çünkü Dolmabahçe dokunulmazlığı var” yönündeki açıklamasına karşın, “27 Nisan’a da bir gün sıra gelir 28 Şubat’a da” diyerek, “Büyükanıt’a da dokunulur” mesajı veren Çelik, Başbuğ’la ilgili olarak da Gül ve Erdoğan’dan çok farklı konuştu.
Çelik, Başbuğ’un nerede yargılanması gerektiğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Andıç hazırlamak, meşru hükümete karşı ülkenin kaynaklarıyla 42 internet sitesi oluşturup burada kirli propaganda yapmak ve yaptırmak... Sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bunları delil kabul ederek Ak Parti’ye karşı kapatma davası açacak. Bütün olup bitenleri kendi görevi esnasında yaptığı bir suç, mesleği ile ilgili bir suç olarak değerlendireceksiniz. Darbeye teşebbüs etmek, zemin hazırlamak, meşru hükümeti iskat ve ilga ile ortadan kaldırmaya çalışmak; bunun neresi askeri suç, mesleki suç? Mesleki suçla ilgili Yüce Divan’a gidersiniz ama bu bir askeri suç değil. Sivil mahkemelerde yargılanırsınız, doğrusu budur. Bu konuyla ilgili dosya hazırlayan savcılar sizden, bizden daha fazla vakıftır. Tutuklu mu tutuksuz mu yargılansın, Yüce Divan’da mı özel yetkili mahkemede mi yargılansın? Ben Başbuğ’un Yüce Divan’da değil şu anda yargılandığı yerde yargılanması gerektiğini düşünüyorum.”
Çelik’in, Cumhurbaşkanı Gül’ün görüşleri ve Başbakan Erdoğan’ın genel yaklaşımıyla ters düşen bu görüşleri Ak Parti’nin görüşleri midir, yoksa kişisel görüşleri midir, sorusunu gündeme getirdi.
Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü olarak Başbakan Erdoğan’la aynı yönde konuştuğuna alıştığımız Çelik’in, Başbuğ konusundaki bu kez farklı ve kesin hüküm vermiş bir üslupla konuşması doğrusu dikkat çekiciydi.

Arınç’ın sözleri
Dikkat çeken bir söylem de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan geldi.
CHP ve MHP’nin TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten bekledikleri tavrı Arınç aldı ve tutuklu milletvekillerinin derhal serbest bırakılmalarını istedi. Arınç, bu isteğini, “Bunun lamı cimi yok, milletvekilinin yeri Meclis’tir” diye ifade etti.
Arınç, daha önce de bu konuda benzeri bir yaklaşım göstermiş, ancak bu kadar vurgulu bir ifade kullanmamıştı.
Çelik’in aksine ifadelerine rağmen, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Arınç’ın söylemleri, tutuklu yargılama konusunda ortak bir rahatsızlığı ifade ediyor.