Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Kürt sorunuyla ilgili sorularımı yanıtlarken, Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Baykal’ın Diyarbakır’a birlikte gitmelerini önermişti. Bu çağrısının diğer liderler için de geçerli olduğunu da söylemişti. Bu tür sorunların liderlerin vereceği birlik, beraberlik görüntüsü içinde ele alınmasının, birlikte çözüm aranmasının yararları üzerinde durmuştu.
Çiçek’in bu çağrısına karşılık, “Başbakan Erdoğan, Baykal’la değil DTP lideri Ahmet Türk’le gitsin” biçiminde karşı öneriler kamuoyuna yansıdı.
Çiçek’le dün yeniden bu konuyu konuştuk. Bu karşı öneri hakkında ne düşündüğünü sorduğumda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sizin o yazınız dikkatle okunursa, bu çağrıyı bütün liderler için yaptığım görülür. Zaten böyle de yazmışsınız. Sayın Baykal’ın adı, ana muhalefet lideri olduğu için ve biz CHP’yi konuştuğumuz için, öne çıktı. Yoksa ben çağrımı bütün liderler için yaptım. Kimseyi ayırmadım. Nevruzda bütün liderler el ele Diyarbakır’a gitsinler dedim. Bu yaklaşımıma samimiyetle katkıda bulunacak herkesle gidilir. Ben bir ayrım yapmadım. Türkiye’nin birliğe, beraberliğe çok ihtiyacı var. Sadece nevruz için de söylemedim. Birçok vesile doğuyor zaten. Bayram kutlaması olur, bir açılış töreni olur, liderler oraya da birlikte, el ele, kol kola giderlerse, birlik beraberlik mesajı verirlerse, çok iyi olur. Bundan memleket zarar görmez. Benim çağrım buydu.”

Demokratik tövbe
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, siyasette samimi olunması gerektiğini vurgulayarak, Türk siyasetinde etik kurallara uygun davranılmasını istedi.
Çiçek, bu bağlamda siyasilere, “Demokratik tövbe gerekiyor” ifadesini kullandı. Bu kavramla neyi kastettiğini sorunca şu yanıtı verdi:
“Söylemek istediğim şu, Türkiye’de siyasiler birçok söz veriyorlar. En fazla da demokrasi adına söz veriyor. Ama bu sözler tutulmayınca bu gereği yerine getirilmiyor. Demokratik tövbe gerekiyor derken bunu kastediyorum.
İnsanlar sözlerini tutamayınca, başarısız olunca bunun bir yaptırımı olmalı. İnsan hata yaptığını görünce, eğer bu dini bir konudaysa tövbe eder, günah çıkarır. Bu manada söylüyorum. Siyasi alanda da demokratik tövbe gerekiyor. Nasıl Avrupa’da seçimi kaybeden lider gidiyorsa, Türkiye’de de böyle olmalı. Bizde liderler arka arkaya neredeyse 5 seçim kaybediyor, yine koltuğundan kalkmıyor.
Bazı hukukçular bunun için kanun maddesi öneriyorlar. Oysa kanuna gerek yok, bu, demokratik terbiyenin zaten gereğidir. Siyasetçi bu terbiye gereği, koltuğunu bırakmalıdır. Almanya’da, Fransa’da kanun mu var?
Hayır, ama orada seçim kaybeden lider, yarım puanla kaybetse bile bırakıyor. Bir başkası geliyor. Demokrasinin gereği yapılıyor. Biz de ise en fazla demokrasi adına söz veriliyor ama demokrasinin gereği yerine getirilmiyor. Demokratik tövbe gerekiyordan kastım bu.”
Çiçek, bu kuralın kanun maddesi olarak değil ama siyasi ahlak gereği işlemesi gerektiğini savunuyor.