MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli medya temsilcileri ile kahvaltıda bir araya geldi. Fikret Bila’yla sohbet etti. Bahçeli ileriye dönük siyasi projeksiyonlar yaptı.
Fotoğraf: YAVUZ ÖZDEN-MILANKARA
MHP lideri Devlet Bahçeli, geleneksel yılsonu kahvaltılı basın toplantısına, Ankara’da görevine dün başlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sağlık dileyerek başladı.
Bahçeli’nin devlet adamlığı yönü dün de siyasetçi kimliğinin önündeydi. Sorulara parti çıkarından çok devlet ve devletin bekası açısından bakarak yanıt verdi.Bahçeli’nin verdiği mesajlar özetle şöyleydi:
‘Suikast iddiasını ciddiye almadım’
“Bir yıldan bu yana araştırıldığı ifade ediliyor. Ama biz böyle bir konuyu hiç hissetmedik. Böyle bir süreç içinde yanımızda olağanüstü bir güvenlik önlemi alınmış olmasını da hissetmedik. Geçmişte Türk İntikam Tugayı vardı, zannediyorum kelimelerle, harflerle genişletilmiş. Ciddiye alınacak bir tarafı yok. Onların ifadesiyle Türk-Kürt kavgası çıkarmak için, terörist faaliyetler içinden çıkmış bir örgütle benzeştirilerek böyle bir teşebbüste bulunulması, milliyetçi camiayı üzer. MHP ne böyle bir kardeş kavgasının başlatıcısı ne sürdürücüsü olur ne de böyle bir olayı düşünür. 9 kişi tutuklanıyor, 5 kişi serbest kalıyor. Zannediyorum diğerleri de 1 hafta 10 güne kadar serbest kalır. MHP’liler inançlı insanlardır. Bundan da çekinmemek lazım.”
‘AKP parçalanmamalı’
“Sayın Başbakan’ın rahatsızlık süreciyle örtüşen bir dönemde şike ve prim konusu tartışılmaya başlandı. Arkasından Cumhurbaşkanı’nın vetosu ve bazı bakanların farklı açıklamaları geldi. AKP’de herhangi bir çatlamanın, parçalanmanın, bölünmenin ülkemize sağlayacağı bir fayda olmayacağı düşüncesini ifade ettim. Türkiye’nin eşzamanlı olarak komşularında sıkıntılar olduğu, terörün tırmandığı, açılım politikasının olumsuz sonuçlarının görüldüğü, Ortadoğu’da sıcak gelişmelerin yaşandığı bir ortamda Türkiye’nin istikrar içinde bulunması gerekir. 2002’de de aynı yaklaşımı gösterdik. DSP’den 30’a yakın milletvekilinin ayrılmasıyla kriz meydana gelmişti.
O zaman DSP mensubu arkadaşlara da seslenerek partinizin iç işlerine karışmak haddimiz değil ama ülkenin bugünkü şartları içinde partinin parçalanması ülkeyi çok yanlış sonuçlara götürebilir, partinize dönmenizde yarar vardır, demiştik.
Aradan geçen 9 yıl sonunda krizden çıkacak sonuçların kimseye fayda getirmeyeceği tecrübesiyle, özellikle Suriye ile yakın bir savaş tehdidinin tartışıldığı bir sürede, siyasi iktidar üzerinde bir kaos yaratılarak doğacak istikrarsızlık ülkemize hiçbir fayda getirmez. Böyle bir sonuç olsa bile gerçekçi olmak lazımdır. Bugünkü Meclis’in yapısı parçalanmış AKP söz konusu olsa bile sağlıklı bir iktidar ortaya çıkarmaya uygun değildir.”
