Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları

Biraz hızlı yaşadığımı söylüyor dostlarım. Hatta babam da öyle düşünüyor.

“Biraz ağır ol, çabuk yorulursun” diyor. Herkes haklı olabilir. Derlerdi de inanmazdım, ruh yaşlanmıyor gerçekten.
Bu ara karavan hayatına sardım. Hoş, uzun süredir kamp yapıyorum ama karavan işin biraz lüksü. Dedim ya, biraz aceleciyim her şeyde. Biraz karavan seyahatinden sonra dinlenme işini yarı kamp sayılabilecek, geçen yıl yaptığımız, Bayındır’ın Çınardibi köyündeki evimizde yapıyoruz.

Ne yalan söyleyeyim; köyde, karavandaki gibi çalışmıyorum ama yine de yapacak bi şeyler çıkıyor. Çokça komşularımın işlerine gözlemcilik ve gevezelik yaptığım söylenebilir.

Haberin Devamı

Bu yıl biz hiçbir ürün ekmedik tarlamıza. Tabii, komşularımın zoruyla diktiğimiz 14 kök domates, iki sıra fasulye ve kabakları saymazsak... Açıkçası, bu kadar fidenin pek ürün vereceğini düşünmedim. Ama öyle olmadı. Halen 10 adet kabak, bir sürü fasulye ve kızarmasını beklediğimiz iki düzine domatesimiz var. Kendiliğinden yetişen semiz otlarını, sabahları açan kabak çiçeklerini saymıyorum bile. Geçen sabah komşumuz Seyfi Abi’yle evin önüne oturup biraz sohbet ettik. Bizim bahçeye baktık öylece. Sohbetimizin bi yerinde

“Seyfi Abi, bu kadarcık bahçe 3-4 aileyi doyurur” dedim.

“Gel benimle” dedi, aldı kendi bahçesine götürdü beni. “Bak” dedi, “Biraz zaman harcarsan, bu kadarcık tarla 10 aileye bile bakar!”

Küçük bi anekdotla bitireyim sözlerimi...

1880’lerde Balkanlar’dan Türkiye’ye gelen Türkler, ekip biçtikleri tarlaların tohumlarını da getirmişler.

Elbette ziynet eşyasını da... Ancak bugün o eşyadan eser yokken, torunlarının torunları, getirdikleri domatesleri, barbunyaları yiyor.

Haklı Seyfi Abim. Bizler yerel tohumlarımızın, toprağımızın değerini bilirsek ve biraz da ter dökersek, toprağa koyduğumuz her tohuma karşılık, o bize onlarcasını veriyor. Sabah muhabbetinden aldığım ders; biraz daha köye vakit ayır, toprağını boş tutma, sen ona bakarsan o da sana bakar!

Sen ona bakarsan o da sana bakar...