Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

45 günlük bilanço
Haberin Devamı

Genelkurmay Başykanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, usta gazeteci Uğur Dündar’a verdiği kapsamlı mülakat bir çeşit veda konuşmasıydı. Görev süresi yakında dolacak olan Org. Başbuğ, genel bir durum değerlendirmesi yaptığı gibi önümüzdeki döneme ilişkin yol gösterici bir nitelikte taşıyordu.

Sözün bittiği yer
Bu mülakatta Org. Başbuğ’un sarfettiği “sözün bittiği yerdeyiz” cümlesinin altı çizilmeli. Genelkurmay Başkanı’nın bu ifadesi, “Irak’ın kuzeyindeki PKK varlığı önümüzdeki süreçte Türkiye-Irak ilişkilerini de etkiler. Bir bakıma Türkiye-ABD ilişkilerini de etkiler olumsuz olarak” sözleriyle birlikte okunmalı. Ayrıca bunlara, Barzani’yi işaret ederek “terör mücadelede bir fayda sağlamıyor” tesbitini de katmak gerekli. ABD’nin Kandil’de, PKK liderlerini neden yakalamadığı sorusunu da eklediğinizde Org. Başbuğ’un, Türkiye’nin “tahammül sınırının” sonuna geldiği sonucunu çıkarabiliriz.

Üç seçenek
Org. Başbuğ’un çizdiği bu tabloya ABD yönetimine ve kısa bir süre önce Türkiye’ye gelen Mesut Barzani’ye iletilen üç seçenek de yerleştirilmeli. Ankara’nın ABD ve Barzani’ye üç önerisi şöyle:
1 - Irak’ın kuzeyindeki PKK varlığını etkisiz kılın,
2 - Veya üçümüz birlikte ortak operasyonlarla etkisiz kılalım,
3 - Ya da Türkiye olarak sizlerle koordineli biçimde biz etkisiz kılalım.
Bu önerilere eklenen, “Türkiye bu duruma daha fazla tahammül edemez” ifadesi, Org. Başbuğ’un, Uğur Dündar’a söylediği “sözün bittiği yerdeyiz” cümlesinin anlamını yansıtıyor.
Ankara, hem ABD’ye, hem Bağdat yönetimine hem de Barzani’ye, bu gidişin Türkiye-Irak ilişkilerini 1998’in sonundaki Türkiye-Suriye ilişkilerine kadar götürebileceği mesajını veriyor. O dönemdeki ifadesiyle “askeri güçle arkalanmış diplomasi” aşaması. Bu aşama “köprüden önceki son çıkış” anlamına geliyor.

Kuzey Irak’taki koşullar
Ankara, PKK’nın son dönemde sınır karakollarına yaptığı saldırılarda Kuzey Irak’taki bu koşulların en önemli faktör olduğunu düşünüyor.
Kuzey Irak’a kaçmalarına ve lojistik destek görmelerine karşın, PKK yoğunlaştırdığı bu saldırılarda daha önceki dönemlerde vermediği kadar büyük kayıplar veriyor. Çatışma sırasında verdikleri kayıplara, sıcak takip ve hava harekatları nedeniyle verdikleri kayıplar da eklenince gerçek boyutlar ortaya çıkıyor.
Ankara’ya ulaşan bilgilere göre, son 45 gün içinde muhtelif çatışmalarda ölen 31 terörist ve Gediktepe dahil son saldırılarda ölen 246 PKK’lı ile birlikte ölü sayısı 277’yi buluyor. Bu süre içinde sağ ele geçirilen 11 PKK’lı ile teslim olan 34 PKK’lı da katılınca, etkisiz hale getirilen sayı toplam 322’ye ulaşıyor. Ankara’da toplanan bilgilere göre PKK’nın verdiği kayıplar şöyle:
“20 Mayıs’ta Hakurk kampına düzenlenen hava harekatında 121, 26 Mayıs’ta Tunceli/Pülümür’deki operasyonda 4, 17 Haziran’da Şırnak/Uludere’deki sıcak takipte 22, 19 Haziran’da Gediktepe’deki çatışma ve sonrasındaki hava harekatında 34, 21 Haziran’da Diyarbakır/Silvan Bağdare Jandarma Karakolu’ndaki çatışmada 5 , 27 Haziran’daki hava heraktında 8, 30 Haziran Siirt/Pervari Sarıyaprak Karakolundaki çatışmada 29, 5 Temmuz Şemdinli/Beyyurdu’ndaki çatışmada 23.”
Ankara bir yandan teröristle silahlı mücadeleyi sürdürürken, bir yandan da PKK için Kuzey Irak’ın güvenli bölge olmaktan çıkarılması için ABD, Bağdat ve Barzani yönetimini sıkıştırıyor.