12 Eylül’den sonra Süleyman Demirel’le birlikte Zincirbozan’a gönderilen Deniz Baykal’ın 12 Eylül davasıyla ilgili görüşlerini dün yansıtmıştım.
Baykal’la yaptığımız söyleşinin ikinci bölümüne bugün devam edelim.
CHP’nin bir önceki lideri Baykal, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, Uluslararası Yargı Reformu Sempozyumu’nda yaptığı ve büyük yankı uyandıran konuşmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Baykal, Türkiye’nin böyle bir konuşmaya çok ihtiyacı bulunduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Kılıç’ı kutluyorum”
“Sayın Kılıç’ı, böylesi bir ortamda açıklama yapmış olmasından dolayı yürekten kutluyorum. Siyaset dünyamızın da hukuk dünyamızın da böyle bir açıklamaya şiddetle ihtiyacı vardı. Çok yerinde olmuştur. Kılıç’ın yaptığı bu açıklamanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yargının geçmişte siyaseti kuşattığı iddiasına hak verirken, şimdi siyasetin yargıyı kuşattığı tehlikesine dikkati çekiyor olması anlamlıdır.”
“Son hakemdir”
Baykal, Anayasa Mahkemesi’nin “son hakem” olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Anayasa Mahkemesi, ülkemizin siyasi, hukuki, anayasal tartışmalarında ‘son bir hakem’ olarak büyük önem taşıyor. Son zamanlarda hukukun, siyasetin etkisi altına hızla çekilmekte olduğuna ilişkin toplumda giderek yaygınlaşan bir kanaat var. Bu kanaat karşısında bu değerlendirmenin yapılması da anlamlıdır.”
“Mahkemenin önündeki test”
Baykal, CHP’nin, Cumhurbaşkanı’nın görev süresiyle ilgiyi yasanın iptal edilmesi talebiyle açtığı davanın Anayasa Mahkemesi açısından bir “test” niteliği taşıdığı görüşünde. Bu görüşünü şöyle dile getirdi:
“Anayasa Mahkemesi’nin önünde çok önemli bir konu hızla kararlaştırılmayı bekliyor. Cumhurbaşkanlığı süresinin, anayasadaki açık 5 yıllık ifadesine rağmen, son dönemde çıkarılan yasayla 7 yıla dönüştürülmesi girişimi CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü. Anayasa Mahkemesi’nin önünde böyle bir konu yer alıyor. Ben, Sayın Başkan’ın bu açıklamasının, bu ciddi konuda alınacak kararla önemli bir teste tabi tutulacağı kanısındayım. Anayasa’nın çok açık bir şekilde ortaya koyduğu Cumhurbaşkanlığı süresini Anayasa Mahkemesi sadece anayasa hukuku anlayışıyla değerlendirecekse bu gerçekten çok anlamlı olacaktır.”
“Hassas konuya parmak bastı”
Baykal, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç’ın hassas bir konuya parmak bastığını belirterek, şöyle konuştu:
“İtiraf edeyim, Başkan’ın bu açıklamasının Anayasa Mahkemesi kararıyla da teyit edilmesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Anayasa Mahkemesi alacağı kararla sadece hukuku esas alan, siyasetin taleplerine, dengelerine, bekleyişlerine yönelik olarak değil, hukukun gereklerine göre bir karar ortaya koyarsa bu gerçekten toplumda Anayasa Mahkememize olan güvenin tesisi yolunda önemli bir adım olur. Başkan’ın bu konuşması önemlidir. Hassas bir konuya parmak basmıştır. Şimdi bu açıklamanın uygulamayla da ortaya konulmasına ihtiyaç var. Eğer uygulama bu anlayışı teyit ederse Anayasa Mahkememizin saygınlığının ortaya çıkması bakımından büyük önem taşır. Ama bu sözler boşlukta kalırsa, alınan kararlar halen siyasetin yönlendirdiği kararlar şeklinde ortaya çıkarsa bunu izah etmek mümkün olmaz.”
Düzeltme
Baykal’ın 12 Eylül davasıyla ilgili görüşlerini içeren dünkü yazımda, “CHP açıldı, genel başkan oldum” biçiminde olması gereken ifade, dizim hatası nedeniyle, “CHP’yi açtım, genel başkan oldum” şeklinde yer almıştır. Düzeltirim. (12 Eylül tarafından kapatılan partilerin açılmasına ilişkin yasa çıktıktan sonra, CHP’nin açılış işlemleri partinin son yönetim kurulu tarafından Erol Tuncer’in koordinatörlüğünde yürütülmüş ve yapılan kurultayda da Deniz Baykal genel başkanlığa seçilmişti.)