Birbirinden değerli hocalarımızdan biri kalkıp; - Hacettepe’de artık organ nakli yapılamıyor, deyinceye kadar her şey çok güzeldi.
Nedense, hocamızın pat diye “Hacettepe’de yapılamıyor” demesi biz gazetecilere dokundu. Tıp dünyasındaki yeriyle her zaman gururlandığımız Hacettepe’de nasıl organ nakli yapılamazdı, hocamıza yüklendik:
- Niye yapılamıyor?
- Benim muayenehanem var da ondan...
- Nasıl yani?
- Biliyorsunuz muayenehanesi olan üniversite hastanesinde ameliyat yapamıyor. Yasak.
- Sizden başka hoca yok mu organ nakli yapacak?
- Yok.
- Nasıl yok?
- Yok, ben tektim, 2 yıl ABD’de eğitim gördüm. Organ nakli izni doktorlara veriliyor, hastaneye verilmiyor. Benim de muayenehanem olduğu için Hacettepe’de yapılmıyor şimdi...
Yüklenmeye devam ettik:
- Niye muayenehane açtınız? ABD’de organ nakli öğrenmeye muayenehane açmak için mi gittiniz? Ne yapıyorsunuz muayenede?
Hocamız bu yüklenme karşısında belki biraz kırıldı ama yanıtını da verdi:
- Ben ABD’ye gittiğimde 25 yıllık hekimdim ve muayenehanem de vardı. Şimdi yasak kondu, hastanede ameliyat yapamazsınız, diye.
Biz yine bekliyoruz ki, “eğer böyleyse hocamız kapatsın muayenehaneyi, Hacettepe’de organ nakli yapsın.”
Hocamız nezaketinden muayenehaneyi niye açtığını söylemedi ama bir meslektaşı devreye girmek zorunda kaldı:
- Niye muayenehane açtığı çok açık değil mi? Üniversitede aldığı maaş belli. Çocukları nasıl okutacak? Yaşam seviyesini bunca yıldan sonra belli bir düzeyde nasıl tutturacak? Nasıl yayın takip edecek? Bunları karşılayacak ücreti üniversiteden alsa niye muayenehane açsın? Bir de bu açıdan bakın.
“Yaparsam suç”
Hoca bizim ikna olmadığımızı hissetmiş olacak ki, “ben size bir soru sorayım” diye yeniden söz aldı:
- Ben bir genel cerrahım. Benim bir hastam olsa, muayenehaneye gelse. Karın bölgesinde yaygın kanser bulunsa ve acilen ameliyat edilmesi gerekse. Bana, hocam benim maddi durumum uygun değil, yeni evliyim, çocuğum da olacak, beni kurtar, dese, ben ne yaparım? Bu hastayı Hacettepe’de ameliyat etmek isterim. Hem bu ameliyata birkaç cerrahın birden ekip halinde girmesi gerekir. Ben diğer hocalarımla birlikte bu hastamı Hacettepe’de nasıl ameliyat edeceğim? Yasak. Diyelim yine de maddi durumu uygun değil diye sosyal güvenliği de olan bu hastamı ameliyat etmeye karar verdik ve geldik Hacettepe’de ameliyatı yaptık. Peki ya hastam hayatını kaybederse ne olacak? Ben ve arkadaşlarımın durumu ne olacak? Bana senin muayenehanen var, niye bu hastayı üniversitede ameliyat ettin diyecekler. Ve daha da ağırı belki bazıları benim hakkımda açıktan para aldı, geldi burada ameliyat etti diye dedikodu bile yapacaklar.
Biz tam güncü gazeteciler çoğunlukla hocaya hak verdik. Şu noktadan:
- Muayenehanesi var diye, hocalara tıp fakültesi hastanelerinde hasta baktırmamak, ameliyat yaptırmamak, bunları eğitimden sağlamak yanlış bir uygulama.
- Kaldı ki, son düzenlemeye kadar, muayenehanesi olan hocalar üniversite hastanelerinden ameliyat yaptıklarında, hasta baktıklarında ek bir ödeme almıyorlardı. Sadece kadro maaşlarını alıyorlardı. Hocalara performans, döner sermaye gibi ek bir ödeme yapılmadığına göre bu yasak niye?
Hacettepe’nin yeri
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden ulusal ve uluslararası alanda otorite olarak tanınan 40 civarında öğretim üyesinin başlattığı, “Başka Hacettepe Yok” inisiyatifi çerçevesinde gazetelerin Ankara temsilcilerine yapılan sunumda Hacettepe’nin Türkiye’deki ve dünyadaki yerini verilerle yeniden dinledik. Gurur duyduk.
Hocaların bordrolarını da gördük. Muayenehanesi olmayan alanında parlamış bir genç profesörün üniversiteden her şey dahil 3 bin 900 lira maaş aldığını bordrosundan öğrendik. Muayenehanesi olan kıdemli bir profesörün ise 1250 lira maaşı aldığına da tanık olduk.
Elbette doktorlar içinde de muayenehaneyi istismar edenler varsa, gereği yapılmalı ama bir iki kötü örneğin cezasını bütün hocalar çekmemeli.
Benim düşünceme göre doktorla hasta arasında para ilişkisi olmamalı. Devlet doktorlara belli ve yeterli düzeyde ücret ödemeli. Bu sağlanırsa hocaların da muayenehane yerine üniversiteleri tercih edecekleri çok açık görülüyor. Zaten büyük çoğunluğu da bu tercihi yapmış durumda.
Van’da doktorların canla başla nasıl çalıştıklarını gördük? Bir iki kötü örneğe bakıp da hocalarımızın tümünü paradan başka bir şey düşünmeyen, para yoksa hasta bakmayan doktorlar olarak görüp göstermek büyük bir haksızlık. Bunu “Başka Hacettepe yok” sunumunda bir kez daha gördük.