Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruyu düzenleyen yasa tasarısının altyapısını büyük ölçüde Anayasa Mahkemesi’nin hazırladığını söyleyebiliriz. Anayasa Mahkemesi’nin raporlarından da anlaşıldığı gibi Yüksek Mahkeme’nin üye ve raportörleri tarafından yapılan inceleme ve ziyaretler sonunda elde edilen bilgilerin karşılaştırmalı bir şekilde hükümete sunulmasından sonra söz konusu tasarının ortaya çıktığı anlaşılıyor. Anayasa Mahkemesi üyesi Serruh Kaleli ile raportörler Bekir Sözen, Hüseyin Ekinci, Bahadır Kılınç ve Cüneyt Durmaz’ın Almanya ve İspanya anayasa mahkemeleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptıkları ziyaretler ve görüşmelerden sonra hazırladıkları raporlar, TBMM’ye sevk edilen tasarının en önemli kaynaklarını oluşturuyor.
Anayasa Mahkemesi’nin önerisi
Bu çalışmalar sonucunda Anayasa Mahkemesi’nin Almanya ve İspanya anayasa mahkemeleri kanunlarından alıntılar yaparak hazırladıkları taslak metnin büyük ölçüde tasarıya yansıdığını söyleyebiliriz. Özellikle Alman Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun temel alındığı düzenlemeye, “Alman modeli” demek de mümkün.
Karar seçenekleri
Tasarıda Anayasa Mahkemesi’ne iptal yetkisi verilmesinin Almanya Anayasa Mahkemesi Kanunu’ndaki paralel bir hükmün yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılıyor. Anayasa Mahkemesi raportörleri tarafından hazırlanan raporda, Almanya uygulaması şöyle özetlenip, yorumlanıyor:
“Kararlar, ister komisyonlar tarafından isterse bölümler tarafından verilsin, bireysel başvurunun kabul edilmesi halinde; şikâyet konusu bir yasa hükmü veya başka bir düzenleyici işlem ise geçerli olmadığına veya anayasa ile bağdaşmadığına, şikâyet konusu mahkeme kararı ise genel mahkeme kararının kaldırılarak yeni bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilir. Yasa hükümleri ve normlar hakkında verilen geçerli olmama kararı bizdeki iptal kararına benzemekle birlikte, geçmişe yönelik etkisi vardır. Yani norm başından beri geçersiz sayılır. Norma bağlı olarak üçüncü kişiler tarafından Anayasa Mahkemesi kararına kadar yapılan işlemler, hukuki güvenlik gereği geçerli sayılmaktadır, ancak davacı açısından karar geçmişe yürümektedir. Mahkeme kararı açıklandıktan sonra tebliğ için taraflara gönderilmektedir. Yasa gereği, Federal Anayasa Mahkemesi’nin norm kontrolleri ile ilgili verdiği kararlar yasa gücündedir.”
Bireysel başvurunun kapsamı
Anayasa Mahkemesi tarafından hazırlanan raporda, bireysel başvurunun kapsamı konusunda da Alman uygulamasına yer veriliyor. Anayasa Mahkemesi raportörleri, Alman uygulamasında bireysel başvurunun kapsamını şöyle aktarıyorlar:
“Alman uygulamasında, bireysel başvuru hem temel hakları hem de temel hak benzeri olarak nitelenen hakları kapsamaktadır. Federal Alman Anayasası’na göre temel haklar şunlardır:
a) İnsan onurunun korunması, b) Özel yaşamın, kişilik hakkının ve genel eylem özgürlüğünün korunması, c) Vücut tamlığının korunması, d) Yasa önünde eşitlik hakkı, e) İnanç, din ve mezhep özgürlüğü, f) Düşünce ve basın özgürlüğü, sanat ve bilim özgürlüğü, g) Evlilik ve ailenin korunması, h) Toplantı özgürlüğü, i) Dernek özgürlüğü, j) Mektup, posta ve iletişimin gizliliği,
k) Yerleşme özgürlüğü, l) Meslek özgürlüğü, m) Konut dokunulmazlığı, n) Özel mülkiyet ve miras haklarının korunması, o) Vatandaşlıktan çıkarılma ve sınır dışı edilmeye karşı korunma, p) İltica hakkı, q) Kamu gücünün işlemlerine karşı hukuki korunma hakkı, r) Kamu hizmetine eşit giriş hakkı,
s) Kanuni yargıç hakkı, t) Yargı önünde hukuki dinlenme hakkı, u) Suç ve cezada kanunilik,
v) Aynı fiilden birden çok cezalandırma yasağı.”
Raporda, “Almanya’nın kabul ettiği temel hak benzeri haklar” ise şöyle sayılıyor:
a) Direnme hakkı, b) Seçme ve seçilme hakkı, c) Yasal yargıç güvencesi ve istisnai mahkeme yasağı, d) Hak arama özgürlüğü, e) Temel hakların sınırlanmasına ilişkin sınırlar.