Şimdi biraz bakım, biraz da önümüzdeki yolculuklara hazırlanma zamanı. Sonbahar rotasını belirledik, karavanımızla dağ kampı için gün sayıyoruz
Kaş, Fethiye, Karaburun, Bursa derken biraz yorulduk. En son sakin şehir Seferihisar’daydık. Pek hoş zamanlar geçirdik. Şimdi biraz bakım, biraz da önümüzdeki yolculuklara hazırlanma zamanı. Hoş sen plan yaparmışsın ama kader bir köşeden seni izler yine bildiğini okurmuş. Ama ne olursa olsun plansız olmaz.
Pandemiden önce her 10 Kasım’da Fethiye’deki kamp grubumuzla dağ kampında olurduk. Fakat 3 yıldır bunu yapamıyoruz. Şu aralar uzun zamandır ara verdiğimiz dağ kampını tekrarlamayı planlıyoruz. Tarihleri belirledik. En son Fethiye Girdev Yaylası ve Denizli Çameli’deydik. Bu yıl planlanan yer Kızılcagölcük Yaylası. Fethiye’ye 60 km mesafedeki bu yaylaya gitmek ve oradaki deneyimlerimi sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.
Karagöl
Bunun dışında İzmirli bir karavan grubu Karagöl’e gitmek üzere program yapıyor. Eğer Fethiye ile çakışmazsa, eşsiz doğa ve muhteşem gölün kıyısında 3 gün geçirmek Ünal ailesine çok iyi gelecek. Aslında bilmediğim bir lokasyon değil Karagöl. Bazen İzmir çok sıcak olduğunda çadırımı alıp serin serin uyuduğum doğa cenneti bir lokasyon. Beni heyecanlandıran şey karavanla oraya çıkmak sanıyorum. Çünkü yolu çok virajlı, adrenalini yüksek yani.
Yeni Foça
Üçüncü programımız bir iddia ile şekillendi. Dostum, abim Nevzat Hepeçekenler ile balık konusunda çok tartışıyoruz. Ben bu yılı kalamar yılı ilan edip, Yeni Foça’da kalamar yakalayacağımı söyleyince, Nevzat abi “Sen bir kalamar yakalarsan ben de üç kiloluk bir ahtapot tutacağım” dedi. Böylece üç, dört günlük bir Yeni Foça kampı kaçınılmaz oldu. Bu tatlı çekişmenin sonucunu mutlaka yazacağım size.
Ayvalık
Kaç yıl oldu hatırlamıyorum. Oğlum Efe henüz bebek. Cunda’da, Taşkahve’nin hemen arkasındaki bir pansiyonda kalıyoruz. Şu meşhur kilise daha restore edilmemiş. Taşkahve’nin arka kapısının eşik taşının hemen sağında bir kasanın içinde üç, beş balık duruyor. Yaşlı bir amca öylece oturmuş balıklarını satmaya çalışıyor. O gün çok istemiştim amcanın balıklarını almayı. Pişirecek, keyfedecek yer bulamayız diye almamıştım. İşte bu kış rotalarımızdan biri de, o balıkçı amcanın balıklarının hatırına Ayvalık olacak. Şükür, şimdi o balıkları pişirecek bir karavanımız var. Ve mevsimlerden sonbahar, bütün sahiller bizim. Dilerim rastlaşır da birlikte keyfederiz.
Biliyoruz demeyin
Biliyorsunuz, yeni ama meraklı bir karavancı olarak sizlerle deneyimlerimi paylaşıyorum. “Yahu biz zaten bunları biliyoruz” demeyin. Elbette biliyorsunuzdur ancak yine de kontrol etmenizi, göz gezdirmenizi öneririm.
Yaz boyunca kaç kilometre yapmış olursanız olun, karavanınızın yağını, suyunu, fren hidroliğini, el frenini kontrol edin.
Lastiklerinizi gözden geçirin. Eğer benim gibi dağlara çıkmayı planlıyorsanız, lastik dişerine, çatlaklarına iyice özen gösterin.
Malum karavanlar ağır araçlar, diğerlerine göre balataları daha çabuk bitebiliyor. Mutlaka balata kontolü yaptırın.
Birçoğumuzun karavanı uzun uzun süre yatıyor, periyodik aralıklarla çalıştırmayı ihmal etmeyin. Ayrıca, havalar soğudu, bulutlandı, güneş daha az gösteriyor yüzünü o nedenle jel akülerinizi de sık sık kontrol edin. Gerekirse şarj edin.
Yaz boyu kullandığınız ocağınızda mutlaka kaçak kontrolü yapın.
Buzdolabınızı temizlemeyi ihmal etmeyin.
Son olarak, bu ara kampa gidecekseniz aracınızın ısıtma sistemini gözden geçirmeyi, bakımını yapmayı ihmal etmeyin.