CHP kurultaylar partisi olarak bilinir. Haftaya iki kurultay birden yapılacak: Birincisi 26 Şubat’ta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla; ikincisi 27 Şubat’ta imzacıların çağrısıyla...
27 Şubat’ta yapılacak olan bir gün öncekinin devamı değil. Ayrı bir kurultay olacak.
İmzacılar ve birinci kurultay
Önce 26 Şubat’ta Kılıçdaroğlu’nun kararıyla toplanacak olan kurultayda imzacılar nasıl davranacak ona bakalım?
Yeterli imza toplayarak CHP’yi kurultaya çağıran imzacılar, Kılıçdaroğlu’nun kurultay çağrısını bir karşı atak olarak değerlendiriyorlar.
“Biz imza toplamasak, Kılıçdaroğlu kurultay çağrısı yapmayacaktı” dedikten sonra, 26 Şubat’taki kurultayla ilgili şu bilgiyi veriyorlar:
- Birinci kurultay toplanamayabilir
- Neden?
- Çünkü imzacılar bu kurultaya gitmeyebilirler. İmzacıların büyük çoğunluğu böyle düşünüyor.
- Gitmezlerse ne olur?
- Delege çoğunluğu sağlanamazsa, Kılıçdaroğlu’nun çağırdığı kurultay toplanamayabilir.
- Bu durumda ne olur?
- Genel Başkan’ın ikinci bir tarih belirlemesi gerekir, bu kez çoğunluk aranmaz. Genel Başkan’ın kurultayı öyle toplanabilir.
İmzacılar ve ikinci kurultay
- Peki, ertesi gün imzacıların toplayacağı kurultay ne olur?
- İmzacılar o kurultaya tam kadro giderler ve çoğunluk oluşur, kurultay açılır.
- Ona da genel merkezi destekleyenler gelmezse aynı sonuç doğmaz mı?
- Çoğunluk imzacılarda, gelmeseler bile kurultay açılır.
Kendilerine “imzacılar” diyen ve genel merkeze muhalif duran ekibin sözcüleri kendilerinden çok emin konuşuyorlar.
Aynı özgüven CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve genel merkez ekibinde de var.
İmzacılar ne istiyor?
Genel merkeze muhalif duran imzacıların talepleri neler?
Bu ekibin sözcüleri, kurultayın seçimli olmayacağını sadece demokratik bir tüzük istediklerini vurgulayarak taleplerini şöyle sıralıyorlar:
1- Kurultay dahil partide bütün seçimlerde çarşaf liste yöntemi uygulanmalı.
2- 12. maddeye göre partiye MYK tarafından üye yapılanlar aday olabilmeli ama parti içindeki ilk seçimlerde oy kullanamamalı, delege olmamalı.
3- Partide bütün adaylar önseçimle belirlenmeli, genel başkanın yüzde 10 kontenjan hakkı korunmalı.
Sorun nedir?
CHP’de son dönem yaşanan gerçek sorun nedir?
Partide bir tüzük tartışması yürüyor. Bu tartışma yeni değil.
CHP lideri Kılıçdaroğlu da, imzacılar da tüzükten şikâyetçi ve her iki taraf da demokratik bir tüzük yapacakları vaadinde bulunuyorlar.
CHP tüzüğünün demokratikleşmesine gerçekten ihtiyaç var.
CHP’nin kamuoyuna vaat ettiği parti içi demokrasinin yaşama geçmesi bu tüzükle mümkün değil.
Tüzük öne çıkarılmakla birlikte CHP’deki gerçek sorun imzacıların parti yönetimini ve genel başkanı değiştirme talebi.
“Seçimli kurultay istemiyoruz” diyerek tüzük sorununa yoğunlaşmış gibi görünse de, asıl mesele Kılıçdaroğlu’na muhalefetten kaynaklanıyor.
Bu kesimin sözcülerine göre:
1- CHP, son seçimde başarılı bir sonuç alamadı.
2- Kılıçdaroğlu, parti yönetimine parti geçmişleri ve parti bilinçleri olmayan dışarıdan isimler getirdi.
3- Kılıçdaroğlu yönetimi CHP ideolojisinden saptı: Laiklik ilkesine yeterince sahip çıkmadı, ödünler verdi; Kürt sorununda kafa karışıklığına sürüklendi ve ulusal bütünlük ilkesinden ödün veren bir söyleme yöneldi: Dersim konusuna girdi ama çıkamadı; Sabahattin Ali’yi CHP öldürttü diyerek gerçek olmadığı halde partiyi zor duruma soktu, Meclis’te oylamalara bile tam kadro katılmadı; kamuoyunda ve Meclis’te etkili muhalefet yapamadı.
CHP’de “iki tüzük kurultayı” toplanması, ilerisi için bir genel başkanlık mücadelesinin başladığına işaret ediyor.