Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TBMM’de açılımla ilgili genel görüşme talebinin ön görüşmesi dün yapıldı. Tahmin edildiği üzere, tartışmalar “Neden 10 Kasım?” sorusu etrafında yoğunlaştı. Doğal olarak, Atatürk, cumhuriyetin temel nitelikleri, O’nun millet ve milliyetçilik anlayışı tartışıldı.

10 Kasım duyarlılığı
Her 10 Kasım’da olduğu gibi dün de duyguların kabardığı bir gündü. Anıtkabir doldu taştı. Gözyaşları ekranlara yansıdı. Büyük Atatürk özlemle anıldı.
Böyle bir günde TBMM’de öz itibarıyla “millet” kavramının tartışılmaya açılması, ön görüşmelere damgasını vurdu. Açılımın içeriğinden çok 10 Kasım ve Atatürk tartışıldı.

Yanlış bir tercih
Hükümet tarafından “Kürt açılımı” sonra “demokratik açılım” ve nihayet “milli birlik projesi” olarak isimlendirilen bu sürecin tartışılması için 10 Kasım gününün belirlenmesi -bilinçli veya bilinçsiz olsun- hatalı bir tercihti.
Hükümet, bu sürecin başından beri tercih hataları yaptı. Bunların bazılarını hükümet üyeleri de kabul ettiler.
Hükümetin ortaya “Kürt açılımı” diyerek çıkması, ancak tepkiler üzerine bu ifadeden vazgeçmesi, hatalı bir başlangıç yapıldığının göstergesiydi. Keza, süreç tartışmaya açılırken, CHP lideri Deniz Baykal ve MHP lideri Devlet Bahçeli’ye gidilmesi gerekirken, işe DTP lideri Ahmet Türk’le başlanması bir başka usul hatasıydı.
Habur’dan ve Kandil’den gelen PKK’lıların, Habur’dan giriş tarzları bir başka hata. Ki bu hata da hükümet üyeleri tarafından dillendirildi. Sadece PKK’lıların kıyafetler ve giriş tarzları değil, sınırda seyyar mahkeme kurulması da yine usul hatalarından biriydi.
Bu hatalar zincirine ön görüşme için 10 Kasım gününde ısrar edilmesi de eklendi. 10 Kasım yerine 11 Kasım günü ön görüşme yapılabilirdi.
Toplumun önemli bir kesiminde bölünme kaygısının yaşandığı, iki büyük muhalefet partisinin ülkenin parçalanmaya sürüklendiği endişesini dillendirdikleri, ulusal birlik duyarlığının kabardığı bir dönemde, 10 Kasım’ın “millet”i tartışmak için seçilmiş olması tansiyonu yükseltti.
Tartışma, doğal olarak Atatürk yandaşlığı ve karşıtlığı tartışmasına döndü.
Kuşku yok ki, tartışmanın dozu genel görüşmenin yapılacağı perşembe günü daha da yükselecektir. Liderler düzeyinde devam edecek tartışma daha sert geçecektir.

Tartışmanın özü
Açılımın gelip dayanacağı yer millet tanımı olacaktır. DTP-PKK cephesinin temel itirazı “Türk milleti” olgusu ve Anayasa’daki “Türk” tarifidir. Tartışmanın özü budur.
10 Kasım’da değil bir başka günde yapılsa bu tartışmanın ulaşacağı nokta, Atatürk’ün, “Türkiye Devleti’ni kuran halka Türk milleti denir” tanımı olacaktı. 10 Kasım’da yapılmış olması muhalefet tarafından Atatürk’e karşı bir tavır olarak algılandı ve tepkinin büyümesine neden oldu.
Bu konuda muhalefette oluşan kuşku 10 Kasım tercihinden de önce, iktidarın üst kimliği “Türk milleti” olarak değil, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı” olarak tanımlanmış olmasıdır.
Bu itibarla, tartışma bu eksen üzerinde devam edecek ve önümüzdeki seçimlerin en önemli faktörlerinden biri olacaktır.