Atatürk’ün, düşmanın bile teslim ettiği askeri dehasını bir tarafa bırakıyorum. O’nun aynı zamanda ne kadar büyük bir siyasi lider olduğunu anlamak için uzun boylu zahmetlere hiç gerek yok.
Etrafa bir göz atmak yeterli...
Yakın komşulardan başlayın...
Etrafımız 40 yıllık diktatörlerin inim inim inlettiği komşularla çevrili.
Irak’ın haline bakın, ne görüyorsunuz?
Dünya İran’ı konuşuyor. Nasıl konuşulduğu ortada...
Sureyi’nin hali; babadan oğla geçen diktatörlük, Esat ailesinin nereye gideceği aşamasına geldi dayandı.
Mısır’ın kudretli lideri Hüsnü Mübarek’in başına gelenlere bakın. Kahire kaynamaya devam ediyor.
Libya’nın tek adamı Muammer Kaddafi’nin sonu belleklerde taze....
Tunus’ta, Yemen’de yaşananlar sıcaklığını koruyor.
Komşularımızdan bazıları iç savaşın içinde, bazıları eşiğinde...
Petrol zengini krallıklara, şeyhliklere, emirliklere bakın...
Kadınların haline bakın, hukuklarına bakın...
Para çok ama demokrasi yok; kadın hakkı yok, hukuk yok, bilim yok, üretim yok, eşitlik yok, özgürlük yok, bağımsızlık yok...
Ve bu ülkelerde yapılan anketlere bakın; ne istiyorlar?
Türkiye gibi bir ülke...
Neden Türkiye?
Komşularımız neden Türkiye’ye özeniyorlar, neden Türkiye’yi model görüyorlar?
Türkiye, din devleti olduğu için mi?
Türkiye, krallık, padişahlık, şeyhlik, emirlik olduğu için mi?
Türkiye, dindar olduğu için mi?
Türkiye, dinci olduğu için mi?
Elbette, hayır!
Atatürk’ün kurduğu demokratik ve laik bir cumhuriyet olduğu için...
O yolda ilerlerken, yakasından paçasından çekilmiş olsa da, zaman zaman tıkansa da, zaman zaman geriye götürülmeye zorlansa da, zaman zaman darbelerle kesintiye uğrasa da, 60 yılı aşan bir süredir demokrasiye, insan haklarına, yeterli düzeyde olmasa da kadın-erkek eşitliğine, demokratik kurumlara, yargı denetimine, medeni hukuka, siyasi partilere, sendikalara, derneklere, sivil toplum kuruluşlarına, yetersiz haliyle bile bilime, sanayiye, teknolojiye, düşünce, inanç, girişim özgürlüğüne sahip olduğu için...
Ortadoğu’da Türkiye’yi örnek gösteren bu özellikleridir...
Atatürk olmasaydı
Eğer Atatürk olmasaydı; yüzyılın başında çağdaş bir cumhuriyet kurmasaydı; demokrasiye, laikliğe, çağdaş medeniyete doğru yönelmeseydi, Türkiye bugün saydığımız niteliklere sahip olamazdı. Ortadoğu ülkeleri tarafından imrenilen, özenilen örnek ülke olarak görülmezdi.
Atatürk olmasıydı; Türkiye de bugün komşularında yaşanan sorunların yaşandığı; dikta yönetiminin devrilmeye çalışıldığı, mezhep ve etnik grup çatışmalarının yaşandığı, iç savaşa sürüklenen, kaos içinde, seçime, sandığa ulaşmaya çalışan, çağdaş hukuk arayan, gençlerin meydanlara döküldüğü, heykellerin yıkıldığı, ordusunun parçalandığı, mağazaların yağmalandığı, saraylara girildiği, diktatör resimlerinin yırtıldığı, üzerinde tepinildiği, ayakkabıyla dövüldüğü bir ülke olurdu...
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı bile Millet Meclisi’yle veren, padişah ilan edilebilecekken laik bir cumhuriyet kuran, kadını gün ışığına çıkaran, okulla tanıştıran, meslek sahibi yapan, erkeğin arkasında değil yanında yürüten; bilimin, sanayinin, teknolojinin, sanatın kurumlarını oluşturarak Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş medeniyet yoluna sokan Atatürk’ü tarih doğruladı.
Aksini savunanları ise komşuları-mızda yaşananlar tekzip
ediyor!
