Sorarsanız, birçok neden sayarlar: l Yan baktı, l Yan oturdu,
- Yan yürüdü,
- Topuğunu gösterdi gibi...
İşi “namus”a bağlayan gerekçeler sayıp döverler...
Mesele “namus” meselesi gibi görülüp gösterilse de, sorunun kadını “mal” gibi gören tarihsel bir kökeni vardır.
Mülkiyet meselesi
İnsanlar günlük olarak tükettiklerinden fazla üretmeyi topraktan öğrenmişlerdir. Yerleşik düzene geçmeleri de bundan sonra olmuştur.
Ne zaman ki, artan ürüne ve onu üreten toprağa “benim” diyerek “mülkiyet” düzenine geçişleriyle kadını da mülkiyetlerine katmaları bir olmuştur. Doğadan gelen fiziksel üstünlüklerine buna dayalı mülkiyet üstünlüklerini de ekleyince, kadın erkeğin gözünde “mal” haline gelmiştir.
Bundan sonradır ki, kadının öldürülmesi, dövülmesi, alınıp-satılması, mal sahibi olarak erkeğin kararına kalmıştır.
Yerleşik düzene geçilmeden önce hiçbir şey ve hiçbir kimse mülkiyet konusu olmadığı için kadın da olmamıştır.
Bu nedenledir ki, kadın hakları mücadelesi, kadını mal haline getiren feodal ve farklı biçimde bunu sürdüren kapitalist düzende verilen bir mücadeledir.
Evilyn Reed, “Kadının Evrimi” adlı eserinde, insanlığı kadın merkezli ilk dönemlerden erkek-mülkiyet merkezli ataerkil toplum düzenlerine nasıl evrildiğini çok iyi anlatır.
Şiddetin kaynağı
Şiddet erkek doğasına özgüdür. Ünlü biyolog Dr. Michael Ghicgieliri, “Erkeğin Karanlık Yüzü” adlı eserinde bunun gerekçelerini açıklar.
Kadın barışçıdır, erkek savaşçı.
Kadın toplayıcıdır, erkek avcı.
Kadın yaşatmaya programlıdır, erkek öldürmeye.
Kadın işbirliğine yatkındır, erkek rekabete.
Kadın yapmaya yatkındır, erkek yıkmaya.
Bütün savaşların erkekler tarafından çıkarılmış olması da bu farklılığı doğrular.
Katil erkek sayısının katil kadın sayısından fersah fersah fazla olması da bir başka göstergedir.
Erkeğin terbiye edilmesi
İnsanlık bitkiyi ve hayvanı terbiye ederek yerleşik yaşam düzenine geçmiş ve aynı süreçte erkeği terbiye edememiştir.
Kadına şiddetin son bulması için gösterilen çabaların tamamını “erkeği terbiye etme” çabası olarak görebiliriz.
Erkek nasıl terbiye edilir? Bu çok yönlü bir uğraş olmakla birlikte özü eğitimdir. Cinsiyet ayırımı yapmadan insanların eşit olduğundan başlayıp, çağdaş yaşamda kaba güce yer olmadığına, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne kadar uzanan bir eğitim süreci...
Kadının ekonomik özgürlüğü
Kadına şiddeti önlemenin diğer önemli adımı ise kadının mülkiyet konusu olmaktan, mal muamelesi görmekten kurtarılması için ekonomik özgürlüğüne kavuşturulmasıdır. Ki bu da bir yandan ekonomi diğer yandan eğitim gerektiren bir süreçtir.
Eğitimden ve ekonomik özgürlükten yoksun bir kadının kendini koruması ve şiddeti def etmesi mümkün değildir.
Kültürlenme
Eğitim ve ekonominin toplamı ise kültürlenme meselesidir.
İnsan doğduğu ortamda kültürlenmeye başlar. Kültürlenme anadan-babadan başlar. İçine doğduğunuz ortam eğitim ve ekonomik özgürlükler bakımından kadın ve erkeğin eşit olduğu ve görüldüğü bir ortamsa, erkek çocuk olarak buna uygun biçimde kültürlenmeye başlarsınız. Aksi ise, aksine kültürlenirsiniz.
Birincide kimseye el kaldırmaz, ikincide ana olarak kutsal saydığınız kadını; eş olarak, kız çocuk olarak, kardeş olarak eşek sudan gelinceye kadar dövmeyi görev ve marifet sayarsınız.