Teröristlerle kucaklaşan BDP milletvekilleri hakkındaki fezlekelerin TBMM’de işleme konulması dokunulmazlık tartışmasını alevlendirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün de, “BDP’liler çok şımardı, parlamento cevabını verir” diye özetlenecek konuşmasında, dokunulmazlıkların kaldırılabileceği mesajını yineledi.
“Suç özgürlüğü değil”
TBMM Başkanı Cemil Çiçek de dünkü görüşmemizde dokunulmazlık kurumunu değerlendirirken BDP’lilerle ilgili önemli mesajlar verdi. Çiçek, şu yorumu yaptı:
“Dokunulmazlık bizde yanlış anlaşılıyor. Dokunulmazlık suç işleme özgürlüğü değildir. Bugün Avrupa’da en çok bu konu konuşuluyor. Geçenlerde katıldığım Avrupa Konseyi Parlamento Başkanları toplantısında da konu yine dokunulmazlıklardı. Orada da üzerinde görüş birliğine varıldığı gibi, dokunulmazlık görevle ilgilidir, kişiyle ilgili değildir. Dolayısıyla milletvekiline suç işleme özgürlüğü vermez. Oysa Türkiye’de dokunulmazlık böyle anlaşılıyor. Benim dokunulmazlığım var o halde suç işlerim, gibi yorumlanıyor. Ama öyle değil. Suç işlerseniz yürürlükteki anayasa ve yasa kuralları uygulanır.”
“Sorumsuzluk”
Çiçek, milletvekili sorumluluğunu da anımsatarak, BDP adresine şu mesajları verdi:
“Milletvekili kamu düzenini bozacak, kaos yaratacak hareketlerden kaçınmak zorundadır. Kamu düzenini tesis etmek büyük ölçüde hükümetin işi olmakla beraber kural koyucu olarak Meclis’in de görevidir. Milletvekili kendi koyduğu kurala önce kendi uymak zorundadır. Böyle olması gerekirken suç olduğunu bildiği bir eylemin içinde olmak milletvekili sorumluluğuyla bağdaşmaz. Dokunulmazlık da suçu korumaz.”
“Devlete şantaj olmaz”
Çiçek, “Dokunulmazlıklar kalkarsa işler kontrolden çıkar, ortalık yanar, yıkılır” türündeki açıklamalara da tepki gösterdi ve şöyle devam etti:
“Bu, devleti tehdit etmektir, şantaj yapmaktır. Böyle şey olabilir mi? Hangi demokraside görülmüştür? Dediklerimi yapmazsan ben de taleplerimi C-4 patlayıcıya bağlarım, denilebilir mi? Dokunulmazlıklar kalkarsa şöyle olur, böyle olur demek hangi demokraside vardır? Siyaset, hukuk içinde demokratik kurallarla yapılır, tehditle, şantajla değil.”
“Bu tolerans başka yerde yok”
Çiçek, TBMM’ye yıllar içinde birçok dokunulmazlık dosyası geldiğini belirttikten sonra da şu yorumu yaptı:
“Dokunulmazlıklar konusunda Türkiye kadar toleranslı davranan başka bir ülke yok. Yıllar içinde birçok dokunulmazlık dosyası gelmiş ama dokunulmazlıkları kaldırılanlar çok az olmuştur. Bu Meclis kadar toleranslı davranan başka Meclis de yoktur. Ancak toleransın da çok iyi anlaşılması gerekir.”
Süreç uzun
Çiçek, dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinin uzun olduğu bilgisini de vererek şöyle devam etti:
“Sanki dokunulmazlıklar bugünden yarına kaldırılacak gibi tartışılıyor ama bunun bir prosedürü var ve uzun bir süreç gerektiriyor. Eğer komisyon, kaldırılma talebiyle Genel Kurul’a sevk eder ve burada kaldırılma yönünde karar çıkarsa; önce 7 gün içinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakları var. Sonra bireysel başvuru hakları var. Kaldırılma işlemi sonuçlanınca da o zaman yargı süreci başlıyor. Sonuç yargı kararıyla belirleniyor.”
İspanya ve ETA örneği
Çiçek, terörle mücadele ve çözüm yolları açısından diğer ülkeleri de inceliyor. Son olarak İspanya ve ETA konusunda nasıl bir uygulama yapıldığına ilişkin araştırma da yaptırdı. Bu araştırma sonucu, İspanya’nın ETA’yla özdeş olduğuna hükmederek Harri Batasuna, BH ve Batasuna partilerini kapatan kararlarında üç gerekçeye Çiçek de dikkati çekti:
1- Bu partilerle ETA arasında bir özdeşlik ilişkisinin varlığı,
2- Bu partilerin ETA tarafından sıkı bir şekilde kontrol altında tutulduğu,
3- ETA’nın terör örgütü ve onun kurduğu örgüt olan KAS’ı yönettiği.
AİHM’nin de bu kararları hukuka aykırı bulmadığı, dikkat çektiği bir başka nokta oldu.
Şikâyet varsa...
Çiçek, dokunulmazlık konusunun Türkiye’de her zaman tartışma konusu olduğunu, ancak bu konuda bir düzenleme yapılamadığını da söyledi. Çiçek, 1997 ve 1999 sonrasında dokunulmazlıkla ilgili değişiklik teklifleri verildiğini, ancak gizli oylamada teklif verenlerin sayısından daha az evet oyu çıktığını da anımsattı. Çiçek, dokunulmazlıklar konusunda bir rahatsızlık varsa, bunu çözmenin en iyi yolu yeni anayasa çalışmalarında yeni düzenleme yapmaktır, diyerek partilere çağrıda da bulundu.