Geçenlerde Akhisar Dayıoğlu Kasabı Muhtar Amca’nın yerindeydim. Çok severim bu mekânı. Ben diyeyim 10, siz deyin 15 senedir giderim...
İşte oradayken paylaştığım story’lerden birine “İzmir’de Göztepe’deyiz, buyrun bu lezzeti bi de bizde tadın” diye mesaj geldi. Davete icabet gerekir elbet, fakat gelen davetlerden hiçbirine “Tamam, şu tarihte geliyorum” demem. Sadece uygun olduğumda gelmeye çalışacağımı yazarım. Macır Köfte’de de böyle oldu.
Ama gelin görün ki, Göztepe’de arkadaşımla bir iş için buluştuk. Yemek saati gelince ne yesek diye düşünürken, bi anda Macır Köfte’de bulduk kendimizi.
İnşallah güzel bi köftecidir duasıyla daldık içeri. Girer girmez, aşina olduğum ve pek sevdiğim köfte kokusuyla birlikte hoş bi hanımefendi karşıladı bizi.
İzmir’e taşımışlar
Minik bir hoş beşten sonra şık bi masaya davet etti. Bense çok fazla ortalarda olmamak için “Kuytu bi yer iyi olur” dedim kii, hemen arkamdan bi ses “Fedo’nun Dükkânı gelmiş olamaz, lütfen böyle buyrun” deyince çok şaşırdım. Çünkü; birlikte geldiğimiz arkadaşım ön plandaydı, ben gözlüklerimi bile çıkarmadım biri beni tanır diye. Neyse, olan oldu yakalandık bi kere dedik, oturduk masamıza...
Tanınmak çok işime gelmiyor. Tanınmadan yemek yerken dükkânda sonuna kadar her durumu deniyor, hatta zaman zaman müesseseyi zorladığım durumlar oluyor. Yani bana özel bir sunum, hizmet olmadan orayı deneyimlemeye çalışıyorum.
Dedim ya, yakalandım bu sefer. Ama ne yalan söyleyeyim, yemek sonuna kadar dükkân sahibi Can Kazboğazoğlu uğramadı masamıza. Standart servislerinin dışında da bi şey gelmedi. Yemeğimiz biterken ben davet ettim kendisini.
Naif, genç, işini bilen, hürmetkâr biri Can...
Genç yaşına rağmen yıllardır gastronomi sektörünün içinde kendisi. Farklı lezzetlerle şenlendirdikleri son işletmesinde, ortağıyla ayrıldıktan sonra özüne dönme kararı almış.
Yani Akhisar’ın eşsiz köftesini butik bir şekilde İzmir’e taşımış. “Abi” diyor, “Tamam ben işletmeciyim, başka şeyler de yapabilirdim. Fakat bu köfte bizim genlerimizde var, neden başka bi şey arayayım ki. Akhisarımızın en güzel ürünleri benim elimin altında deyip girdik köfte işine. Adını koymak hiç de zor olmadı. Macırız biz dedik, dükkânın adı Macır Köfte oldu.” Bi solukta anlattı Can bunları. Sonra ustaları çakır gözlü Tonton Usta, Sezgin Yayalar’la tanıştırdı.
Usta hakkaten lakabını sonuna kadar hak ediyor. Gerçekten Tonton...
‘Gelin gibi nazlı’
Eee, de bakalım usta, nedir bu işin sırrı diye sordum... “Beyim yediğiniz karışık porsiyonda, Akhisar köfte, kasap köfte ve sucuk köfte vardı. Hangisi olursa olsun yapımı Akhisarımıza, köklü bir geleneğe dayanır. Ama yapmakla bitmez köftenin işi. Izgarada hakkını verecek usta arar bizim Macır Köftemiz. Az pişirirsen çiğ kalır, çok pişirirsen kurur. Gelin gibidir, nazına katlanmak gerekir” diyor ustam.
Daha fazla diyecek söz bırakmıyor bana. Sonra yediğimiz karışık köftenin içinde sucuk köfteyi merak edip soruyorum. Usta, bi bıyık altı gülüyor.
Üzerine dükkân sahibi Can Kazboğazoğlu, “Abi, sucuk köftemizin tutkunları var” deyince susuyorum.
Ve diyorum ki, gidin Göztepe’de Macır Köfte’de köfte yiyin. O kadar! Tel: 0232 415 51 55