* Bogota-Kolombiya
Erdoğan, Kolombiya’nın başkenti Bogota’da konakladığı otelden öğle saatlerinde çıkarak, araçla şehir turu yaptı. Altın müzesi Museo del Oro’yu gezen Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, yöresel el sanatları ürünlerinin satıldığı çarşıya geçti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ziyareti devlet başkanı düzeyinde Kolombiya’ya yapılmış ilk ziyaret niteliği taşıyor.
Türkiye ile Latin Amerika ülkeleri arasında ekonomik, siyasi açıdan güçlü bir ilişki geçmişte kurulmuş değil. Tarih boyunca ihmal edilebilir bir ekonomik ilişkinin ötesinde bir yakınlık yok.
Bu nedenle olacak ki Cumhurbaşkanı Erdoğan Kolombiya’da sıcak bir ilgiyle karşılandı.
Türkiye ve Kolombiya
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçakta ziyaretinin amaçlarından birinin de Kolombiya’nın FARC ile yürüttüğü barış süreci deneyimi ile Türkiye’nin PKK ile yürüttüğü çözüm süreci konusunda görüş alışverişinde bulunmak olduğunu belirtmişti.
İki ülke heyetleri arasında dün bu konuda temaslar yapıldı.
“Türkiye neresi, Kolombiya neresi, iki ülke arasındaki ortaklıklar ve farklılıklar nelerdir, FARC ile PKK’nın benzerlikleri var mıdır, Kolombiya modeli, Türkiye için çözüm modeli olabilir mi?” sorularını yanıtlamaya çalışalım.
Kolombiya ile Türkiye’nin ulusal kurtuluş mücadeleleri aynı dönemlerde başlamasa da sonuca ulaşması aynı tarihsel döneme rastlıyor.
İki ülke de ulusal kurtuluş mücadelelerini 1920’lerin başlarında bağımsızlıkla sonuçlandırıyorlar.
Temel fark, Kolombiya’nın bir sömürge olması ve İspanyol sömürge yönetimine karşı uzun soluklu mücadele etmesi; tarihi boyunca hiç sömürge olmamış Türkiye’nin ise 1. Dünya Savaşı sonrası uğradığı işgale karşı bağımsızlık mücadelesi vermesi.
1808’de Napolyon’un İspanya’yı işgal etmesinden sonra Latin Amerika’da Simon Bolivar önderliğinde ortaya çıkan mücadele, 1903’te Kolombiya Cumhuriyeti ilan edilinceye kadar sürüyor.
Bu süreçten sonra ABD’nin desteğiyle Panama’nın koparılmasıyla 1921’de bugünkü Kolombiya kuruluyor.
Aynı süreçte, Atatürk’ün bütün mazlum uluslara örnek gösterilen Kurtuluş Savaşı da zaferle sonuçlanarak 1923’te bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne ulaşıyor.
FARC ile PKK
İki ülkenin terör örgütleriyle mücadelesine baktığımızda ise karşımıza şu tablo çıkıyor:
FARC (Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia - Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) 1966’da kurulmuş Marksist-Leninist bir örgüt. Kolombiya’nın kırsal kesimine dayanan, tüm ülkede Marksist bir rejim kurmayı amaçlayan örgüt, bu çizgisinden vazgeçmemiş, Küba devrimi ve liderleri olan Fidel Castro ile Che Guevara’dan da esinlenmiş bir mücadele anlayışına sahip.
FARC ve köylüler
Kolombiya’nın kırsal kesiminde özerk bölgeler oluşturmuş olan FARC, Kolombiya hükümeti ile müzakere masasında görüşmelerini sürdürüyor.
FARC ile PKK arasındaki benzerlik, PKK’nın da Marksist ve Leninist bir örgüt olarak ortaya çıkmış olması.
Kürdistan İşçi Partisi adıyla ortaya çıkan PKK’yı, FARC’tan ayıran temel özelliklerden biri etnik bir yapıya dayanması.
PKK başlangıçta bağımsız Kürdistan devletini kurmak üzere eylemlerine başladı.
FARC ise Kolombiya köylülerine dayanmakla birlikte etnik bir ayrımcılık gütmüyor.
FARC hâlâ Marksist
Bugüne bakıldığında ise FARC hâlâ Marksist-Leninist ideolojiyi koruyor.
Ancak aynı şeyi PKK için söylemek mümkün değil.
Ana çizgisini Kürt milliyetçiliğine oturtan PKK, bağımsız devlet amacından vazgeçtiğini ilan etmiş olsa bile bu konu hâlâ tartışmalı. Ayrıca PKK hem liberal politikalara hem de ABD desteğine yönelmiş durumda.
Öcalan’ın savunmalarında Marx’ı eleştiren tutumu, reel sosyalizmi reddeden yaklaşımıyla çok farklı bir teze sahip olduğu söylenebilir.
‘Masa’ ve ‘Müzakere’
İki örgütün belirgin ortak yönü olarak, silahlı mücadele, zaman zaman ateşkeslerle masaya oturmaları gösterilebilir.
Türkiye ve Kolombiya hükümetleri içerisinde ortak yönü yine “masa” ve “müzakere” süreçleri oluşturuyor.
Bu tablo, iki ülkenin “yöntem” konusunda birbirlerinin deneyiminden yararlanmayı amaçladıklarını gösteriyor.