Ege Doğaç Erdoğan

Ege Doğaç Erdoğan

ege.erdogan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İngiltere Başbakanı’nın, Yunanistan Başbakanı ile görüşmesini iptal etmesine yol açan Parthenon Mermerleri’nin Osmanlı’ya dayanan ilginç bir hikâyesi var. Peki, buradan hareketle başka krizlere neden olan tarihi eserler var mı? Hukuki mücadele nasıl yapılıyor? Prof. Dr. Remzi Yağcı ile konuştuk

Tarihi eserler kriz nedeni olursa

Bir ülkenin başbakanı, ülkesini ziyaret eden bir başka ülkenin başbakanı ile görüşmeyi reddederse bu ciddi bir diplomatik kriz demektir. Geçen hafta aynen böyle oldu; İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Yunan mevkidaşı Miçotakis ile Londra’daki randevusunu iptal etti. İki NATO müttefiki ülkenin arasındaki gerilimin sebebi sizi şaşırtabilir: Tarihi eserler. Miçotakis, British Museum’da sergilenen Parthenon Mermerleri’nin Yunanistan’a iade edilmesini gündeme getireceğini söyledi. Tarihi eserlerin tam olarak kime ait olduğu, nasıl sergilenmesi gerektiği ise süregelen bir tartışma konusu.

Haberin Devamı

Parthenon Mermerleri’nin British Museum’a götürülüş hikâyesi bir hayli enteresan; bizi de yakından ilgilendiriyor. Her şey 1799 yılında İskoçya’nın soylularından Lord Elgin’in Osmanlı İmparatorluğu’na Britanya Büyükelçisi olarak atanmasıyla başlıyor. Elgin, Atina’daki Parthenon mabedindeki eserleri kendi ülkesine götürüyor. Bunun Osmanlı izniyle yapılıp yapılmadığı ise muallak! Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Müzecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı bu konuda çok değerli bilgileri bizlerle paylaştı.

- Parthenon Mermerleri’nin önemi nedir ve British Museum’a götürülüş hikâyesi nasıldır?

Atina Akropolis’indeki Athena Tapınağı’ndan (Parthenon) götürülen “Parthenon Mermerleri” olarak bu heykeller Atina Kent Devleti’nin egemenlik gücünün görkemini yansıtmaktadır. MÖ 447 ve 423 yılları arasında yapılmışlardır. 350 yıl sonra 1832’de Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ayaklanarak bağımsızlığını kazanan bugünkü Yunanistan’ın simgesi olmuştur. Lord Elgin, Parthenon heykellerinin hemen hemen yarısını bulundukları yerden aldığı yetmiyormuş gibi Erechtheion, Athena Nike Tapınağı ve Propylaia olarak adlandırılan yapılardan da heykel ve mimari parçaların alınması için (1801-1805) ferman çıkarmıştı ve bütün bu eserler, Elgin’in tüm antika koleksiyonu ile birlikte Londra’ya nakledilmiştir. 1816’da bu eserlerin British Museum koleksiyonuna girmesinin yasal olduğuna parlamento tarafından karar verilmiştir.

Haberin Devamı

- British Museum müdürü George Osborne, yasal boşluk olarak kiralama yönteminin tercih edilebileceğini öne sürdü. Muhalefetteki İşçi Partisi lideri Keir Starmer da kiralamaya karşı çıkmayacaklarını belirtti. Bu mümkün olabilir mi?

George Osborne yasal boşluk olarak kiralama yönteminin tercih edilebileceğini öne sürse de British Museum, bu eserlerin geri verilmesine yanaşmıyor. Müze, buna ilişkin şimdiye kadar herhangi bir iyi niyet göstermedi. Bu konuda başka teklifler de öne sürülebilir. Örneğin British Museum’un Atina’da “uydu müze” açarak Parthenon heykellerini orada sergilemesi ki, buna Erechtheion, Athena Nike Tapınağı ve Propylaia’dan götürülenler de dâhil edilebilir.

Tarihi eserler kriz nedeni olursa

Almanya’nın iadesinde tartışmalı durum

Haberin Devamı

- Dünya çapında ses getiren ve siyasi krizlere neden olan başka örnekler var mı?

