Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsmet İnönü’nün ölümünün 36. yıldönümü nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı’nda düzenlenen anma töreninden sonra Org. İlker Başbuğ sorularımızı yanıtladı. Başbuğ’un sorularımızı yanıtlamadan önce kapanış konuşmasında İnönü’den yaptığı alıntılar da dikkat çekiciydi.

İsyanlara gönderme
Org. Başbuğ, İnönü’nün Kurtuluş Savaşı’nı değerlendirirken, “İç isyanlar var. Kuvvet ayırmak gerekiyor. İsyan için kuvvet gönderildiğinde düşman harekete geçiyor. Yunan taarruzu başlıyor. İsyanlar duruyor, Yunan taarruzu duruyor” sözlerini anımsattı.
Başbuğ, bu göndermeyle ilgili soruyu yanıtlarken şöyle dedi:
“Bir taraftan Yunanlılar taarruz ediyor, oraya kuvvet gönderiyorsunuz, bir taraftan iç isyanlar oluyor, oraya kuvvet gönderiyorsunuz. İnönü buna dikkat çekiyor. İlginç yani değil mi?”
- Bu anımsatmanızın bugünle bir ilgisi var mı?
- Var mı, yok mu, onu da siz değerlendirin.

Genelkurmay Başkanlığı zor mu?
Başbuğ’un İnönü’ye yaptığı ikinci gönderme, Genelkurmay Başkanlığı görevine gelişiyle ilgiliydi. İlk Genelkurmay Başkanı olan İnönü’nün görevi alınca, “O zaman Genelkurmay Başkanlığı pek heves edilen bir görev değildi. Hiçbir vasıtası yoktu” sözlerini aktardı. Başbuğ, bu sözleriyle ilgili olarak, “Bugün de zor mu?” sorusuna şu karşılığı verdi:
“Her dönemde her görev zor. Yaşamadan değerlendirme yapmak yanlış. En zor dönem benim dönemimdi diyemezsiniz. Öbür dönemleri yaşadınız mı? Şartları yüzde yüz yaşamak lazım.”

Enerjiyi boşa harcamak
Başbuğ, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Genelkurmay’ın yaptığı açıklamayı tatmin edici bulmadığını anımsatarak görüşünü sorduğumuz da, “Yaptığımız açıklamaya ilave edecek bir şey yok, bekleyeceğiz” yanıtını verdi. Türkiye’nin önemli sorunlarının olduğunu ancak enerjisini farklı alanlara harcadığını söyledi. “Tabii ortada bir olay var, üzerinde durulacaktı” diye devam eden Başbuğ, “Bazen enerjimizi çok fazla harcadığımızı düşünüyorum” diyerek, enerjinin yanlış yere veya boşa harcandığı mesajı verdi.

‘Tevil yoluyla ikrar’
Başbuğ’a, Arınç’ın Genelkurmay’ın açıklamasıyla ilgili “Tevil yoluyla ikrar” sözünü anımsattığımda ise yanıtı şu oldu:
“Bu konuda bir yorum yapmam. Bazılarına göre kapalı olabilir, olmayabilir. Bizim o açıklamada hiçbir yorumumuz yok, görüş belirtmedik. Bize gelen resmi bilgiler çerçevesinde kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştık. Belki bazı suallere cevap verememiş olabiliriz ama netice olarak bugün buna ilave edeceğim bir şey yok. İleride, zamanı geldiğinde belki bizim de tamamlayıcı bilgiler verme durumumuz olabilir.”

‘Ümitliyim’
Başbuğ’a YAŞ toplantısı sonrasındaki açıklama ve Trabzon’da Oruç Reis firkateyninde yaptığı açıklamalarda vurguladığı “TSK’ya karşı asimetrik savaş”la ilgili olarak, “Rahatsızız” sözleri anımsatıldı ve bu rahatsızlığın azalıp azalmadığı, tedavi edilip edilmediği soruldu. Yanıtı şu oldu:
“Ümitliyim ve önemli olduğunu değerlendiriyorum. Ümitliyim, çünkü önemli bir sorundur. Birbirimizi tanıyorsak, benim hiçbir zaman karamsarlığa düşen bir yapım olmadığını bilirsiniz. Ümitsizliğe düşen bir yapım yoktur. Sorumluluk taşıyan makamların karamsarlık, ümitsizlik ve çaresizlik içinde olmaya hakları yoktur. Tabii ki sorunlar vardır ama bu sorunların çözüleceğine ve azalacağına ilişkin ümidimi koruyorum. Ümitliyim.”

‘En büyük gücümüz’
Org. Başbuğ, sokak gösterileri, şiddet olaylarıyla ilgili soruya ise şu karşılığı verdi:
“Türk halkı sağduyuludur. Bizim en büyük gücümüz bu. Halkımızı provoke etmek isteyenler, çatışmaya çekmek isteyenler olabilir. İnsanlarımız provokatif olaylara girmemeli. Her şeyden önce sağduyulu hareket etmemiz lazım.”

Baydemir’in ettiği küfür
Org. Başbuğ, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in ettiği küfürle ilgili soruya ise yüzünü buruşturarak, “Girmeyelim o konuya” yanıtını vermekle yetindi.