Diş Eti Çekilmesine Dikkat
Dişler çene kemiği içerisinde bulunur. Dişler çene kemiğine dişler etrafında bulunan lifler ile bağlanır. Bu lifler aynı zamanda bir amortisör görevi görerek dişlerin çiğneme hareketleri sırasında ufak hareketlerine izin verir.
Öğünler sonrası dişler üzerinde kalan besin artıkları doğru temizlenmez ise vücut içerisinde bu plaklara karşı reaksiyon başlayacaktır. Ağız içerisinde bulunan bakterilerin besin kaynağı, dişler üzerinde bulunan plaklardır. Bakteriler bu plaklar içerisindeki glikozu kullanarak asit açığa çıkarırlar ve bu asit sonucu dişler etrafındaki kemik erimeye başlar.
Dişler ve diş etleri çene kemiğinden kaynak alan kılcal damarlar vasıtasıyla beslenirler. Kemik erimesi sonrası beslenemeyen diş etleri diş etrafından çekilirler. Diş eti çekilmesinin temel sebebi dişi saran çene kemiğinin bakteriler kaynaklı erimesidir.
Çene kemiği dişlerimizi ağızda tutan mukavemet kaynaklarıdır. Kaybedilen her kemik dişin ağızda kalım süresini direk etkileyeceği gibi dişin ağız içerisinde sallanmasına da
1. Gebelik Planlanmadan Önce Diş Hekiminiz ile Görüşün
Gebelik sürecinin ilk üç ayında bebek gelişimi etkilenmemesi için, son üç ayın da ise erken doğum riski açısından dental tedavileri olabildiğince erteleriz. Bazı durumlarda hasta diş ağrısını uzun süre çekmek zorunda kalabilir. Bu durumdan kaçınmak için anne adayları çürük olan dişlerini ve diş etlerini bu süreç öncesi tedavi ettirmeliler.
2. Gebelik Öncesi Panoramik Film Çektirin
Gebelik durumda anne adaylarına x ışını veremiyoruz. Diş röntgenleri diş hekiminin sorunu görüp tespit edebilmesi için en önemli tahlil yöntemidir. Gebelik süresince oluşacak dental problemlerde röntgen alınamayacağı için yakın tarihli bir röntgen filminin bulunması çok işe yarayacaktır.
3. Gebelik Öncesi Dişlerinizi Çürükten Korumak İçin Önlem Alın
Diş hekimleri bilinenin aksine sadece çürüyen dişleri tedavi etmez aynı zamanda dişlerin çürümesini engelleyecek tedaviler de uygular. Dişlerin yapısının flor ile güçlendirilmesi ve yüksek çürük riski bulunan hastalarda fissür örtücü tedavisi gebelikte diş çürüğünden korumada size yardımcı olacaktır.
4. Yediklerinize Dikkat Edin
Yenilen tatlı gıdalar sonrası dişlerin fırçalanması çok önemlidir. Ayrıca A-C-D vitam
Gülüş estetiğinin ana parçası estetiktir. Estetik konusunu ele aldığımızda, estetik bir gülüş doğallıktan geçer. İnsan gözüne estetik gözüken dişlerin mine diğer bir adıyla en dış tabakası estetik gözükmeyenlere göre daha kalındır. Bu durumda mine tabakasını açıklamak gerekir
Dişin kabuk tabakası olan mine tabakası dişin bir alt tabakası olan çamur renkli dentin tabakasını maskeler. Dolayısıyla dişin üzerinde ne kadar çok kabuk tabaka varsa o kadar çok beyaz gözükür.
Estetik Bir Işık Oyunudur
Zirkonyum doğada bulunan paslanmaz çelik kadar güçlü ve korozyona dayanıklı bir elementtir. Zirkonyum üstünde porseleni taşıyarak ona kuvvet verdiği gibi renginden dolayı ışık geçirgenliğine müsaade eder.
Estetik diş hekimliğinde amaç mineye en benzer görünümü vermektir. Seramiğin kendi başına kullanılamadığı durumlarda, seramiği taşıması için kullanılan zirkonyum bu beklentileri karşılayacaktır.
