Türk siyasi yaşamının simge isimlerinden Necmettin Erbakan, dün, ebedi yolculuğuna yüz binler tarafından uğurlandı. Milli Görüş adını verdiği, siyasi yaşamın ana akımlarından birisi haline gelen hareketin liderini uğurlayanlar arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi yüzlerce öğrencisi vardı.
Erbakan, kendisi için siyasi kulislerde sürekli söylenen ve neredeyse slogan haline gelen “Kendisi muhalefette, fikirleri iktidarda” ifadelerine rağmen, son nefesine kadar yılmadan, iktidar savaşını sürdürdü.
Numan Kurtulmuş’la parti yönetimi konusunda düştüğü fikir ayrılığı, Kurtulmuş’un ekibiyle birlikte ayrılarak HAS Parti’yi kurması, 86 yaşındaki liderin yeniden Saadet Partisi Genel Başkanlığı koltuğuna oturmasına fırsat yaratmıştı. Ölümünden sonra, hastane odasında geçirdiği günlerde, 90’lı yıllardakine benzer bir ittifakla çıkış hazırlığı yaptığı da anlaşıldı.
Kutsal ittifak
Erbakan, siyaset yasağının 1987’de kalkmasının ardından genel başkanı olduğu Refah Partisi’ni Meclis’e taşıyabilmek için, 1991’de Milliyetçi Çalışma Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş ve Islahatçı Demokrasi Partisi Genel Başkanı Aykut Edibali ile ittifak yapmış ve başarılı olmuştu. Yüzde 10’luk seçim barajı, “kutsal ittifak” diye de anılan bu ittifakla delinmiş, Erbakan, Meclis’e girmeyi başarmıştı.
Yeniden ittifak
Açığa çıkan bilgiler, Erbakan’ın Saadet Partisi Genel Başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra benzer bir “sağ” ittifak formülüyle barajı aşmayı tasarladığını ortaya koyuyor.
Yapılan açıklamalar, Erbakan’ın, Namık Kemal Zeybek’in genel başkanlık koltuğuna oturduğu Demokrat Parti ile ilkeler düzeyinde anlaştığını, Abdüllatif Şener’in lideri olduğu Türkiye Partisi ile de anlaşma zeminini yakaladığını gösteriyor. Erbakan‘ın planının, bu ittifaka milliyetçi oyların MHP’den sonraki adreslerinden Büyük Birlik Partisi’nin de katılması ve böylece geniş eksenli bir cephenin kurulması olduğu belirtiliyor.
Gelen bilgilere göre, Erbakan 27 Şubat’ta vefat etmeseydi, Başbakanlık koltuğunu bırakmak zorunda kaldığı sürecin miladı olan 28 Şubat’ın 14. yıldönümünde, ittifak çalışmalarına son şeklini verecekti. Türk siyasetinin en önemli ve renkli liderlerinden biri, son nefesine kadar bu çalışmalarını sürdürüp, iktidar kavgası vererek perdeyi kapattı.
İttifak kurulur mu?
Ancak ölümünden sonra bu siyasi partilerden gelen açıklamalar, Erbakan’dan sonra da ittifak çalışmalarının son bulmayacağını gösteriyor. Saadet Partisi’nin öncelikli problemi haline gelen “genel başkanlık” sorununu çözmesinin ardından, tek başına yüzde 10 barajını aşma ihtimalleri son derece düşük olan bu partilerin temasları devam edecek. Erbakan’ın ölümünden sonra Saadet Partisi’nin Kurtulmuş döneminde yakaladığı ivmeye benzer bir çıkış yakalayıp yakalayamayacağını göreceğiz. Ancak Erbakan’ın kafasındakine benzer bir ittifakın oluşturulamaması halinde, 12 Haziran’da bu partilerden hiçbirinin TBMM’ye 4. parti olarak giremeyeceği de ortada.
Yüz binler tarafından uğurlanan Erbakan’ın ölümüyle, Türk siyasi yaşamı, 1970’lerden bugüne siyasi yaşama yön veren en önemli aktörlerinden birini kaybetti. Yaptığı son planın yaşama geçip geçmeyeceği, geçerse sonuç verip vermeyeceği ise ilerleyen dönemde belli olacak.