Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, İmralı’yla görüşmelerin yapıldığını açıklamasından sonra, Mardin Bağımsız Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ile BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata’nın, adaya giderek Abdullah Öcalan’la görüşmeleri, siyasi gündemin ilk sırasına oturdu.
Türk, Öcalan’la görüştükten sonra Diyarbakır’a giderek BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’la bir durum değerlendirmesi yaptı.
Demirtaş’a, dün Diyarbakır’dan telefonla yaptığımız görüşmede İmralı görüşmelerinden nasıl bir izlenim aldığını, umutlu olup olmadığını sordum. Demirtaş, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Hayal kırıklığı olmasın”
“Abartılı bir umuda kapılmak istemiyoruz. Tümüyle karamsarlık içinde retçi bir havaya girmek de doğru değil, her şey İmralı görüşmesiyle çözüldü gibi abartılı bir iyimser havaya girmek de doğru değil. Sancılı bir sorunla uğraşıyoruz. Çok fazla umuda kapılıp sonra hayal kırıklığı yaşamak istemiyoruz.”

“Görüşmenin kendisi de mesaj”
Demirtaş, 14 yıl aradan sonra Öcalan’la avukatları dışında, siyasi kimlikleriyle iki milletvekilinin görüşmesini çok önemsediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“14 yıl sonra böyle bir görüşme gerçekleşti. İki milletvekili siyasi kimlikleriyle İmralı’ya gitti ve görüştüler. Bizzat bu görüşme dahi çok önemli bir mesajdır. Bu nedenle görüşmeyi çok önemsiyoruz, değerli buluyoruz.”

“Siyaset alanı güçlendi”
BDP Eşbaşkanı, bu görüşmeyle siyaset alanının güçlendiğini de belirtti ve şöyle konuştu:
“Bu görüşmenin en önemli yönlerinden biri siyaset kurumunu güçlendirmesindir. Silahın, şiddetin dışında siyaset alanının devreye girmiş olması, güçlendirilmiş olmasıdır. Bu görüşme siyasete güç verecektir.”

“Şeffaflık şart”
Demirtaş, barışa herkesin elinden gelen katkıyı yapması gerektiği çağrısında bulunurken de şöyle dedi:
“Bu çok hassas bir süreç. Barış isteyen, bu sorunun çözülmesini isteyen her kişi ve kurum elinden gelen katkıyı yapmalı. Ancak katkı yapabilmek için de bilgilendirilmek gerekir. Bu nedenle şeffaflık çok önemli. Süreç şeffaf bir şekilde, samimi biçimde yürütülmeli.”

“Muhalefet katkı vermeli”
BDP Eşbaşkanı, muhalefet partilerine de çağrıda bulundu:
“Muhalefet partilerinin de katkısı çok önemli. Onlar da sürece katkı verecek bir yaklaşım içinde olmalılar. Bu sürecin sağlıklı olarak yürüyebilmesi için çok önemli.”

“PKK’yı bekleyeceğiz”
Demirtaş’a, Öcalan’ın BDP Eşbaşkanı olarak kendisine özel bir mesaj gönderip göndermediğini, BDP’nin tutumu konusunda bir öneri ulaştırıp ulaştırmadığını da sordum. Şu yanıtı verdi:
“Hayır bana iletilmiş özel bir mesaj söz konusu değil. BDP’ye yönelik özel bir mesaj da yok. Biz, Öcalan’la heyetin yaptığı görüşmeden sonra atılacak adımları bekleyeceğiz. Hükümet veya heyet, bu görüşmelerle ilgili olarak PKK’ya bilgi iletecek. Artık hangisi, nasıl iletecek onu bilmiyorum. Biz de PKK’nın değerlendirmesini bekleyeceğiz. Hükümetin atacağı adımları bekleyeceğiz. Sonuçta Öcalan ile heyet bir mutabakata varmış olsalar bile bunu uygulayacak olanlar bizim dışımızda. Hükümet ve PKK uygulayacak. Bu nedenle biz değerlendirmeleri ve adımları bekleyeceğiz.”

“Hemen çözülmez”
Demirtaş, süreçle ilgili olarak ihtiyatlı olduklarını da ekleyerek şu yorumu yaptı:
“Sancılı ve büyük bir sorunla uğraşıyoruz. Öyle birkaç görüşme yapıldı diye Kürt sorunu hemen çözülmez. Bir görüşme yapıldı diye hemen böyle bir iyimserliğe kapılmak yanıltıcı olabilir. Zor bir sorun ve zor bir süreçtir. Görüşmeler nasıl hayata geçecek bu çok önemli. Bunu görmek gerekir.”

“Başbakan’ı suçlamıyorum”
Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın, terörle arasına mesafe koymadığı, PKK’dan bağımsız bir politika üretemediği, varlık gösteremediği, teröristlerle kucaklaşıldığı gerekçeleriyle BDP’yi muhatap almayacakları yönündeki sözleriyle ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Siyaset, konjonktüre göre yapılıyor. Bu nedenle şartlar değiştiğinde söylem de değişebilir. Bu nedenle biz eskiye takılıp kalmak istemiyoruz. Başbakan önce şöyle söylemişti sonra tersini yapıyor gibi bir suçlama yapmak istemiyorum. Biz, iki milletvekilimizle süreçte temsil ediliyoruz. Bunu çok önemsiyoruz. Bu hükümet açısından bir geri adım değildir. Bizi ileriye götürecek doğru adımlar önemlidir. Eskiye dönük tartışmalarda kalmak istemiyoruz.”