Cumhuriyetimizin kuruluşunun ikinci yüzyılının ilk yazısı bu yazım. Şehrimizle, İzmir’imizle ilgili güzel şeyler anlatacağım sizlere. Tabi küçük küçük serzenişlerim de olacak. Efendim hafta başından beri, 3 gündür İzmir Büyük Şehir Belediyesi bünyesindeki İzdoğa şirketinin konuğuyduk.
Son günlerde gündem olan İZSU arıtma tesislerinden, Homa Dalyanı’na, Tekne turu ile Flamingo gözlemine, Olivelo Yaşayan Parkı’ndan, beni çok heyecanlandıran Efeler Yolu’na kadar pek çok yerle ilgili bilgi sahibi olduk. Bu köşede tek tek anlatmaya kalksam sayfalar yetmeyecek. Sizler detaylı bilgiye www.izdogaturizm.com sayfasından erişebilirsiniz. Bu arada Efeler Yolu son dönemde yapılan en güzel projelerden biri. Doğa ile iç içe olmayı seven herkes, efsanelerle, şahane manzaralarla dolu bu yolu kesinlikle yürümeli.
Flamingo Yolu
Ancak ben size daha çok Homa Dalyanı ve İZSU’dan söz etmek istiyorum. Öncelikle çok geç de olsa belediyemizi, yaptıkları çalışmalarını sadece basın yoluyla değil, sosyal medya ile de anlatma yoluna gittikleri için kutluyorum. Gelelim İZSU’ya Homa Dalyanı’na. Bildiğiniz üzere Homa Dalyanı, Tuzla, kuş cenneti diye adlandırdığımız mevki. Burası birinci derecede koruma alanı. Dünyada eşi benzeri çok az olan bir lokasyon. Ancak 2000’yıllara kadar neredeyse hiç ilgi gösterilmemiş, kaderiyle baş başa bırakılmış bir yer. Şu andaki en büyük sorunu da kirlilik ve tatlı su sorunu.
İzdoğa’nın düzenlediği İzmir gezisinde önce tekneyle, Flamingo Yolu diye adlandırılan, Bostanlı balıkçı barınağı çıkışlı tekne turuna katıldık. Gerçekten etkileyici, güzel bir geziydi. Flamingoları doğal ortamlarında izlemek paha biçilmez bi keyifti.
Sonraki durak, geçmişte Ege Üniversitesi’nin de araştırma merkezi olan dalyanın en uç kısmındaki Kuzey Ege Tarımsal Kalkınma Kooperatifi. Burada doğa dostu balıkçılık yöntemi dalyan balıkçılığı hakkında belediye yetkilileri ve kooperatif başkanı Yakup Öztürk’ten bilgi aldık. Orada net bir şekilde öğrendik ki, dalyanın büyük bir tatlı su sorunu var. Halen 300’den fazla kuş çeşidinin yaşadığı dalyandan bazı kuşlar su sorunu yüzünden burayı terk edebilirmiş.
Eski canlılığına kavuşacak
Dalyandan sonra gittiğimiz İZSU Arıtma Tesislerinde şehrin atık suyunun temizlenmesi konusunda verilen bilgilerle birlikte halen yürütülen bir projeden de söz etti yetkililer. Hemen şunu belirteyim, Sasalı mevkiindeki arıtma tesisi, İzmir’in arıtılan suyunun yüzde yetmişini tek başına arıtıyormuş. Tesis halen bu çalışmasını sürdürmekle birlikte, halihazırda yapılan çalışmalarla kapasitesini arttıracak ve körfezimize akan suyu neredeyse içme suyu kalitesinde arıtacakmış.
İçme suyu kalitesi sözünü kullandım çünkü İZSU şöyle bir proje üzerinde çalışıyor. Bi kere şunu söyleyeyim, körfeze akan su gerçekten çok ciddi miktarda arıtılıyor ve öyle bırakılıyor denize. Bunu bizzat yerinde gördüm. Başta anlattığım Homa Dalyanı’nın tatlı su sorununa yönelik çalışma ise şöyle;
Yapılan ek arıtma üniteleri devreye alındıktan sonra arıtılan suyu önce Menemen ovasında tarım sulama suyu olarak değerlendirip sonrasında Homa Dalyanı’nın tatlı su ihtiyacı için dalyana vereceklermiş. Yani bu su bir nevi Homa için bir can suyu olacak. Böylelikle yeraltı suları da dahil olmak üzere pek çok konuda doğa korunacak, dalyan eski canlılığına kavuşacak ve denizimiz tertemiz olacak.
Sık anlatılması gerekiyor
Evet! Üç günlük gezi boyunca İzdoğa ve Büyükşehir Belediye yetkilileri İzmir’imize dair çok hoş şeyler anlattılar. Yaptıklarını gösterdiler, yapacaklarını sundular hepimize. Bu süre boyunca bize eşlik eden, projeleri sunan, hazırlayan ekiplerin çok genç olmaları ayrıca dikkatimi çekti ve çok mutlu oldum bu duruma. Ancak yazımın sonunda şunu söylemesem olmaz; yapılan sürdürülen projelerin İzmirliye çok daha sık anlatılası gerekiyor. Ve yeni hazırlanan projelerde çok daha fazla kişinin fikrinin alınması gerekiyor. Ancak böyle olursa halk yapılan organizasyonlara katılır. Şimdilik bu kadar.
Kalın sağlıcakla...