Geleceğin Teknolojisi Zirkonyum
Diş hekimliğinde teknolojinin gelişmesi ile birlikte seramik kadar estetik sadece zirkonyumdan oluşan restorasyonlar yapılmaya başlanılmıştır. Seramiğin estetik gücünün yanında kırılmaya karşı direncinin düşük olması çağımızda diş hekimliğini saf
İnsanoğlunun gülüşünü güzelleştirme isteği ilk çağlara dayanır. Zenginliğin ifadesi altın dişler dişlerin üzerine uygulanan çeşitli değerli taşlar eski çağlarda kraliyet ailelerinde, saraylarda çok yaygın olarak görülmektedir. Gülüş tasarımı sanılanın aksine yeni bir olgu değil aksine insanlık var olduğundan beri olan bir kavramdır. Sadece şekil değiştirip modaya ayak uydurmuştur. Değişen yaşam koşulları ve moda trendleri şaşalı ve abartılı altın dişlerin yerini doğal görünen seramik dişlere bırakmıştır” dedi.
Hollywood kelimesinin gülüş modası ile ilişkilendirilmesinin başlangıç noktasının öz çekimin hayatımıza girmesi ile olduğunu ifade eden Dr. Kaya, “İnsanların sadece yüzlerini içeren bu fotoğraflar yüzdeki tüm kusurların gözler önüne serilmesine neden olmuştur. Eski raflarda bulunan tozlu albümlerin yerini kolay ulaşılan akıllı telefonların fotoğraf galerisine bırakması ile birlikte insanlar kendilerine sürekli bakar olmuşlarıdır. Öz çekimde dişlerin daha ön planda gözükmesi ile birlikte daha hacimli ve beyaz dişler gülüş modası haline gelmiştir. Gülüş tasarımının estetik prensipleri birçok kavramı barındırmasına rağmen en önemli üç kuralı dişlerin görünen hacmi, rengi ve ön
1. Dişlerinizi Sabah Kahvaltıdan Sonra Fırçalayın
Çoğu insan ağızlarında koku hissettikleri için dişlerini sabah kalkar kalkmaz fırçalar. Sabah uyandığımızda oluşan koku geceleyin yavaşlayan tükürük akış hızı kaynaklıdır. Yavaşlayan tükürük akış hızı sebebiyle bakteriler geçici olarak faaliyete geçer ve kokuya sebep olur. Uyandıktan belli bir süre sonra bu durum normale dönecektir. Doğru fırçalama sabah kahvaltıdan sonra dişler etrafındaki besin artıklarının temizlenmesi ile olacaktır.
2. Ara Öğünlerde Yapışkan Gıdalardan Kaçının
Şeker çürük oluşum mekanizmasının temel kaynağıdır Dişler etrafında temizlenemeyen şeker artıkları dişlerin hızlıca çürümesine sebep olur.
3. Akşam Dişlerinizi Fırçaladıktan Sonra Yemek Yemeyin
Uyku öncesi ve uykudan uyanıp yenen besinler çürük oluşum hızını 3 kat artırır. Sebebi uyku halinde çürük bakterilerinin normalden daha aktif olmasıdır. Uyku öncesi dişler fırçalanmalı, dişler etrafında plak kalmamalıdır.
4. Diş İpi Kullanın
Fırçanın ulaşamadığı, dişlerin ara yüz bölgeleri diş çürüklerinin en çok görüldüğü bölgelerdir. Dişler fırçalandıktan sonra kesinlikle diş ipi kullanılmalıdır.
Vücudumuz kaslardan kemiklere sinirlerden dişlere birbirine her saniye haber gönderen ve temelden bağlı bir makinadır. Dişler kemikler içinde bulunur ve dişleri kemiğe bağlayan liflerin etrafında reseptörler vardır.
İnsan yemeği ağzına aldığında bu liflerin etrafındaki haraket algılayıcılar çalışmaya başlar ve dişlerin üzerine gelecek kuvvetleri tek tek ayarlar.
