Güzel şehir, bereketli şehir. Doğası, insanı, muhabbeti sıcak şehir. Gittiğinizde sizi gülümseten ve de ağzınızı tatlandıran şehir Aydın. Ne zaman yolum düşse bu duygularla gidiyorum bu dadından yinmez Ege şehrine. Her seyahatimde de işin dışında kalan zamanımda hem sokaklarında geziyorum hem de yeni lezzetler peşinde koşuyorum. Kaç yıl önceydi şimdi bilemeyeceğim Aydınlı gazeteci dostum Cem Ulucan’la birlikte gitmiştik ilk kez “Kebapçı Hacıoğulları”na.
Aydın’ı çok iyi bilemediğimden, yerini nokta atışı olarak tarif edemeyeceğim. Hükümet Bulvarı’nda bir ara sokakta buldum bu şahane ve tarih kokan mekanı. Dükkandan içeriye girdiğimde gördüklerim çok etkiledi beni.
Kupür 100 yıllık
Kapıdan girer girmez sol tarafta kebapların piştiği mangal ve tezgah var. Sadece tezgah 100 yıllık desem yeridir. Girişte sizi karşılayan tahta merdivenden yukarıya çıktığınızda gördükleriniz sizi sanki zamanda yolculuğa çıkarıyor. Bi kere aynı merdivenleri Menderes ailesinin, İnönü ve daha nice tarihi insanın çıktığını düşünmek bile insanı heyecanlandırıyor.
1878 yılında şimdi bulunduğu yerde ve aynı binada kurulmuş Kebapçı Hacıoğulları.
Dile kolay tam tamına 140 yıldır kurulduğu yerde ağırlıyor konuklarını. Dükkanın girişinde bir kupür var. 1978’de 100. Yılında zamanın Hürriyet Gazetesi muhabiri İbrahim Akdoğan’ın haberi.
O bile bugün kendi içinde bir tarih olmuş. Ve daha da önemlisi bu ün, lezzet bugüne gelmiş.
Böyle yerlerin ayakta kalması zordur. Nesilden nesile aktarılması gerçekten kolay iş değildir. Şu anda 5. neslin işin başında olduğu Hacıoğlu Kebap’ta yemeğinizi yerken de tarihi yaşıyorsunuz. Kallavi bakır tabaklarda yapıyorlar servislerini. Salihli Odun Köfte’yi andıran bir tarzda, odun ateşinde hazırlıyorlar kebapları.
Ayran şişede
Ben sunumlarını çok beğeniyorum. Altta ince bir pide üzerine yoğurtlu veya sade olarak hazırlanan tabakların üzerine, ince kıyılmış maydanoz serpiyorlar.
Kocaman bir bakır tabak içinde gelen kebabın yanında en güzel içecek ayran. Şişeyle servis ediyorlar ayranlarını da. Eskiden Ortaklardaki çöp şişçiler sunardı ayranları böyle. Şimdilerde pek kalmadı.
Renkli masa örtüleri üzerinde yemeğinizi yerken dokunduğunuz, gördüğünüz herşeyin 140 yıldır insanlara hizmet ettiğini düşünmek gerçekten heyecan verici. Yemeğin sonunda tatlı olarak tek seçeneğiniz kabak tatlısı.
Kireçte özel olarak hazırlanan bu güzel ve farklı lezzeti kesinlikle denemenizi öneriyorum.
Zaman zaman dostlarımla yaptığımız sohbetlerde her daim şunu söylerim “bir mekanın hikayesi olmalı, hikayesi olan yerlerin lezzetleri de güzel olur.”
Burası gerçekten de hem lezzeti, hem de muhteşem hikayesi olan bir yer.
Hacıoğulları Kebap’ın daha yıllarca bu güzel lezzeti, aynı yerde ve aynı şekilde sürdürmesini diliyorum.
Telefon: 0 (544) 943 60 90
Güleç yüzlü, tatlı dilli kahve Blast’ta
Dün İzmir Sevgi Yolu’ndan Çankaya’ya doğru giderken biraz yoruldum. Etrafta soluklanacak bi yer ararken Sevgi Yolu bitiminden sola dönen sokakta kendimi gölge bi yere atıverdim.
Aslında aklımda soğuk bi şeyler içip serinlemek vardı. Fakat içeri girer girmez duydum mis gibi kahve kokusu fikrimi değiştirdi. Daha kahve içmeden beni kendime getirdi desem yeridir.
Ne yesem, ne içsem diye duvara yazılmış mönüye bakarken girdiğim dükkan Blast’ın güleç yüzlü, tatlı mı tatlı sahibesi Funda (Bektaş) Hanım içeri girişteki halimi ve homurtularımı duymuş olacak ki “dilerseniz kahve içerken de serinleyebilirsiniz” dedi. Hemen kabul ettim elbette.
İlaç şişesi gibi bir şişede ve yanında buz ile servis ediyorlar bu ferahlatıcı kahveyi. Demleme süresi uzun olduğundan önceden ve günlük olarak demliyorlarmış bu kahveyi. Funda Hanım ile sohbet sürerken bu tatlı ve zinde mekanı bu yıl içinde açtıklarını öğreniyorum. Fakat kendisi uzun yıllar ünlü markalarda yöneticilik yapmış. Kahvenin kokusunun beni girer girmez çok etkilediğini söylediğimde gülümsüyor.
“Çevreden gelen doktorlar bu kokuya ve lezzete bayılıyor. Gerçekten çok özel kavurma teknikleriyle yapılıyor kahvelerimiz, çekirdekler özenle seçiliyor” diye ekliyor. Ayaküstü soluklanma ve benim için gün içinde çalışma mekanı olarak kullanılabilecek bu güzel yerde kahvenizi içerken ağzınızı tatlandıracak şeyler de var elbette. Latte pasta, Çikolata parçalı cookie, limonlu chese cake (ki ben çok severim) bunlardan bazıları. Yolunuz Alsancak, Sevgi yolu civarına düşerse benim pek beğendiğim soğuk demleme, ferahlatıcı kahvelerini denemenizi öneririm. Güler yüze, tatlı dile teşekkürler Funda Hanım. 0542 511 88 83