Çeşitli isimlerin değerli söz yazarı Aşkın Tuna'nın şarkılarını seslendirdiği "Aşkın'ın Şarkıları" albümü Doğan Müzik Yapım etiketiyle müzik marketlerde ve dijital platformlarda yerini almaya hazırlanıyor.
Sude Bilge Demir prodüktörlüğünde hazırlanan projedeki düzenlemelerde en çok ismi görünen aranjör Emirhan Cengiz oluyor. Albümden ilk klip şarkısı Tuğçe Kandemir'in seslendirdiği "Gülü Soldurmam" olurken, Betül Demir'in yeniden seslendirdiği "Devlerin Aşkı Büyük Olur" klibiyle de dijital platformlarda taze yerini aldı.
Açıkçası kült şarkıları yeniden söylemek bana hem zor hem de çok riskli bir karar gibi gelir. Çünkü kulaklarımız şarkıyı ilk söyleyenin sesine ve yorumuna alışmıştır. Başka biri yeniden söyleyeceği zaman dinleyicide ister istemez önyargı oluşur. Einstein'ın dediği gibi "önyargıyı yıkmak atomu parçalamaktan daha zordur"... Fakat iyi bir yorumculuk bunun üstesinden hakkıyla gelebilir. Nitekim Betül'ün sapasağlam yorumu, Emirhan'ın vizyonerliği ortaya yepyeni bir iş
Yazının başlığını fırtına öncesi sessizlik koyacakken şimdi bahsedeceğim yeni Hande Yener şarkısının isminden alıntı yaptım. Şarkının ismi çoktan anladığınız üzere "Masal". Klibi yakın zaman önce Afrika'da çekildi. Ama ne şarkı ne de klip henüz çıkmadı. Ne zaman çıkacağı sorusuna Hande'den gelen yanıt ise "ummadığınız anda" oluyor. Benim tahminim bayram öncesi...
Bu yeni hitin sözü müziği Altan Çetin'e ait. Bu cümle hem Hande hayranlarını hem de müzikseverleri heyecanlandırmaya yetiyor. Çünkü Hande Yener & Altan Çetin işbirliğinden 'Yalanın Batsın', 'Bunun Adı Ayrılık', 'Sen Yoluna Ben Yoluma', 'Acele Etme', 'Kırmızı', 'Acı Veriyor', 'Alt Dudak', 'Deli Bile', 'Seviyorsun' gibi niceleri çıkmıştı.
Kulağıma gelenlere göre orta tempolu şarkının duygu yoğunluğu çok yüksek. Masal'ın ilk önce Altan Çetin'in kendi solo albümünde Hande Yener düetiyle çıkış şarkısı olacağı duyurulmuştu. Sonradan dinamikler nasıl değişti, orasını ben de bilmiyorum.
Hande profesyonel müzik sektöründe 20 yıldır varlığını zirvede
Onu hala "Miş Miş"le çıkış yaptı sananlar çok olsa da, müzikte daha fazla geçmişi var Simge'nin. Önce Zeynep Dizdar sonrasında Gülşen, Yaşar ve Serdar Ortaç'a vokalist olarak sahnelerinde eşlik etti. 2011'de yayımladığı ilk albümü "Yeni Çıktı" bence çok iyi bir pop albümü olmasına rağmen Simge'ye yeterli katma değeri sağlayamamış gibi görünüyordu.
Aradan birkaç sene geçti. Tam Simge'yi unutacaktım ki 2014'te "Bip Bip" şarkısıyla tekrar çıkış aradı. 30 milyon gibi bir dinlenme rakamına ulaştı. Akabinde "Miş Miş" geldi ve yıllar sonra aradığı çıkıştan fazlasını buldu. Türkiye resmi listelerinde 1 numaraya yükseldi.
Sonrasında "Yankı", "Kamera", "Prens&Prenses" ve "Üzülmedin mi?" gibi arka arkaya hem çok iyi hitlere hem de başarılı kliplere sahip oldu. Bu kadar beklentiyi yarattıktan sonra büyük bir albüme ihtiyaç oldu tabii ki... Ve 2018'de "Ben Bazen" albümü beklediğimden de iyi geldi. Albümün çıkışı, tüm repertuvarı, imaj fotoğrafları ve klipleri yıllar sonra bende heyecan yaratan
2000'li yılların başında neredeyse her albümde bir cover şarkı yer alıyordu. (Cover; müzik alanında önceden seslendirilmiş bir eserin farklı sanatçılar tarafından yeniden icra edilmesi anlamına gelmektedir.) Son yıllarda aranjörlerin proje albümleriyle bu sayı artmış, derken yeni isimler de cover şarkılarla kısa yoldan çıkış aramaya başlamıştı... Ama benim bugün değinmek istediğim konu Ziynet Sali'nin yeni projesi; son haftalarda her yerde duyduğumuz "bana da söyle"... Bu iş tam bir altın gol! Cover nasıl yapılır derseniz, işte tam da böyle.
"Bana da söyle" ilk kez 1991 yılında Ferdi Tayfur'un kendi albümünde seslendirdiği bir şarkı. 28 yıl sonra Ziynet Sali'nin vokali, Mustafa Ceceli'nin düzenlemesi ve Nihat Odabaşı gözünden çekilen klibiyle milyonlarca dinleniyor. Bununla da kalmıyor, yurtdışı müzik listelerinin en üst sıralarında yer alıyor. Nedeni basit aslında; bazı elbiseler bazı vücutlara özel dikilir ya bu şarkı da Ziynet'in sesine göre biçilmiş kaftan. Kimin fikriyse ayakta alkışlanır.
Ziynet hanımla eskilerden tanışırız. Aklını fikrini şarkı
Pazar günü İstanbul Boğazı'nda çok acayip bir etkinlik yapıldı. Asya ve Avrupa kıtası birbirine bağlandı! Urban Riders tarafından organize edilen etkinlikte stüdyo üyeleri yat üzerinde boğaza karşı pedal çevirdi. 5 ayrı oturum halinde gerçekleşen etkinlikte stüdyonun tecrübeli eğitmenleri gidon başındaydı. Yaklaşık 250 üyenin pedal çevirdiği gemide enerjisi çok yüksek bir atmosfer oluştu. Sosyal medyadan gelen yüzlerce mesaj üzerine kurucu Ahmet Berkman etkinliği tekrarlamayı düşünüyor.
Ahmet Berkman ve ekip arkadaşları daha önce de farklı temalarda pedal çevirme etkinlikleri yaptı. Gece kulübü, İstanbul'un en yüksek binası, Sabancı Müzesi'nin bahçesi konseptleri derken çıtayı her seferinde daha yukarı taşıdılar. Bu ekibin yaptığı tüm organizasyonlarda en başarılı bulduğum olay event marketing olarak tanımlanan "etkinlik pazarlaması". Her etkinlik için bir fikir oluşuyor. Bu fikir tematik bir formata dönüştürülüyor. Stüdyonun ana misyonuyla paralel olarak ilerleyen görsel malzemelerle