Yemek yeme hareketinin ilk sinyali alındığında beyin bunu 50N da diş üzerinde sabitler. 51N olduğunda bir şeylerin yanlış gittiğini algılar ve basıncı durdurur.
İnsan bilinç dışı veya bilinçli olarak dişlerini sıktığında bu mekanizmaya zarar verir.
Neden Diş Sıkarız?
Diş sıkmanın en çok yaşandığı an uyku halidir. Uykudan bilinçaltı kontrolü ele aldığından dişlerin üzerine gelen kuvvetler değerlendirilemez ve istem dışı fazla kuvvetler dişler üzerinde birikir. Uykuda diş sıkma probleminin başrol oyuncusu bilinç altımız, gün içerisinde yaşanan olaylar sonucu alt bilinçte oluşan stres gece devreye giren bilinç altının dışavurumu olarak diş sıkmaya dönüşüyor
Diş sıkmaya bağlı olarak yaşlanan dişler;
Dişler üzerinde bulunan ve besinleri daha rahat öğütmemize olanak sağlayan girinti ve çıkıntılar git gide silinerek dişlerin düzleşmesine
Diş Eksikliği Kaderiniz Olmasın
Hastalarım tarafından diş eksikliğinin tedavisinin iki yolu bana tam olarak bu şekilde ifade ediliyor. Çeşitli sebeplerden ötürü kaybedilen dişlerin tamamlanmasının bir yolu yıllardır kullanılan Kuron Köprü Protezlerdir.
Dişlerimi Kestirmek İstemiyorum!
Hastalarımdan en çok duyduğum cümlelerin başında geliyor. Diş eksikliğinin köprü prensibi ile tedavisinin yapılması biyomekanik kurallara uygun protezlerden geçiyor
Nedir Bu Biyomekanik?
Biyo kelimesi insanı yani canlıyı ifade eder. Mekanik ise devinimi ifade edecektir. Biz diş hekimleri hastaların ağzında inşaat mühendisi tavrımızı ilgili bölgeye biyolojik köprüler yaparak gösteririz. Ağız içerisinde kurulan bu diş üstü veya implant üstü köprüler aynı inşaat mühendisliğinde kullanıldığı gibi moment, denge, çekme gibi mekanik ve dinamik kurallar gözetilerek yapılır.
Diş hekimleri insan vücudunun biyolojik sınırlarını aşmayan ve mekanik kurallara uygun restorasyonlar yaptıkları için sanılanın aksine dişleri kestirmek zararlı bir uygulama değildir.
Diş eksikliğinin en güncel tedavi yöntemi implant üstü protezler olmakla beraber, dişlerimiz restore edilerek yani kesilerek yapılan köprüler implant uygulamasının
AİDS’E SEBEBİYET VEREN HIV VİRÜSÜ ERKEN DÖNEMDE AĞIZ İÇİ BÖLGESİNDE BELİRTİ VEREBİLİR!
Klinik ortamında diş hekimlerinin bazı bulaşıcı hastalıkların tanısını koyduğu durumlar vardır.
HIV pozitif hastalarda ağız içi mantar enfeksiyonun da artış görülür. Oral mukozada beyaz görüntüler, genellikle genç bireylerde dudak kenarlarında kırmızı beyaz lezyonlar HIV bulgusu olabilir. AIDS tablosunda yoğun diş eti problemleri görülür. Neredeyse tüm aids hastalarında diş eti iltihabı (gingivitis) görülür. Diş eti problemleri ağrılı ve yoğun kanamalıdır. Ağız içinde ağrısız genellikle damak bölgesinde morumsu kahverengi lezyonlar HIV’ i işaret edebilir
Papillom virüsü olarak adlandırdığımız HPV virüsü ise ağız bölgesinde karnabahar görünümlü lezyonlar oluşturabilir.
Baş boyun bölgesi vücudun damar ağının en yoğun bulunduğu bölgedir.Bu bölgede oluşabilecek kötü huylu yapıların lenf drenaj sistemi ile vücudun diğer bölgelerine yayılma ihtimali çok yüksektir.
İYİLEŞMEYEN