Gezi Parkı eylemini yapan grubun yapısı ve gördüğü işlev, sosyologları ve siyaset bilimcilerini uzun süre meşgul edecek gibi görünüyor.
Eylemcilerin yapısını ortaya koymak amacıyla yapılan anketlerden çıkan ortak sonuçlara bakarak bazı nitelemeler yapılabilir.
Özgürlükçü
KONDA’nın ve Gener’in yaptığı anketlerden çıkan ilk sonuç, Gezi Parkı’nda eylem yapan gençlerin en geniş ortak paydalarının “özgürlük talebi” olduğu görülüyor. Bu gençler, eylemlerinin amacını “özgürlük” olarak açıkladıkları gibi kendilerini “özgürlükçü” diye tanımlıyorlar.
Laik
Anketlere verilen yanıtlardan çıkan bir diğer önemli sonuç, bu eyleme katılan gençlerin laik sistemden yana oldukları. Bu yaşam tarzlarından anlaşıldığı gibi ankette en çok beğendikleri liderin Atatürk olduğunu söylemeleri ve “hangi partiye oy vereceksiniz” sorusuna yüzde 64 oranında “CHP” yanıtı vermelerinden belli.
İnançlara saygılı
Bu gençlerin, inançlara saygılı bir laiklik anlayışına sahip oldukları da ortaya çıkan bir başka sonuç. Eylemciler arasında başı örtülü genç kızların bulunmasının yanı sıra kandil gecesindeki davranışları, kandil simidi dağıtmaları, farklı olanlarla bir arada yaşama sorunları bulunmadığını gösterdi.
Demokrat
Keza bu eyleme katılan gençlerin demokrat oldukları konusunda da kuşku yok. Bu olayı bir darbe ortamı yaratma girişimi olarak değerlendirenlerin yanıldıkları yine ankete verdikleri yanıtla ortaya çıktığı gibi Gezi Parkı’nda kararları demokratik yöntemlerle almalarından da anlaşıldı.
Eğitimli
Anketler, bu gençlerin eğitim düzeyini de gözler önüne serdi. Yüzde 13 master ve doktora derecesine sahip olan bu gençlerin büyük çoğunluğu üniversite mezunu. Mensup oldukları gelir grubunun da en alt gelir grubu olmadığı, anketi yapanların orta sınıf olarak tanımlamalarından da anlaşılıyor.
Dışa açık
Gezi Parkı gençlerinin bir özelliği de dış dünyaya açık gençler olması. Facebook, twitter gibi sosyal medya araçları üzerinden iletişim kurmaları, bu iletişimi küresel düzeyde de sürdürmeleri, çoğunun yabancı dil bilmesi, bu özelliklerini gösteriyor.
İşlev ve politik sonuç
Gezi Parkı eylemini yapan gençlerin, bir muhalefet işlevi gördükleri de açık. Bu işlevleri sadece Gezi Parkı’ndaki ağaçları korumakla sınırlı kalmadı, halk kesimlerini de değişik nedenlerle de olsa harekete geçirdi.
Polisin bu gençlere uyguladığı aşırı gücün yol açtığı tepki, toplumun bazı kesimlerindeki birikimin patlamasına neden oldu. Gezi Parkı eylemi, bir toplumsal muhalefet hareketini de ortaya çıkardı.
Gezi Parkı eyleminin, başlangıçta küçük bir çevreci grubun kolluk gücüyle kolayca bertaraf edilebilecek bir hareket gibi okunmasının yanlış olduğu anlaşıldı. Parktaki gençlerin direnciyle giderek büyüyen eylemler, hükümeti, durumu yeniden değerlendirmeye ve adım atmaya yöneltti. Başlangıçta Topçu Kışlası projesinde AVM ve konutları içereceği dillendirilirken, bu eylem karşısında proje değiştirildi. Gezi Parkı’ndaki direnç sonrasında hükümet ve belediye yetkilileri, projede, kesinlikle AVM ve konut olmayacağını açıkladılar. Proje değiştirilerek sadece, “İstanbul Şehir Müzesi” projesine dönüştürüldü. Yetkililer, açıklamalarda sadece, “Şehir Müzesi” ifadesini kullanmaya başladılar. Hükümet tarafı, ısrardan vazgeçerek, projeyle ilgili olarak önce yargı kararının bekleneceğini, yargı kararı olumsuz çıkarsa buna uyulacağını, olumlu çıkması halinde ise hemen uygulamaya geçmeyip halkoyuna başvurulacağını da açıkladı. Böylece hükümet, başlangıca göre çok farklı bir noktaya gelmiş oldu.
Gezi Parkı gençlerinin hükümetin geldiği yeni çizgiye ne yanıt verecekleri ise bugün belli olacak.