Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP liderinden üç uyarı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yurda döndükten sonra yaptığı konuşmaları değerlendirirken üç konuda uyarıda bulundu.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a, “Gençlerle görüş, anlamaya çalış; halkı cepheleştirme; ekonomiyi bölme” diye seslendi.
Kılıçdaroğlu, dün sorularımı yanıtlarken, Gezi Parkı olaylarını ve Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarını şöyle değerlendirdi:

‘Miting yanlış yol’
“Başbakan, miting yapacaklarını ilan etti. Bu yanlış bir yol. Başbakan’a şunu sormak gerekir; kime karşı miting yapıyorsun? Halka karşı miting yapılır mı? Gençlere karşı miting yapılır mı? Senin karşında bir siyasi parti yok? Bu gençler, hiç ayırım yapmadan kendi anlayışlarını ortaya koydular. Halk da destekledi. Şimdi halka, gençlere karşı parti mitingi yapıyorsun, bu Başbakan sorumluluğuyla bağdaşmaz. Ben, olaylar başladığında da Başbakan’a çağrı yaptım. Diyalog kur, dedim, gençlerle konuş onları anla, dedim. Bugün de aynı çağrıyı yapıyorum. Başbakan ülkeyi sağlıklı yönetemiyor. Sinirle ülke yönetilmez. Kinle, inatla, hiddetle ülke yönetilmez.”

‘Cephelere bölme’
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın halkı cepheleştirmemesi gerektiğini vurgularken, şöyle konuştu:
“Başbakan, gençleri, hükümeti protesto eden vatandaşları anlayıp, dinleyeceği yerde, halkı cepheleştirmeye yöneldi. Oysa sağduyulu davranması gerekir. Halkı cepheleştirmemesi, kutuplaştırmaması gerekir. Bu konuda kendisini bir kez daha uyarıyorum; vatandaşı bölme, kitleleri karşı karşıya getirme, diyorum.”

‘Ekonomiyi bölme’
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ı bir bütün olan ekonomiyi de bölmekle eleştirdi ve şunları söyledi:
“Başbakan, ekonomiyi de bölüyor. Bir bütün olan ekonomiyi, iş dünyasını bizden olan bizden olmayan diye bölüyor ve tehdit ediyor. Böylece kendi ayağına kurşun sıkıyor. Bankaları ayırıyor, şu bankaya para yatırma demeye getiriyor, iş adamlarını bölüyor, ümüğünü sıkarım diyor. Şunun ürünlerini almayın diyor. Bunlar çok yanlış söylemler. Ekonomi bir bütündür. Bankacılığın da özeli, kamusu yoktur, hepsi aynı yasalara bağlıdır. Bu söylemiyle Başbakan, ekonomiye de zarar veriyor. Faiz lobisi diyor? Bunlar zorlama suçlamalar. Madem faiz lobisi vardı, 10 yıldır sen ne yapıyordun? Faiz lobisi halkı soyuyordu, diyor, o zaman sen de seyrediyordun, demektir.”
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’a, “Bizi dinlemiyorsan bari dünyayı dinle” diye seslenerek, şöyle devam etti:
“Biz, günlerdir sağduyu, diyalog çağrısı yapıyoruz. Aşırı güç kullanmayın, diye uyarıyoruz. Bırakın gençler barışçıl eylemlerini yapsınlar. Dünyanın her yerinde her gelişmiş demokraside böyle olur, diyoruz. Hatta AKP içinden de sağduyulu insanlar bunu söylüyor. Ama Başbakan dinlemiyor. Bizi dinlemiyorsun bari dünyayı dinle. ABD’sinden Almanya’sına kadar birçok ülke sağduyu çağrısı yapıyor. Başbakan onları da dinlemiyor. Birtakım komplo teorilerine sarılıyor, hayali senaryolar üretiyor.”
“Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve onunla Başbakan Vekili olarak görüşen Bülent Arınç ortalığı yatıştıracak açıklamalar yaptılar. Ortamı yumuşattılar, fakat Başbakan onları da dinlemedi. Türkiye’ye dönünce Gül ve Arınç’ın yumuşattığı ortamı yeniden gerdi, tansiyonu yeniden yükseltti. Başbakan’ın Gül ve Arınç’ı dinlemesi gerekirdi.”

