Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları

Bi yola çıkarken çok sorgulamıyorum. Sadece yola çıkıyorum. Zaman zaman bir hedefim oluyor ama çokça “Yol beni nereye götürürse” diye gezmeyi çok seviyorum. Bu ara tam da böyle bi yoldayım. Düştük bi köftenin peşine, yol nereye götürürse oraya gidiyorum.

Edirne, Tekirdağ, Uzunköprü, Kırklareli, İstanbul dolanıp duruyorum. Üç hafta önce Trakya’daydım. Tekirdağ’a uğradıktan sonra, “Acaba şuraya mı, buraya mı gitsek?” diye düşünürken, Trakya’nın en bilinen simalarından, youtube ve instagram fenomeni, dostum, hemşerim Kemal’i, Trakya’nın onu bildiği adıyla “Baba’nın Oğlu Kemal”i aradım. (Kemal Dülger)

Haberin Devamı

Anlattım durumu. “Nerede güzel köfte yeriz, köftecisi bol neresi var?” diye sordum.

Ben, “Kemalcim, şuraya mı, buraya mı gitsek?” derken o, “Agacım yarın sabah çıkıyosun bulunduğun yerden, Tekirdağ’a iki saat mesafede Ahmetbey beldesine geliyosun ve beldeyi beraber geziyoruz” yanıtını verdi.

Ee, Kemal Agam der de ben yapmaz mıyım? Sabah erkenden düştük arkadaşlarımla Ahmetbey yollarına. Uçsuz bucaksız tarlaların arasında bir yılan gibi kıvrılan şoselerden geçtik. Küçük, küçük köyler çıktı yolumuza, koca tarlaların arasında vaha gibi görünen göletlerde balık tutanlar çıktı önümüze. Tek tek selamlaştık hepsiyle.

Güzel insanlarla gidin Ahmetbey’e…

Karşılıklı “Nabüyon be ya” diye diye sabah çayları içtik. Ve iki saatlik bir yolculuktan sonra Tekirdağ’dan, Kırlareli’ye bağlı Ahmetbey beldesine ulaştık. Beldeye girer girmez en merkezi yere, belediyenin bulunduğu meydana park ettik aracımızı ve Kemal’i beklemeye başladık.

Aracımızdan henüz inmiştik ki, Kemal’in sesi yankılandı belediye meydanında “Agacım hoşgeldiniz be ya”. Uzun bir “Nabıyon, sen nabıyon” faslından sonra konu köfteye, bizim geliş amacımıza geldi.

Yaklaşık 4000 nüfuslu bir belde Ahmetbey kasabası. Klasik bir Trakya şehri yani. Ancak burayı diğer yerlerden farklı kılan bir özelliği var. Ahmetbey’de aynı cadde üzerinde tam 17 köfteci dükkanı var! Evet, evet yanlış okumadınız tam 17 köfteci var.

Biz hafta içi gittik ama hafta sonları o kadar kalabalık oluyormuş ki, dört bin kişilik beldede araç park edecek yer kalmıyormuş. Kemal hararetle bunları anlatırken, aramıza hem sosyal medyadan tanıdığım hem de hemşerim Emrah Akın(@gurmex ) dostum katıldı. Sağolsun onca yolu sırf beni görmek için gelmiş. Arkadaşlık, dostluk gerçekten şahane bir şey. İki şahane insan, Kemal ve Emrah size ne kadar teşekkür etsem az. Neyse hemen Ahmetbey’e, köfteye dönelim.

Haberin Devamı

Kısa bir bilgiden sonra Kemal’in “Hadi aga birer birer deneyelim köfteleri” demesiyle önce caddenin en başına kadar yürüdük. Gerçi, Kemal’in hayranlarının fotoğraf istekleri sebebiyle yürüyüş biraz uzun sürdü ama olsun pek keyifli muhabbetler yaptık yol boyunca.

Ve işte ilk köfteciye girdik. Dediğim gibi “Baba’nın Oğlu Kemal’i” tanımayan yok Trakya da. Daha dükkandan içeri adım atar atmaz şu ses yükseliyor “Oooo agacım hoşgeldin be ya, naabıyonuz”.

Ve ardından hemen “Açsınızdır siz şimdi” deyip ikramlar geliyor. Birer köfte tada tada, daha köftecilerin yarısına gelmeden nefesimiz kesildi bizim. Fakat öyle lezzetli ki yediğimiz köfteler, insanın yedikçe yiyesi geliyor. “Hangisi daha güzel?” sorusunun yanıtı yok Ahmetbey’de. Bi köfte yiyorsunuz, bi sonraki daha güzel, sonraki onsan güzel şeklinde devam ediyor anlayacağınız. Belde’nin ilk köftecisini ve Ahmetbey’e özgü köfteyi Osman Gündağ’ın babası yapmış. Yörükoğlu Köfte 1960 senesinden beri hizmet veriyor müşterilerine.

Haberin Devamı

Anlat anlat bitmez Ahmetbey. Hele benim gibi bir köfte severseniz hiç bitmez. Eğer yolunuz Trakya’ya düşerse, yolunuzun üstü olmasa bile güzergahı değiştirin Ahmetbey’e uğrayın. Pişman olmayacaksınız. Bu arada köfteleri porsiyonla değil kiloyla söylüyorsunuz ve hemen tartılıp önünüze servis ediliyor. Ve son önerim, ailenizle, dostlarınızla, güzel insanlarla gidin Ahmetbey’e. Çünkü lezzetin temeli hoş muhabbet. Çok şükür ben iki güzel insan, iki güzel dostla vardım köftenin lezzetine.

Sevgili Kemal, sevgili Emrah çok teşekkür ederim...