Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Muhaliflerin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelttikleri eleştirilerden biri de partiyi Atatürk çizgisinden, kurucu ideolojisinden saptırdığı yönünde...
Bu kuşkuyu Mersin Milletvekili İsa Gök, bir adım daha ileri götürerek, Kılıçdaroğlu’nu, Atatürk’e ön adıyla hitap ettiği eleştirisine kadar taşıdı:
- Mustafa Kemal diyorsunuz. Ben şimdi eski genel başkanlarımıza ön adlarıyla hitap etsem, Altan Öymen’e Altan desem saygısızlık olur. Siz de lütfen Mustafa Kemal Atatürk deyin.

‘En çok Evren, Atatürk diyordu’
Kılıçdaroğlu’na Gök’ün bu eleştirisini nasıl anlamlandırdığını sorduğumuzda şu yanıtı verdi:
- Bu eleştiriye bir anlam veremedim. Benim sık sık Atatürk demem, Atatürk’e inanmadığımı göstermez. Ben Mustafa Kemal demeyi daha çok seviyorum. Kuvayi Milliye ruhunu anımsatıyor, bunu seviyorum. Atatürk de diyorum. Ama önemli olan Atatürk’e yürekten inanıp inanmadığınızdır. Ben inanıyorum. Ona bakarsanız en sık Atatürk diyen, en çok Atatürkçülük diyen Kenan Evren’di.
Biliyorsunuz Nadir Nadi de ‘Atatürkçülük buysa ben Atatürkçü değilim’ diye yazmıştı.

‘Atatürk’ten sapma yok’
Kılıçdaroğlu, Atatürk çizgisinden, ideolojisinden, kurucu ilkelerden bir sapmanın söz konusu olmadığını da üstüne basarak tekrarladı:
- Bu tür eleştirileri okuyorum. Televizyonlardan dinliyorum. CHP belli bir dünya görüşü, ideoloji, tarihe sahip köklü bir partidir. Dünyada CHP gibi bu özelliklere sahip, ancak 3-4 parti vardır. Biz, kendi tarihimizi çok iyi bilmeliyiz. Gocunacak halimiz yok. Atatürk’ten, ilke ve devrimlerinden, cumhuriyetin temel niteliklerinden en küçük bir kopma, bir sapma söz konusu değil. Atatürk demek çağdaş uygarlık demektir, o hedefe ulaşmak için çalışmak demektir. Bundan vazgeçmemiz söz konusu değildir. Atatürk’ün devrimlerinden, ilkelerinden vazgeçmeyiz. Atatürk’ün çağdaş uygarlık hedefi toplumun ortak hedefidir. Bu konuda bir toplumsal uzlaşma vardır. Herkes çağdaş uygarlık hedefinden söz ediyor, AKP de söz ediyor ama önemli olan buna yürekten inanmak, yürekten bağlı olmaktır. Hem çağdaş uygarlık hedefinden söz edeceksiniz hem 4+4+4 eğitime evet diyeceksiniz. Bu olmaz. Bu eğitim modeli, çağdaş uygarlık hedefine terstir. Bu Türkiye’yi geri götürür.

“İnancı sorgulayamazsınız”
Kılıçdaroğlu, “yeni yol haritası”ndan söz ederken neyi kastediyor? Partiyi, laiklik ilkesinden uzaklaştırarak, ulusal bütünlük vurgusundan uzak durarak mı halka ulaştırmayı planlıyor? Yeni tüzüğün ilk maddesinde demokrasi ve insan haklarını öne çıkaran bir tanım yapması, demokrasiyi önceleyip başta laiklik ve ulus bütünlüğü olmak üzere cumhuriyet değerlerini arka plana ittiği, anlamına mı geliyor?
Kılıçdaroğlu, göreve geldiği dönemde de CHP’nin sadece laikliği savunan, siyasi mücadeleyi laiklik mücadelesi olarak anlayan ve bu nedenle dar bir alanda siyaset yapan parti olmaması gerektiğine inanıyordu. Dünkü ziyaretimizde de laiklik ve diğer cumhuriyet değerlerinden vazgeçmesinin söz konusu olmadığını sık sık vurguladı. Ancak halka ulaşma konusundaki yeni yol haritasını tarif ederken, “halkın değerlerine saygılı” olmayı öne çıkardı. CHP’nin halkın değerleriyle barışık olması gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda, CHP’nin, inançları sorgulayan, halkın kılık kıyafetine takmış, günlük yaşam sorunlarına uzak bir parti olmaması gerektiğinin altını çizdi.
“İnançları sorgulayamazsınız. İnsanlar, inançları doğrultusunda bir araya gelebilirler; Anadolu’da başını örten kadına CHP niye karşı olsun, Doğu’daki kadın başka türlü giyinir, Ege’deki kadın başka türlü giyinir; etnik kimliklere ayrıştırıcı, ötekileştirici biçimde yaklaşamazsınız, bunlar siyasetin konusu olmamalıdır; siyasete, yönetime müdahale etmediği sürece belli bir inanç etrafında bir araya gelen cemaatler sorun olmaz” derken, halka nasıl ulaşacaklarını anlatıyordu.

Yeni CHP’nin farkı
Kılıçdaroğlu, yeni CHP’nin eski CHP’den farkını da, “parti içi demokrasiyi esas alan, genel merkezdeki gücü örgütlere kaydıran, kadına ve gençlere siyasette devrim sayılacak ölçekte yer veren, sadece Türkiye’de değil, dünyada etkinlik kazanan, Avrupa Birliği ile temas halinde, bireyi; insan hak ve özgürlüklerini, demokratik hukuku merkeze koyan bir parti” olarak tarif etti.