Fransa Anayasa Konseyi, “Ermeni soykırımı yoktur” demeyi suç sayan yasayı iptal etti. Ama 2001 yılında çıkarılan ve Ermeni soykırımını tanıyan yasa duruyor.
Anayasa Konseyi’nin “soykırım yoktur” demeyi suç sayan yasayı iptal etmesi, soykırımı tanıyan yasanın da iptal edilmesine yol açabilir mi?
Elekdağ’ın saptamaları
Ermeni iddialarını en iyi bilen ve en yakından izleyen isimlerin başında, emekli büyükelçi ve eski milletvekili Şükrü Elekdağ geliyor.
Elekdağ, Ermeni iddiaları karşısında sadece partisi CHP yönetimine değil görevdeki bütün hükümetlere yardımcı olmuş, yol göstermiş bir isim.
Elakdağ, soykırımı tanıyan yasanın da iptal edilebileceğini düşünüyor ve şu saptamaları yapıyor:
1- Fransa Anayasa Konseyi’nin kararı, sadece sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasayı iptal etmekle kalmıyor, 29 Ocak 2001 tarihli, “Fransa, Ermeni soykırımını açıkça tanır” şeklindeki yasanın hukuki temellerini kökten çürütüyor.
2- Konsey kararında bu yasaya doğrudan atıfta bulunmuyor. Ama bir yasanın anayasaya uygun olabilmesi için gerekli şartların altını çiziyor.
3- Bu şartlara göre, yasaların normatif ve tanzim edici olması gerekiyor. Konsey kararının iki yerinde bu gereksinimi şöyle belirtiyor;
4- Kanunlar, kuralları ifade etme amacını taşımaktadırlar, buna istinaden de normatif bir yapıya sahip olmaları gerekmektedir.
5- Bir kanun hükmünün soykırım amacını tanıma amacını taşıması halinde, bu kanun haiz olması gereken normatif değeri içermeyecektir.
Kanun olma şartları
6- Görüldüğü üzere, Anayasa Konseyi, bir soykırımı düzenleyen yasal düzenlemenin, kanun olma şartlarına sahip olmadığını belirtmektedir.
7- Konsey kararı, bu niteliğiyle Türkiye’ye 2001 tarihli Ermeni soykırımını tanıyan yasanın iptal edilmesi imkânını sağlıyor.
İptal yolu
Elekdağ, dünkü görüşmemizde, Fransa’da bir davanın tarafı olan bireylerin yasanın iptali talebiyle Anayasa Konseyi’ne başvuru hakkı bulunduğunu belirterek, soykırım yasasının iptal yolunu şöyle gösterdi:
8- Fransa Anayasası’nın 61/1’inci maddesine göre, bakılmakta olan bir dava vesilesiyle anayasaya aykırılık itirazı imkânı vardır.
9- 1 Mart 2010 tarihinden bu yana yürürlükte olan bu mekanizmaya, “Question Prioritaire de Constitutionnalite-QPC (Öncelikli Anayasal Soru)” deniliyor.
10- Buna göre, bir davaya taraf olan şahıslar, anayasaya aykırı bir yasanın iptali talebiyle Anayasa Konseyi’ne başvurabiliyor.
11- Anayasa Konseyi, başvuru üzerine Yargıtay veya Danıştay tarafından bir ön inceleme (filtrage) yapılmasını takiben davaya bakıyor.
12- Türkiye’nin, QPC mekanizmasından yararlanarak 2001 tarihli Ermeni soykırımını tanıyan yasayı iptal ettirmesi mümkün.
13- Bu konuda eski Anayasa Konseyi Başkanı Robert Badinter’in görüşleri, Türkiye açısından son derece önemli.
14- Badinter, Le Monde gazetesinde yayımlanan, “Le Parliament n’est pas un tribunal (Parlamento bir mahkeme değildir)” (15.1.2012) başlıklı makalesiyle Türkiye’ye yol göstermişti.
15- Dediği şu: “2001 soykırım yasasının meşruiyeti hakkında Anayasa Konseyi’ne başvurulursa anayasaya aykırılık gerekçesiyle iptali sağlanır.”
Sırma Oran olayı
16- Şimdi Badinter’in işaret ettiği imkândan Türkiye’nin nasıl yararlanabileceğini Sırma Oran olayını örnek vererek belirteyim.
17- Fransa’nın Lyon kentinde yaşayan Sırma Oran, 2008 belediye seçimlerinde belediye meclisine yeşillerin listesinden aday olmuştu.
18- Sadece Türk asıllı olduğundan adaylığının kabulü için kendisine, “Ermeni soykırımını tanı” dayatması yapılarak istifaya zorlandı.
19- Bunun üzerine Oran, kendisine ayrımcılık yapıldığı savıyla Villeurbanne şehri Belediye Başkanı Jean Paul Bert’e dava açtı.
20- Davaya bakan Lyon Ceza Mahkemesi, rezilane bir kararla belediye başkanını haklı çıkardı ve Oran’ı 1.500 euro para cezasına çarptırdı. Temyiz mahkemesi de bu kararı onadı.
21- Şimdi Anayasa Konseyi’nin bu kararı, ortamı değiştirecektir. Oran’ın durumundaki kişiler bundan böyle QPC mekanizmasını işletebileceklerdir.
Elekdağ, Türkiye’nin Sırma Oran olayına benzer bir olay yaşanması olasılığını düşünerek, bu mekanizmayı kullanmak üzere şimdiden hazırlık yapması gerektiğini vurguluyor.
Elekdağ, Frasa Anayasa Konseyi kararlarının kesin olduğunu ve Sarkozy’nin benzer bir yasayı yeniden çıkarmasının mümkün olmadığını da savunuyor.