Hükümet, açılım sürecinde attığı ve atmayı düşündüğü adımlar konusunda CHP ve MHP’yi ikna edemedi. Bu konuda hükümet ile CHP ve MHP arasında köprüler atılmış görünüyor.
CHP ve MHP’nin ikna olmadığı, aksine, tüm güçleriyle karşı çıktıkları açılım süreci PKK’yla aynı çizgiyi izleyen DTP’yi de tatmin etmiş değil. DTP lideri Ahmet Türk, dün yaptığı açıklamayla bunu bir kez daha gösterdi.
Ceviz kabuğu
Türk, hükümetin attığı adımları, “aldatmaca ve oyalama” olarak niteledi. İktidarı “tasfiye”ye yönelmekle suçladı. Yönetmelik değişikliği, yer isimlerinin geri verilmesi gibi adımları “ceviz kabuğu”nu doldurmayacak girişimler olarak tanımladı.
TRT’nin 24 saat Kürtçe yayın yapması, ayrıca RTÜK’ün düzenlemesiyle özel televizyonlara da 24 saat Kürtçe yayın yapma olanağı verilmesi; “dağdan inme” örneği olarak Kandil ve Mahmur’dan gelenlerin pişmanlık belirtmemelerine karşın “221. maddeden yararlanma ihtimallerine binaen” serbest bırakılmaları, zafer havasıyla bölgede gezdirilmeleri DTP’yi memnun etmeye yetmemiş. Türk, açıklamasında bunlara değinmedi bile.
Öcalan’ın durumu
“Muhatap kim olacak?” tartışmaları içinde Kandil’den “DTP olabilir” mesajı gelmesine karşın Türk, ısrarla muhatabın Öcalan olduğunu vurguluyor. DTP lideri, sürecin akıbetinin de İmralı’ya bağlı olduğunu her fırsatta savunuyor.
DTP’nin süreçten anladığı, Öcalan’ın durumu. Eğer Öcalan durumdan ve durumundan memnun değilse, DTP’nin sürece destek vermesi de mümkün değil. Türk’ün dünkü sözleri bunu gösteriyor.
DTP liderinin süreci bağladığı koşulların başında Öcalan’ın yeni koşulları geliyor. Türk, yapılan yeni cezaevinin koşullarının eskisine göre daha kötü olduğunu vurguladı ve Öcalan’ın “ölümle burun buruna olduğunu” söylediğini öne sürdü.
Türk, yeni cezaevi koşullarının “işkenceye” dönüştüğünü de savundu ve Öcalan’ın sağlık koşullarının Türkiye’deki gelişmeleri derinden etkileyeceğini söyledi. Öcalan’ın sağlık koşullarının içinden geçtiğimiz süreçte “stratejik” önem taşıdığını da ekledi. Türk’ün, “Kürtlerin gözü kulağı İmralı’dadır, İmralı toplumsal barışın en hassas noktasıdır” diyerek, “uyarı”da bulunmayı da ihmal etmedi.
Anayasal tanıma
Türk, açılım süreciyle ilgili açıklamasında Kürtlerin Anayasa’da tanınmasını istedi. “Kürt sorunu Kürt halkının varlığının Anayasa’da tanınıp tanınmama sorunudur” tanımı yaptı. “Kürt halkının siyasi ve kültürel hakları tanınmadan ve iradesi muhatap alınmadan sorunun çözümü mümkün değildir” dedi.
Hükümete üç koşul
DTP lideri Türk, dünkü açıklamasıyla hükümete üç koşul öne sürmüş oldu:
1- Öcalan siyasi irade olarak muhatap alınsın ve koşulları düzeltilsin,
2- Kürtler Anayasa’da tanınsın,
3- Kürtlerin siyasi hakları verilsin.
Bu koşulların kabul edilmesi için hükümetin doğrudan veya dolaylı olarak Öcalan’la masaya oturması; Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerinin değiştirilerek Kürt kimliğinin Anayasa’ya girmesi; Kürtlere siyasi haklar ve özerklik verilmesi gerekiyor. Bu da Atatürk’ün kurduğu üniter Türkiye’nin yerine federal yapılı yeni bir Türkiye kurulması anlamına geliyor.
Açılıma başlangıçta sıcak yaklaşan DTP, giderek makası açıyor. CHP ve MHP’yle köprüleri atan hükümetin, DTP’yi de tatmin edemeyeceği ve açılım yolunda yalnız ilerleyeceği anlaşılıyor.