Çarşı nasıl üşüdü, gördünüz mü? Bin siyasi demece bedel bir üşümeydi doğrusu...
65. dakikaya gelindiğinde Beşiktaş tribününde Çarşı grubu ayağa kalktı...
Ben yine “Kartal gol, gol” diye tezahürat yapacaklar sandım, ama onlar belden yukarı soyunmaya başladılar. “Ne oluyor” demeye kalmadı hep bir ağızdan slogan attılar:
- Seninle üşüyoruz Van!
Arkadan bir de pankart açtılar:
“Güneşi yolluyorum sana
Dayan!
Biz varız,
Üşümeyeceksin
Van!”
Ders Çarşı’dan
Çarşı üşüdü, futbol afyondur tezini çürüttü.
İlk ders “ne sağcıdır ne solcu futbolcudur futbolcu” diyenlereydi...
Van üşüyünce İstanbul’un da iliklerine kadar üşüdüğünü gösterdi.
İkinci ders, deprem gibi bir felakette bile araya “etnik köken dersleri” koymaya kalkan ayrılıkçılar içindi...
Üçüncüsü ise felaketten siyaset çıkaranlara...
Bu kez haftanın golü 65. dakikada tribünden geldi...
İşte barış
Maçı Van’da, çadırda izleyen genç ayağa fırlamıştı:
“Bir şey daha sorma” diyordu muhabire:
- Ağlayacağım şimdi!
Çadırın gözleri dolmuş, mesajı almış, ısınmıştı...
Çarşı da çadır da barışın yüreklerde olduğunu gösterdi.
Teröre kılıf bulmaya çalışanlara; “PKK, anneyi karnındaki bebeği öldürdü ama bir sor bakalım niye öldürdü” türünden savunma yazanlara, terörün kolunu bacağını kopardığı insanlara, “kolunuz bacağınız koptu ama bir dava uğruna” gibi nasihat etmeye kalkanlara, “PKK’nın silahıyla askerin silahı bir olur mu?” demeye getirerek terörü kutsayanlara sıkı bir ders verdi Çarşı’nın ve çadırın çocukları, Türk-Kürt demeden...
Çarşı ruhu ölmeden
Barışın güvencesi Çarşı’nın Beşiktaş-Galatasaray maçında yansıttığı ruhtur. Van üşüyünce Çarşı’nın üşümesi, sokaktaki insanın yüreğini Türk-Kürt diye bölmediğini gösterir. Bu ruh ölmedikçe, Türkiye’yi yüreklerde bölüp, ayrışmayı iliklere taşımak isteyenler hedeflerine ulaşamazlar.
Van yıkıldığında İstanbul da yıkılıyor, Van üşüdüğünde İstanbul da üşüyorsa, Van ağladığında bütün Türkiye ağlıyorsa, neyi varsa bölüp Van’a gönderiyorsa yüreklerde barış sürüyor demektir.
İş Çarşı’yla Çadır’a bırakılsa Oslo’da masa boş kalır...
Sağlık Bakanlığı’nın açıklaması
Cerrahpaşa ve Çapa Tıp fakülteleri hocalarının dün yansıttığım görüşleriyle ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamayı sunuyorum:
“Yazınızda İstanbul Üniversitesi’ne bağlı Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakültesi hastanelerinin hocaları şu anda hastanelerinde karaciğer nakli yapılmadığını belirtmişlerdir.
Söz konusu hastanelerimizden Cerrahpaşa’da 2006 yılından beri hiçbir karaciğer nakli yapılmamıştır. Çapa’da ise karaciğer nakli yapılmaktadır. 2011 yılında da yapılmıştır.
Hocalarımız tarafından vakıf ve özel hastanelerde yüzde 70 daha fazla ücret alınmasına imkân verildiği, üniversite hastanelerine ise böyle bir imkân sağlanmadığı belirtilerek üniversite hastanelerinin mali açıdan cezalandırıldığını ifade etmişlerdir.
Özel hastanelerde yapılan ameliyatların üniversite hastanelerinde yapılan ameliyatlara göre ücretlendirme farkının olması doğaldır. Çünkü özel hastanelerin personel ve yatırım maliyetleri bulunmaktadır. Üniversite hastanelerinin bu tür maliyetleri ise devlet tarafından karşılanmaktadır. Dolayısıyla Sosyal Güvenlik Kurumu’nun üniversite hastaneleri ile özel hastanelere ödediği ücret farkı buradan kaynaklanmaktadır.
Ayrıca üniversite hastanelerimizin mali sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar da Bakanlığımız tarafından devam etmektedir.”