‘Türkiye’ye büyük ayıp’
CHP lideri şöyle devam etti:
“Başbakan, önce Türkiye’yi düşünmeli. Türkiye’yi temsil ettiğini unutmamalı. Yalan yanlış bilgilerle konuşmamalı, Türkiye’nin itibarını sarsmamalı. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı bir yabancı ülke büyükelçisi yalanlıyorsa, orada durup düşünmeli. Başbakan’ın büyükelçi tarafından tekzip edilmesi, Türkiye için büyük ayıptır. Başbakan’ın ülkeyi bu duruma düşürmeye hakkı yoktur.”

‘Gençler bize öğretti’
CHP lideri, Gezi Parkı eylemini başlatan gençlerle ilgili olarak şu yorumu yaptı: “Gençler konusunda yanılmışız. Bize bunu gösterdiler. Apolitik gençlik deniliyordu. Öyle olmadıklarını gösterdiler. Bizden çok ilerideler. Bunu gördük, öğrendik. Başbakan da görmeli ve onlardan öğrenmeli.
Bu gençler, yeni bir siyaset evresini açtılar. Bunu iyi okumalıyız. Kendi aralarında bir kutuplaşma olmadığını gösterdiler. Başbakan sürekli halkı kutuplaştırırken türbanlılar-türbansızlar, dindarlar-laikler, alkol içenler-içmeyenler diye bölmeye çalışırken, onlar böyle bir sorunlarının olmadığını gösterdiler.
O eylemlerde türbanlılarla birlikteydiler, cuma namazı kılanlar da oradaydı, beraber Kandil kutladılar. Kandil simidi dağıttılar. Ben, bu gençlere küresel gençlik diyorum. Küresel kuşak diyorum. Siyasetin eski kalıplarla yapılmayacağını gösterdiler. Ayrıca halkın ortak taleplerine de tercüman oldular.
Özgürlük talebini, yaşam tarzıma karışma talebini, gerçek demokrasi talebini, barış içinde bir arada yaşama arzularını, kendi kararlarının kendilerine bırakılması talebini ülke gündemine taşıdılar. Gezi Parkı olayı budur.”

‘Başbakan’da CHP hastalığı var’
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın her olayı CHP’ye bağlama, her olaydan CHP’yi sorumlu tutma gibi kolaycı bir anlayışa sahip olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Başbakan’da CHP hastalığı var. Bundan kurtulması lazım. Karşılaştığı olay gençlerin yarattığı bir olaydır. Özgürlüklerini, yaşam tarzlarını koruma olayıdır. Ama Başbakan çıkıp, bunu CHP yapıyor, diyor. Bu doğru değil. Bu gençler, partiler arasında hiçbir ayırım yapmıyorlar. Her olayın sorumluluğunu CHP’ye yıkmak, Başbakan’ın kaçış yolu oldu. Hükümet, sorumluluğunu böylece üzerinden atmaya çalışıyor. Biz, ana muhalefet partisi olarak her zaman sorumluluk içinde hareket ediyoruz.”

‘Polis de bizim çocuğumuz’
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün CHP milletvekilleriyle ilgili açıklamasını da şöyle değerlendirdi:
“Neyi, kimleri kastettiklerini bilmiyorum. Detaylı bilgim yok. Hüseyin Aygün’ü kastediyorlarsa yanlış yapıyorlar. Hüseyin Aygün adına bir twitter hesabı açılmış, kendisinin ilgisi ve bilgisi yok. Nitekim Hüseyin Aygün o hesabı açanlarla ilgili yargıya başvurdu. Kendisine ait olmadığını da açıkladı. CHP’yi olayların içinde ve sorumlusu gibi göstermek gayretleri boşunadır. CHP milletvekilleri, sadece gözaltılar konusunda yardımcı oluyor, haksızlıkları, hukuksuzlukları takip ediyorlar. Bu olayları organize ediyor, halkı sokağa döküyor değiller. Ama bunu Başbakan yaptı ve miting çağrısıyla yapacağını da gösterdi.”
Kılıçdaroğlu, polisleri suçlamanın da doğru olmadığını belirterek, şöyle devam etti. “Polisler bizim çocuklarımız. Kimse onları suçlamasın. Suçlanacak biri varsa o da, o polise aşırı güç kullanma emrini verenlerdir. Onların bağlı olduğu hükümettir. Polis gençler de hükümetin zihniyetinin kurbanı oluyorlar. Biz, onlara da sahip çıkmalıyız, onları da kazanmalıyız. Polis gençler de Gezi Parkı’ndaki gençleri anlamalı. Nitekim onlara müdahale emri verilmedikçe, parktaki çocuklar onlarla da diyalog kurdular, ilgilendiler, yardımcı oldular.”