Dünya çapında ses getiren ve siyasi krizlere neden olan Troia Hazineleri var. 1945’e kadar Berlin’de sergilenen ve 1993’e kadar izi kaybolan Troia Hazinesi’ne ait eserlerin çoğunluğunun Puşkin Müzesi depolarında olduğu ortaya çıkmıştı. 1873’te Alman H. Schliemann tarafından bulunarak Almanya’ya kaçırılan eserler (8 bin 830 parça), “Priamus’un Hazinesi” olarak adlandırılmıştı. Puşkin Müzesi dışında Troia Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Avrupa ve ABD (Penn Müzesi tarafından 24 parça iade edildi) müzelerinde de bulunmaktadır. Erken Tunç Dönemi’nin sonuna (MÖ 3. binin sonu) tarihlenen eserler, III. Ur Dönemi ile Alaca Höyük mezar buluntuları birlikte dünyanın sayılı Erken Tunç hazineleri arasında yer almaktadır. Nisan 1998’de Rusya Yüksek Mahkemesi, dönemin devlet başkanı Boris Yeltsin’den savaş yıllarında Almanya’dan yağmalanmış sanat eserlerinin ülkede kalmasını talep eden bir yasayı imzalamasını istediğinde, Rus halkı ve kamuoyu, Troya hazinelerinin ülkelerinde olduğunu öğrendi. Aynı biçimde taraflardan Almanya, Türkiye ve Yunanistan ile birlikte dünya kamuoyu da savaş yıllarını, yağmacılığı hatırladı ve tartışmalar başladı. Kısaca Yunanistan Troia Hazinesi bizim kültürümüze aittir; Almanya, “evet kaçırdık ama bedelini ödedik” dedi. Rusya, Hazine’yi savaş yıllarının bir drahoması olarak gördü. Biz de “Troya Hazinesi’nin ait olduğu yer bizim topraklarımızdır” dedik.

- Almanya, Nijerya’dan getirilen Benin bronz heykellerini iade etmişti. Zeus Tapınağı’nın da Türkiye’ye iadesi konuşulmuştu. Türkiye’nin bu konudaki tutumu nedir? Türkiye’ye iadesi gündemde olan başka tarihi eserler var mı?

Almanya, geç tiğimiz aralık ayında, sömürge döneminde yağmalanan 22 eseri Nijerya’ya iade etti. Ancak Nijerya’nın görevden ayrılan Devlet Başkanı Muhammadu Buhari’nin mart ayında, eserlerin Almanya’nın beklediği gibi Nijerya devletine değil, bir yerel lidere iade edileceğini açıklamasının ardından tartışmalar patlak verdi. Tek taraflı güven sarsıcı bu durum, devletler arası beklentileri eşit bir biçimde karşılamıyor. Eserlerin gerektiği gibi korunup korunamayacağı ya da nasıl korunması gerektiği konusu belirsiz. Bu durumda eserlerin yerinde (ait oldukları yerde) sergilenmesi fikri her zaman geçerli değil. Çünkü riskli. Zeus Sunağı’nın ve Halikarnas Mozolesi’nin iadesi mümkün, ama Yunanistan gibi çok ciddi bir kamuoyu ve devlet baskısı gerekiyor. Berlin Müzesi’nde bulunan Bergama Sunağı’nın şu an için iadesi söz konusu değil ama hangi şartlarla verildiğine ilişkin belgelerle hukuki mücadele başlatılabilir.

Tarihi eserler kriz nedeni olursa

“Müzeler bilim ve eğitim kurumu olmalı”

- Tarihi eserler kime aittir? Bu konunun ahlaki ve hukuki boyutu hakkında neler söylemek istersiniz?

Tarihi eserler elbette ait oldukları ülkelere aittir. Ancak kültür mirasını koruma bilincinin talep eden ülkede yerleşmesi de önemli. İade edildikten sonra Karun (Croisos) Hazinesi’nden teşhirde kaybolan pendantif ve pazarlanmaya çalışılan Hippocamp iadeler konusunda güven sarsıcı bir örnek. Yine aynı şekilde Milas’ın içinde göz göre göre soyulan Hakatomnos anıt mezarı! Eser iadeleri için süreklilik ve eser kaçakçılığını önleyici tedbirlerin daha etkin olması gerekiyor. Yine müze eğitiminin, bakanlıklar arası iş birliği ile daha etkin hâle getirilmesi gerekir. Bunun için iyi eğitilmiş müze uzmanlarına ihtiyaç var. Müzeler kültürün yanı sıra bilim ve eğitim kurumu olmaya hazırlanmalı.