Üniversite öğrencilerinin pankart açtılar, parasız eğitim istediler diye yıllarca cezaevinde kaldığı; saçını, sakalını kesti diye örgüt üyeliğinden tutuklandığı, saçlarından çekilip yerlerde sürüklendiği, tekme tokat arabalara tıkıldığı; sakinleştiriyoruz diye kadının karakolda evire çevire dövüldüğü ülkemizde; medeni hareketleri o kadar özlemişiz ki, bir iki örneği görünce “çok güzel hareketler bunlar” demek gerekti.
Tweet atın
Güzel bir hareket yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’dan geldi. Çetinsaya, görevi devralır almaz öğrencilere esprili bir şekilde, “yumurta atmayın tweet atın” diye seslendi...
Öğrenciler de yumurta yerine tweet atmaya başladılar YÖK Başkanı’na...
Tweet’lerin büyük çoğunluğu, “YÖK kaldırılsın” şeklindeydi.
YÖK Başkanı, bu tweet’lere karşı soruşturma açtırmak yerine, yanıt verdi.
Kıyamet kopmadı...
Fatma Şahin’in çabası
Bir diğer “güzel hareket” örneği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’den geldi...
Şahin, bir süre önce bir toplantıda konuşurken, üç kadın tarafından protesto edildi. Bakan’ı, protestocu kadınlardan “korumak” amacıyla harekete geçen korumalar, Bakan’ı bile duymadılar veya duymazlıktan geldiler.
Fatma Şahin, kadınlara müdahale için hamle eden korumalarına bağırdı:
- Müdahale etmeyin, lütfen müdahale etmeyin!
Korumalar çoktan üç kadını yaka paça dışarı çıkarmışlardı.
Bakan Şahin, olaya müdahale etti ve üç kadını bulup, eleştirilerini, dertlerini dinledi.
Kıyamet kopmadı...
Ve Bakan Yıldız
Son güzel hareket örneği ise Enerji Bakanı Taner Yıldız’dan geldi.
Yıldız, Gazi Üniversitesi’nde konuşuyordu...
Konu, “Nükleer Enerjinin Geleceği ve Hukuki Sorumluluk”tu...
Öğrenci Nesimi Yiğit Eryılmaz, Bakan’ı protesto etti.
Sen misin protesto eden!
Bir değil iki değil tam dört koruma Nesimi’yi karga tulumba götürmek üzere bir anda fırladılar. Nesimi’yi “etkisiz” hale getirdiler ki, Enerji Bakanı Taner Yıldız ancak sesini duyurabildi.
Polislere müdahale etti ve Nesimi’yi de kürsüye, yanına çağırdı...
Nesimi’ye itirazlarını sordu, tartışalım dedi...
O da itirazlarını saydı:
17 saat çalışma öneriyorsunuz, kimse sizin ameleniz değil!
Sıfır sorun diyordunuz, bugün Suriye ile düşman gibiyiz!
Gazeteciler, öğrenciler cezaevlerinde!
Bakan Yıldız da yanıt verdi:
Söylediklerin doğru değil, gerçeği yansıtmıyor.
Nesimi itirazlarını sürdürdü, Bakan yanıtlarını verdi.
Sonuçta salondan birlikte ayrıldılar.
Bakan Yıldız, Nesimi’yi bakanlığa da davet etti.
Bu da çok güzel hareket...
Nesimi’yi kazanmak
Enerji Bakanı Taner Yıldız, diğer bakanlara ve siyasilere örnek olacak bir davranış sergiledi. Nesimi’yle kürsüde tartıştıktan sonra, gazetecilere de şöyle dedi:
“Nesimi farklı şeylere inanıyor, benden farklı düşünüyor olabilir. Ben de aynı sıralardan gelmişim. Oradaki tartışmadan galip çıkmaya çalışmak doğru değil. Eğer hatalı davrandı deyip mahkûm edersek Türkiye Nesimi’yi kazanamaz. Neticede bizim bulunduğumuz yerlere bu gençler gelecek.”
Öğrenci Bakan’a karşı çıktı, protesto etti sonra kürsüde itirazlarını sıraladı ve yanıtını da Bakan Yıldız’dan dinledi.
Tam da demokrasilerde olması gerektiği gibi...
Kıyamet kopmadı işte...