Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Meclis’te grubu bulunan dört siyasi parti de seçmene yeni anayasa sözü vermişti.
Bir süredir Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yeni anayasa için çalışıyor.
Henüz ortak bir metin ortaya çıkmadı.
Dört partiden her birinin yeni anayasadan bekledikleri farklı.
Zaman ilerledikçe iktidar açısından yeni anayasanın iki yönü itibarıyla önem ve öncelik kazandığı da ortaya çıktı:
1- Başkanlık sistemi
2- PKK’yla başlatılan süreç
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve partisi için başkanlık sistemi, BDP açısından ise PKK’yla başlatılan süreç belirleyici önem taşıyor.
MHP’nin mevcut anayasayla ilgili fazla bir sorunu yoktu. CHP ise 12 Eylül kalıntılarını hem anayasadan hem yasalardan silmeyi hedefliyordu.
İktidarın başkanlık sistemi, BDP’nin PKK’nın çekilmesinin karşılığının anayasada yer alması taleplerine CHP de MHP de karşı çıktılar.
Dört partinin oluşturduğu Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun çalışmalarını tıkayan da başkanlık sistemi önerisi ve BDP’nin sürece bağladığı talepleri oldu.

(C) planı
Bu durumu gördüğü için Ak Parti sözcüleri, (C) planından söz etmeye başladılar.
(A) planı, dört partinin uzlaşacağı yeni anayasaydı. Bunun olmayacağı görüldü.
(B) planı, iktidarın CHP veya MHP ile uzlaşma sağlayarak yeni anayasayı referanduma götürmekti.
Ak Parti’nin CHP ve MHP ile kendi önerdiği anayasa üzerinde anlaşması da mümkün görülmüyor.
Bu durumda (C) planı dillendirildi.
İktidarın (C) planı, BDP ile uzlaşarak başkanlık, yarı başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı modellerinden birini içeren yeni bir anayasa yapmak ve referanduma gitmek.

(D) planı
BDP sözcülerinin, başkanlık sistemiyle ilgili tereddütlerini ifade etmeleri ve Öcalan’la başlayan sürecin anayasada özerklik olarak karşılık bulması istekleri, (C) planının da uygulamada çok kolay olmayacağını gösterdi.
Şimdi Ak Parti sözcüleri, 2014’te üç sandık olabileceğini ve mevcut düzenlemeye göre halkın Cumhurbaşkanı’nı seçmesinden sonra anayasa değişikliğine gidilebileceğini seslendiriyorlar.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da ABD dönüşü aynı yönde açıklamalar yaptı.
Bu durumda (D) planını şöyle özetleyebiliriz:
2014 Mart’ında yerel seçimler yapılacak. Bu seçimin sonuçları hem iktidar hem muhalefet partileri açısından bir test niteliği taşıyacak.
2014 Ağustos’unda ise mevcut anayasaya göre Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Cumhurbaşkanı’nı ilk kez halk seçecek. Başbakan Erdoğan, halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olarak Köşk’e çıkacak. Ardından da anayasa değişikliğine gidilerek Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkileri başkanlık sistemine yaklaştırılacak ve partili Cumhurbaşkanı hükmü getirilecek.

Destek ihtiyacı
(D) planına göre Başbakan Erdoğan, Köşk’e çıksa bile anayasa değişikliği için yine desteğe ihtiyacı olacak.
Erdoğan, muhalefet partilerinin milletvekillerini serbest bırakmaları halinde bugün de 2014 Ağustos’undan sonra da yeterli desteği bulacağına inanıyor. Dün böyle bir açıklama yaptı. Tabii kendi partisinden de fireler olabileceğini hesaba katmak zorunda.
CHP ve MHP’den destek alması ihtimali çok zayıf olan iktidar partisinin, BDP’den destek alması ise ancak Öcalan’la başlatılan sürece bağlı.
Öcalan, Karayılan ve BDP, bu sürecin ikinci aşamasında siyasal taleplerinin yerine getirilmesini bekliyorlar. Bu talepler, özerklikten Öcalan’ın serbest bırakılmasına, Kürtçe eğitimden genel affa kadar uzun bir talep listesini içeriyor.
Ayrıca Başbakan Erdoğan’ın Köşk’e çıkması halinde, nasıl bir Ak Parti yönetimi oluşacağı, kimin Başbakan olacağı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın nasıl bir eğilim gösterecekleri gibi siyasi gelişmeleri etkileyecek önemli faktörler de söz konusu.
Bu itibarla (D) planı için de kolay uygulanabilir bir plan demek için henüz çok erken.