Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanlığı’nın “Arınç’a suikast” iddiasıyla ilgili olarak yaptığı açıklama yüreklere su serpti. Suçlanan subayların, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la ilgili bir faaliyetlerinin söz konusu olmadığı, bilgi sızdırdığı öne sürülen bir başka askeri personeli izlemekle görevli oldukları duyuruldu. Geç gelmiş olsa da bu bu bilgi kamuoyunu rahatlattı.

Çok mu zordu?
Bu noktada şu soruları sormamız lazım:
1- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, subayların neden orada olduklarını ve ne yaptıklarını Genelkurmay Başkanı’ndan öğrenemezler miydi? Erdoğan veya Arınç, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’dan bilgi isteselerdi, alamazlar mıydı?
2- Veya Genelkurmay Başkanı, Başbakan Erdoğan’ı ve/veya Bülent Arınç’ı arayıp veya ziyaret edip, bilgilendiremez miydi?
Anlaşılıyor ki, ne Erdoğan ne Arınç, Genelkurmay’ı arayıp bilgi istemiş ne de Genelkurmay, Erdoğan veya Arınç’ı arayıp bilgilendirmiş. Eğer bu temas kurulmuş olsaydı Arınç, “Umarım sadece gözetleme amaçlıdır, daha ileri bir şey değildir” diye demeç vermek yerine, Genelkurmay’ın verdiği bilgileri aktarırdı ve Türkiye üç gün önce rahatlardı. Bu temasın kurulmamış olması kurumlar arasında ciddi bir kopukluğa işaret ediyor.

Emniyet Müdürü’ndeki bilgi neydi?
Arınç, olaydan sonra Ankara Emniyet Müdürü’yle özel olarak görüştü. Konu Bakanlar Kurulu’nda değerlendirildi. Ankara Emniyet Müdürü, subaylarla ilgili olarak Genelkurmay’ın dün açıkladığı bilgilere sahip miydi? Arınç’ı hangi yönde bilgilendirdi? Emniyet, Genelkurmay’dan bilgi alamaz mıydı? Veya Emniyet Müdürü, Genelkurmay’ın açıkladıklarının dışında başka bilgi ve delillere mi sahipti? Eğer öyleyse savcılık, subayları mahkemeye bile sevk etmeden neden bıraktı?

Genelkurmay’ın dikkati
Genelkurmay’ın açıklamasının en önemli yönü, subayların Arınç’la ilgili bir faaliyet içinde olmadıklarının belirtilmesi. Bilgi sızdırdığından şüphe edilen bir askeri personeli takiple görevli oldukları bilgisini kamuoyuna duyurması. Bu bilgilere göre subayların emir-komuta zinciri dışında, kendi başlarına bir faaliyet içinde olmadıkları anlaşılıyor. Genelkurmay, her şeye rağmen kesin yargıda bulunmaktan kaçınıyor. Ev aramalarında “gözle” görülür bir suç unsurunun bulunmadığı, ancak bilgisayar bilgilerinin alındığı belirtiliyor. Bilgisayar verilerinde ne olduğunun soruşturma sonucunda ortaya çıkacağı kaydediliyor. Bilgisayar kayıtlarıyla ilgili olarak Genelkurmay kendini bağlayan bir ifade kullanmıyor.

Hükümete gönderme
Dikkati çeken bir yön de Genelkurmay’ın soruşturmanın gizliliğine uyma konusunda hükümet cephesine yaptığı serzeniş yüklü gönderme. Genelkurmay, üç günlük suskunluğunu, soruşturmanın gizlilik kuralına uyma sorumluluğu ve özeni olarak açıklıyor. Ama bazılarının bu kurala uymadığı eleştirisini yapıyor.
Medyayı kim ayağa kaldırıyor?
Genelkurmay’ın gösterdiği özen, diğer ilgililerce gösteriliyor mu? Bir önemli soru da bu. Medyayı ve onun üzerinden Türkiye’yi ayağa kaldıran, “Adres kâğıdını yutarken yakalandı, Arınç’ın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in de ev krokisi çıktı” haberlerini kim veya kimler ne amaçla veriyor?