‘Biri (Kürt) kimliğiyle aday olursa’
“2007 yılı öncesinde 27 Nisan’da cumhurbaşkanlığı seçim süreci başladı. 367 kilidi TBMM’ye vurulmuştu. MHP, 367 kilidini açmıştır. Bu çok önemli ve siyasi tarihimizde hayırlı bir adımdır. 31 Mayıs 2007 tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile Türkiye’de milletvekili seçim süresi 5 yıldan 4 yıla indirildi, cumhurbaşkanı seçimleri de 5 artı 5 yapıldı. Eğer arkasında farklı bir siyasi niyet yok ise hiçbir siyasi partinin itiraz etmeyeceği konu, cumhurbaşkanlığı süresinin 5 yıl olmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanı arzuluyorsa, ikinci 5 yılı da bir demokratik hak olarak kullanabilir. Ancak geldiğimiz noktada cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin gözden geçirilmesini ve Meclis içinden seçilerek sistemin devamından yanayız. Eğer halk seçer ve ileriki günlerde cumhurbaşkanı adaylarından biri, bir etnik kimliğin (Kürt kimliği) adayı olarak ortaya çıkarsa, aldığı oyu nereye koyacağız?”
Bahçeli, sizi cumhurbaşkanı adayı olarak görecek miyiz, sorusuna ise gülerek, “ayağımızı yerden kesmeyin” yanıtını verdi.
Gül’ün davetlerine neden gitmiyor?
“Siyaseten MHP bir tavır ortaya koyarken, rüzgarın esiş yönüne göre hareket etmez. Kendi üslubuna göre hareket eder. Sayın Cumhurbaşkanı hangi konuda yapacağı davetin üslubunu gözden geçirirse, MHP’de davete katılım üslubunu gözden geçirir.”
Futbolu geriye götürmeyin
“Prim, şike, sporda şiddet konusu Türkiye gündeminden düşmüştür. Şimdi bütün sorun artık futbolcular, futbolu yönetenler ile taraftarlar arasındaki üçlü dengeye bağlıdır. Siyasetçiler üzerine düşeni yapmıştır. Acımasız hareket etmek doğru değil. Şikeyi kim yapmışsa ondan sormak yerine 100 yıllık çınarlardan hesap sormak futbolu geriye götürmek olur. Siyasi partilerin kapatılması gibi, kapatmaya yol açanlar siyasete devam ederken, partilerin kapatılması hâlâ sıkıntılara neden olmaktadır.”
Tutuklu milletvekilleri
“MHP’nin değerli bir milletvekili de cezaevinde. Bu Türkiye’de bir siyasi ve demokrasi ayıbı olarak dikkat çekmektedir. Aşılması lazım. Yargı hızlanarak olayları sonuca götürmeli ve bir tutukluluğun ortadan kalkması noktasında kendi iradesini ortaya koyarak olayı çözmeli. Acaba aynı durum iktidar partisinin milletvekillerinde olsaydı ne olurdu? Tutukluluk meselesini kilitlemeye de Sayın Adalet Bakanı çok heves etmesin. Gün gelir devir değişir. Ne olacağı belli olmaz. Türkiye bu manada siyaset laboratuvarıdır.”
Dersim tartışması
“Sayın Başbakan’a sesleniyorum. Devletin tüm arşivlerini, Genelkurmay, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü belgeleri, ne var ise bunları bir tarih şurasındaki değerli uzmanların önüne koyarak, ne olup bitmişse her şeyi inceleyip, kamuoyu ve dünya ile paylaşmasında yarar var.”
‘Hedefte Ankara da var mı?’
“Kulağa hoş gelen ifadelerle dış politika yürütülmez. Sıfır sorun deniliyor ama sorun bitmiyor da sıfırlar artıyor. Acaba Suriye’den sonra hedef Tahran ve Ankara mı olacaktır? Savaş tehdidiyle olaylara farklı bir müdahale yolunu Türkiye’nin tercih etmesi yanlış olur. Gün gelir bir başkası da buna benzer sebeple uluslararası destekle Türkiye’yi gündeme taşırsa ne olur?”
Melle açılımı
“Bugünkü imam hatip kadrosu yetersiz kalıyorsa, bunu yeterli hale getirmek için geçmişte uygulandığı gibi bunların başka amaçlarla kullanılmasına müsaade edebilecek yeni kavramlarla takviye etmeyi doğru bulmuyoruz.