Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Doktorlar bugün Ankara’da büyük bir miting yapacaklar. Mitingi düzenleyenlerin verdiği bilgilere göre 10 binden fazla doktor, eczacı ve hemşirenin Ankara’ya gelmesi bekleniyor.
Bize yansıyan şikâyetlerden anlaşılıyor ki, başta asistanlar olmak üzere doktorlar performans sistemini eleştirecekler. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ ise vatandaşın performans uygulamasından memnun olduğunu, TÜİK’in yaptığı çalışmalara göre memnuniyetin 2010 yılı itibariyle yüzde 73’e yükseldiğini açıkladı.
Doktorlar ise memnuniyetsizlik yansıtıyorlar. Asistan doktorların sisteme yönelik eleştirilerini dün yansıtmıştık. Doktorlardan gelen şikâyetlere bugün de devam edelim:

Bana gerek var mı?
“Kamu hastanelerindeki mesai saatlerimiz 8 ila 17 arası. Günde 50 civarında hasta görmem bekleniyor. Bekleniyor, çünkü randevuları biz vermiyoruz. Merkezi sistem 10 dakikada bir hasta veriyor bizlere. Hastanın odaya girmesi, derdini anlatması, tedavisinin planlanıp kendisine takdim edilmesi ve çıkması için ayrılan toplam süre bu. Bu sürenin 5-6 dakikasını hastanın odaya çağrılması, bilgisayar kaydı, raporlama, reçete yazma vb. angaryalara gidiyor. Hastaya kalan süre 4 dakika. Sık sık aklıma geliyor. Benim yaptığım işi iyi hazırlanmış bir bilgisayar programı da yapar. Hasta bilgisayar başına oturur, yakınmalarını yazar, gerekli doküman da yazıcıdan eline verilir! Benim en az 11 yıllık eğitimime ve 17 yıllık deneyimime gerek kalır mı bu durumda?”

Ne kadar hasta, o kadar para
“Biz asistan hekimlerin tek derdi para değil. Bunu Sağlık Bakanı’na anlatamadık veya anlamak istemiyor. Biz esas görevi eğitim ve bilimsel araştırma olan hocalarımızın muayenehane açmalarına karşıyız. Hocaların muayenehaneden hastaneye uğradıkları yok. Performans sistemi de tam bir facia. Tamamen hastaların aleyhine. Düşünün, ne kadar çok bakarsan o kadar çok puan! Ne kadar iyi bakarsan değil!”

Hekim memnuniyeti
“Sağlık Bakanı’nın verdiği cevap bu mudur? Demek ki, hekimlik sadece ücret temelli bir iş olup, meslek ahlakının, iş barışının, hasta sağlığının bir önemi yokmuş! Yani asistan hekimlerin ve genelde biz hekimlerin tek sorunu aldığımız ücretmiş! Ücreti artırırsak hastalara ayırdığımız süre artar, daha iyi tanılar koyup daha iyi tedaviler uygularmışız! Hasta memnuniyeti yüzde 70 artmış. Peki yoğun iş yükü ve performans sistemi nedeniyle yanlış tanı koyma oranları, abartılı tanılarla yapılan ameliyat oranları (apandisit, sezaryen, safra kesesi ameliyatları...) reçete edilen ilaç oranları azalmış mı, artmış mıdır? Daha da önemlisi hekim memnuniyeti artmış mıdır acaba?”

Hatalarımızın telafisi yok
“Bizim derdimiz hastaya ideal süreyi ayırabilmek; hastayı dinlerken ona konsantre olabilmek, işimizi yarım yamalak yapmak zorunda bırakılmamak. Biz insan sağlığı ile uğraşıyoruz; hata yapma, atlama, düşünememe lüksümüz yok. Bizim yaptığımız hataların telafisi yok.”

Akdağ’ın yanıtı
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, doktorların şikâyetlerini yanıtlamak üzere dün yeniden aradı. Akdağ, performans sistemi öncesindeki uygulamanın sadece hocaları koruduğunu, hastaların verdiği paradan oluşan döner sermayeden sadece onların yararlandığını ancak asistanlara zırnık koklatılmadığını ifade etti ve şu soruyu sordu:
“Hocalara şunu sormanızı rica ediyorum; 2010 yılında özel muayene nedeniyle aldıkları ek ödemenin toplamı kaç liradır? Sadece geçtiğimiz aralık ayında döner sermayeden aldıkları katkı kaç liradır? Döner sermayeden asistanlara verilen ortalama ek ödeme kaç liradır? Bu soruların özellikle asistanların yaptığı eyleme katılarak, onlara duygusal konuşmalar yapan hocalara sorulması gerekir. Getirdiğimiz yeni sistem asistanların lehinedir. Artık onlar da vatandaştan alınan paralarla oluşan döner sermayeden daha fazla ek ücret alabilecekler. Biz olaya hem hastaları hem de ağır yük taşıyan asistanları düşünerek sosyal bir açıdan yaklaşıyoruz.”