Başlıca tahıl, meyve ve sebzelerde bulunan lif, bu besinlerin hücre duvarının bir parçasıdır. Çözünür ve çözünür olmayan lif olmak üzere ikiye ayrılır. Bu iki lif sınıfı besinlerde çoğu zaman birlikte bulunur.
Peki neden lifli beslenmeliyiz? Aşağıda lifli besinlerin faydalarından bir kaçını görebilirsin.
Sindirim sisteminin düzgün işlemesini sağlayarak bağırsaklardaki yararlı bakterilerin dengesinin korunmasına yardımcı olur, kabızlığı önler.
Beynin vücuda yeme sinyali göndermesini geciktirerek doygunluk hissini pekiştirir.
Yapılan araştırmalar yüksek lifli diyetlerin obezite, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, metabolik sendrom ve kanser gibi birçok hastalık riskinin azaltılmasında yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Şimdi diyet liflerini inceleyelim.
Çözünür Diyet Lifi
Temel olarak kandaki kolestrolün düşürülmesi, kan şekerinin dengelenmesi ve yağ emiliminin azaltılması ile ilişkilidir. Bu sebeple kalp hastalıklarının önlenmesine ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Arpa, yulaf, baklagiller ve meyvelerde yoğun olarak bulunan pektin ve gum maddeleri başlıca çözünür diyet lif bileşiklerini oluşturmaktadır. Salatalık, yaban mersini, fasülye ve fındık çözünür diyet lifinden ze
Kilo verme yolculuğunda sabırla ilerlediniz ve başarıyla 10 kilo verdiniz. Hedefinize ulaşmak için son 3-5 kilonuz var. Aynı şekilde azimle ilerliyor, diyetinize uyuyor ve sabah çıktığınız tartıda gram fark olmadığını görüyorsanız dirençli kilolara direnenler kulübüne hoşgeldiniz!
Direnç kilosu genelde uzun yıllardır durduğunuz kilo bandında karşınıza çıkar. Örneğin kişi yetişkinlik dönemi boyunca ortalama 70'li kilolarda ve son yıllarda dengesiz beslenme, hareketsizlik gibi faktörlerden dolayı 10 kilo kadar almış olsun. Her şeyi yoluna sokmak için başladığı kilo verme macerasında son dönemde aldığı 10 kilodan fazlasını vermek istiyor ve 70'lere kadar kilolar dengeli ve düzenli gidiyor. Fakat 70 kilonun altına inmemek için vücudu inat ediyor. çünkü bedeni uzun yıllardır 70 kilo altını görmemiş, 70 kilo artık onun sınırı olmuş ve daha aşağısına inmemek için vücudu elinden geleni yapıyor. O yüzden her sabah heyecanla çıktığınız tartıda eksilme görmediğinizde önünüzde bazı engellerin ve düzeltmeniz gereken noktaların olduğunu bilmelisiniz.
Şimdi dikkat etmeniz gereken 5 noktaya odaklanalım.
1. Motivasyon
Diyetin ilk zamanlarında bireyler genelde çok daha disiplinlidir. Davetlerde bile
Hayvanlara çektirilen eziyetlere vicdanı el vermeyen bireylerin hayvansal kaynaklı besinleri, kıyafetleri, kozmetik ürünleri tüketmemeye karar vermesiyle başlıyor bu yol genelde. Veganlığa adım atan bir çok bireyin aklında birbirine benzer sorular var; "Yeterli enerjiyi alabilecek miyim?", "Günlük beslenmemde ihtiyacım olan bütün vitaminler, mineraller tamamlanacak mı?", "Ya hastalanırsam?". Eğer gerçekten bilinçli ve dengeli bir beslenme planı uygularsan işler yolunda gidiyor ama bilinçsizce veganlığa geçiş yaptıysan ilk iş olarak kan değerlerini kontrol ettirmende fayda var.
B12, kalsiyum, demir ve D vitamini vegan beslenme tarzında ilk sorgulanan değerler.
Şimdi gelelim B12 meselesine.
B12 B grubu vitaminlerindendir ve insanlar için tek kobalt kaynağıdır. Kompleks yapısı ile en büyük vitamin olan B12 başka moleküllerin gerçekleştiremeyeceği görevlere sahiptir. DNA sentezi, protein ve yağ metabolizmasında etkilidir.
B12 eksikliği vücutta ciddi sorunlara neden olabilir. İlk olarak kan değerlerinde eksikliği görülür ve bu aşamada vücutta ciddi bir değişiklik görülmez. Müdahale edilmezse tükenen B12 depoları ile vücut alarm vermeye başlar. Yorgunluk, iştahsızlık, hafızada zayıflama,
Yemek yeme eylemi birincil olarak hepimizin biyolojik ihtiyacı. Canlılığımızın devamı için yeterli enerjiyi yediğimiz besinlerden karşılarız. Ama sadece bedenimizi doyurmak için yeseydik dünyada obezite olmazdı. Peki vücudumuzun ihtiyacından fazlasını bize yediren şey ne?
Doğumumuzdan ölüme kadar hayatımızın her anında bizimle beslenme. Minik hileler ve dokunuşlarla beslenmenizi düzen altına almak, dünyadaki 700 milyon obezden biri olmamak, hastalıklardan uzak sağlıklı bir şekilde güzel yaşlanıp torunlarınızla salıncakta sallanabilmek için okumaya devam et. İşte daha sağlıklı ve fit bir yaşama başlamak için 10 adım:
1. Duygusal Açlığını Kontrol Et
Aç olmasak bile sosyal ortamlarda bize keyifle eşlik eder lezzetli yemekler, içecekler. Bir de duygusal boyutu var tabii ki, stres altındayken, üzgünken, mutluyken yani değişken ruh durumlarının sonunda kendimizi buzdolabında kim var kim yok diye yoklama yaparken buluruz. Bu duygusal boşlukları cips, kola, çikolata, pasta gibi bol kalorili besinlerle doldurmaya çalışıyoruz.Böyle bir kriz anında önce kendine gerçekten aç olup olmadığını sor! Güzel bir yürüyüş, farklı bir hobi ile uğraşmak sizi gereksiz yemek yemekten alıkoyacaktır. Sorunun