Bi kaç hafta önce bi fırsat yakalayıp köyüme Çınardibi’ne gittik maaile. Çok seviyoruz orada olmayı. Ancak işten, güçten fırsat bulup, şöyle 10, 15 gün üst üste kalamadık bi türlü.
Bayındır’a baylı köyümüz Çınardibi. İzmir Mavişehir’e 70, Kemalpaşa Armutlu’ya 14, Bayındır’a 14 kilometre mesafede orman içinde, denizden 800 metre mesafede bir köy, yeni tanımıyla mahalle burası.
Dedim ya pek öyle uzun zaman geçiremedik henüz ama her fırsatta yeni insanlarla tanışıp, yeni keşifler yapmaya çalışıyoruz Çınardibi’nde…
Köyümüze çıkan bütün yolları çok seviyoruz ama en çok Armutlu’dan Çınardibi’ne, tabir yerindeyse bir yılan gibi kıvrılan 14 kilometrelik yola aşığız.
Çeşmeler...
Armutlu merkezden, köşedeki marketten sağa döner dönmez başlıyor yolculuk. Bi 800 metre sonra evler seyrekleşiyor. Bakkalların şekli şemali bile değişiveriyor. Biz çocukken, kavun dilimli, renkli toplar vardı ya bakkalların önünde, hani bi ipe bağlı dururdu, rengarenk. Hah işte o toplar karşılıyor sizi bakkallarda. Tam seyrek evlerin arasından yeşilliklerle buluştuğunuz yerde bir çeşme selamlıyor sizi.
Sonra, taa Çınardibi Köyü’ne kadar kıvrıla kıvrıla giden yolda, önce zeytinlikleri gören çeşme, sonra çınarları selamlayan çeşme ve daha sonra kiraz ağaçlarının gölgesindeki çeşme karşılıyor gelip, geçenleri. Öyle güzel, öyle huzur dolu ki bu yol, bitmesin, biraz daha sürsün diye yavaş yavaş gidiyorsunuz varış noktasına. Her ay değişen bir manzarası yolun.
Kahvaltı ve kavurma
Yaz kış akan bir dere boyunca, her metresi olağanüstü manzaralarla dolu yol sizi Çınardibi’ne kavuşturduğunda artık varmış olmanın mutluluğu mudur, yoksa oksijen bolluğundan mı, kendinizi çok mutlu, huzurlu hissediyorsunuz. Köyün girişinden, merkezine sapmadan 400 metre doğru ileri giderseniz, yola sıfır, şahane börekleri olan bir restoranda kahvaltı edebilirsiniz. Köy içinde her köyde olduğu gibi bolca kahvehane mevcut. Dilerseniz köy içinde bulunan fırından ekmeğinizi alıp kahvede de kahvaltı yapabilirsiniz. Gürül gürül yanan odun sobasının verdiği sıcaklık hem vücudunuzu hem de kalbinizi ısıtacak. Buraya kadar gelmişken özel bişeyler yiyelim derseniz, meydanda bulunan lokantadan kavurmayı tavsiye ederim. Ayrıca buradan yumurta ve sucukta alabilirsiniz.
Çıntar mantarı mevsimi
Şu aralar çıntar mantarı mevsimi. Hoş pek yağmur da olmadı bu sene, pek göremedim ama denk gelirse köyden mantar da alabilirsiniz. Eğer iyi biliyorsanız mantarları kendiniz de bir mantar avı yapabilirsiniz bu harika köyde. Ama en ufak bir tereddüdünüz varsa sakın mantar toplayıp yemeyin. Köyü gezmek mi istiyorsunuz? Atın kendinizi köy içindeki yola, o siz bi şey yapmasanız da keyifli bir yürüyüş yaptıracak size. Fazla uzaklaşmadan, derinlere dalmadan ormanda da gezebilirsiniz. Ama ne olur gezerken çevreyi kirletmeyin, kirletenlere de mani olun olur mu? Çünkü göreceksiniz, sizden, bizden önce buralara gelmiş insanlar kendilerinden hoş olmayan atıklar bırakmışlar. Kimi çöpünü, ayakkabısını kimi molozlarını dökmüş. Ve şimdi doğa her birini yok etmek için olanca gücüyle çabalıyor. Aklımda o kadar çok şey var ki, hepsini anlatmaya kalksam bu köşe yetmeyecek. Şunu diyorum; bu hafta bi plan yapın, kendinizi doğanın ellerine bırakın. Bu seferki seçiminiz deniz kenarı olmasın, bi orman köyü olsun mesela. Ben size Bayındır Çınardibi’ni önerdim ama siz “yol sizi nereye götürürse” oraya gidin...
Kalın sağlıcakla.