CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, birkaç ay önce Ali Kırca’nın programında, terör ve Kürt sorununun çözümü için siyasal hayatını sonlandıracak kadar risk almaya hazır olduğunu açıklamıştı. Kılıçdaroğlu, Kürt sorununa çözüm bulmak için TBMM’de bir uzlaşma komisyonu ve dışarıda da bir Akil İnsanlar Komisyonu kurulmasını da aynı programda önermişti.
Kılıçdaroğlu, bu önerisini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a götürdü. Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun ziyaretini ve bu konuda katkı vermek istemesini büyük bir memnuniyetle karşıladı. Ancak Kılıçdaroğlu’nun dört partinin katılımına dayalı uzlaşma komisyonu önerisi, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kesin tutumu karşısında çökmüş oldu. Başbakan Erdoğan da MHP’nin tutumu nedeniyle bu önerinin baştan çöktüğünü, ancak ana muhalefet partisinin bu girişimini çok önemsediklerini vurgulayarak, Kılıçdaroğlu’na ikili bir komisyon önerisinde bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun projesi gerçekleşmese de Başbakan Erdoğan’la bir araya gelmesi, çok önemli bir konuda katkı önermesi basında, kamuoyunda ve özellikle de iş dünyasında memnuniyet yarattı. Kılıçdaroğlu’nun çatışma kültürü yerine uzlaşma kültürü, çatışma dili yerine uzlaşma dili vurgusu da destek buldu.
İkili öneri
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın ikili komisyon önerisine henüz yanıt vermedi. Kurmayları, bu önerinin CHP’nin Meclis’te dört partili komisyon, Meclis dışında Akil İnsanlar Komisyonu’ndan farklı olduğunu ifade ettiler.
CHP lideri, bu öneriyi not etmekle birlikte, Başbakan Erdoğan’a anında yanıt vermedi. Kılıçdaroğlu’nun bu konuda acele etmeyeceği anlaşılıyor.
MHP’ye çağrı
Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin kesin tutumuna rağmen, bu partiye çağrısını dün de sürdürdü. “Komisyonun ismi benimsenmiyorsa değiştirebilir” dedi. “Başka bir isim öneriniz varsa o da olabilir” dedi. Ancak, Bahçeli’nin bu öneriye kapıyı kapatmasının nedeni komisyon isimleri değil. MHP lideri, işin esasına karşı. Dörtlü bir komisyonun, PKK ile müzakere ve terör örgütünü meşrulaştırma, onunla pazarlığa oturma anlamına geleceği için reddediyor. Bu nedenle Kılıçdaroğlu’nun ısrarlı çağrıları Bahçeli’nin tutumunu değiştirmeyecektir. Nitekim, dün MHP sözcülerinin yaptığı açıklamalar da bunu gösteriyor.
İdeolojik tartışma
Kılıçdaroğlu, terör ve Kürt sorununun çözümünü, siyasi hayatı pahasına çözmek için gayret göstereceğini vurgularken, CHP’yi, bir önceki Genel Başkan Deniz Baykal dönemine göre çok farklı bir çizgiye çektiği de görülüyor. Kılıçdaroğlu’nun, “yeni CHP” olarak tanımladığı bu çizgiye parti içinden de eleştiriler geliyor. Bu eleştirilerin hâkim yönünün, CHP’nin Atatürkçü çizgiden ve dolayısıyla kurucu felsefeden uzaklaştığı biçiminde olduğu söylenebilir.
Çözüm anlayışı farkı
1- “Terör ve Kürt sorunu”nun çözümü konusunda Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı ile Baykal dönemindeki yaklaşım arasında ciddi fark var. Kılıçdaroğlu, sorunun çözüm yollarından biri olarak anayasadaki vatandaşlık tanımının değiştirilmesini görüyor. Kılıçdaroğlu’nun görüşüne göre üst kimlik olarak, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı”nın kabul edilmesi, etnik kimlik tarifi yapılmaması sorunun çözümü için yeterli. Baykal ise etnik sorunların uluslaşma ile aşıldığı, bu nedenle “Türk milleti”nin üst kimlik olarak kabul edilmesi, etnik kimliklerin, farklı kültürlerin bu üst kimlik altında özgürce yaşanması gerektiğini savunuyordu. Atatürk’ün ulus anlayışının ve kurucu felsefenin soycu olmadığını vurguluyordu.
2- Kılıçdaroğlu, her türlü görüşmeyi yapmaya da yetkili olmak üzere iki komisyon önererek, toplumsal uzlaşmaya dayalı siyasi müzakere yöntemini sakıncalı görmüyor. Nitekim PKK’yla yapılan ve kamuoyuna yansıyan Oslo görüşmelerine değil, Başbakan Erdoğan’ın bu görüşmeyi gizlemesine tepki göstererek, yönteme itiraz etmemişti. Oysa Baykal, hükümetin PKK’yla MİT’i masaya oturarak suç işlediğini açıklamıştı.
Baykal dönemindeki CHP, görüşme, af gibi konuların PKK silah bırakmadan, dağdan inmeden, söz konusu bile edilemeyeceğini savunuyordu.
3- Türban ve benzeri konulardaki tartışmalar içinde Baykal döneminde lâiklik Türkiye’nin Aşil Topuğu olarak tanımlanıyor, laik ve üniter yapının zedelenmesi halinde Türkiye’nin çözüleceği görüşü dillendiriliyordu. Kılıçdaroğlu, laiklik tartışmalarının yol açtığı kutuplaşma nedeniyle iktidar partisine yaradığı görüşüyle, bu konuları öne çıkarmayan bir tutumu benimsedi. Bu farklılıklar, CHP içinde giderek daha belirgin hale gelecek tartışma başlatmış görünüyor.