Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iki buçuk yıl aradan sonra gittiği Diyarbakır’da vereceği mesajlar merakla bekleniyordu. Elbette bunun nedeni AK Parti’nin Kürt seçmenle ilişkisindeki mesafenin hendek / çukur olayları, çözüm sürecinin sona ermesi, kayyum atamaları gibi nedenlerle açılmış olmasıydı. Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı yardımcısı, 9 bakan, iki genel başkan vekili, genel başkan yardımcıları ve bölge milletvekilleriyle adeta çıkartma yaptığı Diyarbakır’da verdiği mesajları şöyle özetlemek mümkün:
Cumhurbaşkanı, “Çözüm sürecini her türlü riski göze alarak başlatmıştık” ama “neler yaşadığımızın şahidi sizlersiniz”, “çözüm sürecini sonlandıran biz olmadık çünkü çözüm sürecini bunların kötü niyeti, art niyeti gizli gündemleri sonlandırdı” dedi.
‘Hesap sormayacak mıyız?’
HDP ile PKK’yı aynı kefede tutan Erdoğan, CHP ve İYİ Parti’nin de onlarla birlikte yürüdüğünü burada da bir kez daha söyledi.
Diyarbakır Annelerini ziyaret ederek ve “Alçakça kanları dökülen mazlum Kürt kardeşlerimin hesabını sormayacak mıyız? ‘Her köye bir cenaze’ diyerek kana, gözyaşına, şiddete, kine bulayanlardan hesap sormayacak mıyız?” diyerek, terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaptı.
Özellikle Çözüm Süreci döneminden bu yana daha sık dillendirilen, geçmişte uygulanan işkence yöntemleri nedeniyle mimli Diyarbakır Cezaevi’nin kültür merkezine dönüştürülmesi projesini hatırlattı.
Bu hatırlatmayı, Erdoğan’ın daha önce farklı tarihlerde söylediği “Biz Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek, dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da aynı yerde olacağız” cümlesiyle birlikte düşünmek gerek. O konuşma Erdoğan’ın açılımı başlattığı tarih olarak anılır, kültür merkezi hatırlatması da geçmişe dönük bir semboldür.
Bazıları Erdoğan için atılan “Biji Serok Erdoğan” sloganına dikkat çekse de, Erdoğan da Diyarbakırlılara “Sizin hangi hizmete, yatırıma ihtiyacınız varsa hepsini yapmak boynumuzun borcudur. Başım gözüm üstüne Diyarbekir. Ser sera ser çava Diyarbekir.” karşılığını verdi.
Erdoğan katıldığı farklı programların hiç birinde yeni bir çözüm süreci ifadesini kullanmadı. Onun yerine, “Biz bugün buraya aynı zamanda Diyarbakır’ı dinlemek, Diyarbakırlılarla istişare etmek, Diyarbakır’la olan kavlimizi yenilemek için geldik.” dedi. Kavil’in sözlük anlamı ‘sözleşme’. Bu yenilemede AK Parti’ye düşen bölümü, “Elbette 20 yıllık bir siyasi partinin içinde kendini dışlanmış hissedenler, belki kalbi kırılanlar, farklı sebeplerle teşkilattan ayağı soğuyanlar olabilir. Bize düşen en önemli görev, bu kardeşlerimizi tespit edip iletişim kurarak, gerekirse ayaklarına giderek yeniden davamıza kazandırmaktır” diye anlattı.
Seçmenin bu kavlin yenilenmesine cevabını seçime kadar geçecek süre ve seçimin sonucu belirleyecek.
Doğu Masası Erdoğan’ı Hakkari’de dinledi
Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında CHP’yi doğrudan hedef aldığı bir diğer başlık ise, o Diyarbakır’a gelmeden bir gün önce haberlere konu olan Doğu Masası girişimiydi. 6 Nisan’da kuruluşu duyurulan CHP’nin bu masasının, Şırnak - Cizre, Hakkari ve Muş’da partiye katılımlar nedeniyle yolda olacağı duyurulmuştu. Erdoğan onlar Hakkari’deyken, ‘Neredeydiniz bugüne kadar?’ diye sorduktan sonra AK Parti’nin Doğu’dan ve Güneydoğu’dan hiç kopmadığını söyledi. Erdoğan bu tespitinde haksız sayılmaz. CHP’nin iki bölge bazı illerde bir veya iki milletvekili olsa da ve 31 Mart’ta Ardahan’da belediyeyi alma başarısı gösterse de, iki bölgede de çok çaba harcamadı. O zaman sık sık da belediyeleri HDP’ye bıraktığı eleştirisine maruz kaldı.
‘Sıfır noktasındayız’
Erdoğan’ın eleştirisini, Doğu Masası ile birlikte Hakkâri’de bulunan Parti Örgütlerinden Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı’ya sordum. Salıcı, Erdoğan’ın sözlerini duyduktan kürsüde yaptığı konuşmaya işaret etti. “‘CHP Sivas’ın ötesine geçemez’ dediler. Sıfır noktasındayız. Daha ötesine geçmek için pasaport gerekiyor.” demişti Salıcı. Bugüne kadar HDP ve AK Parti’nin ağırlığının hissedildiği bölgede, ‘sürpriz’ yapacakları iddiasını yineledi. Sahada bunu gördüklerini söyledi. Ancak ısrarlı soruma rağmen ne oy hedefi, ne de partiye üye olan sayısı konusunda bir yorumda bulunmadı. ‘Şaşırtacağız’ demekle yetindi.
CHP’nin bu iddiası konusunda fikir verebilecek bir çıktı aslında yaklaşık 6 ay önce yayınlandı. Diyarbakır merkezli, bölgede ağırlıklı olarak siyasi araştırmalara odaklı ve çalışmalarının Ankara’da da takip edildiğini bildiğim Rawest Araştırma’nın şubat tarihli araştırmasına göre; CHP 2018’de bölgede yüzde 2.5 civarında olan oyunu yaklaşık 3 kat (yüzde 7.4) artırmış görünüyor. İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin aynı dönem kıyaslamalarında neredeyse fark yok. AK Parti içinden çıkan Gelecek yüzde 3.1, Deva ise yüzde 5 olarak ölçülmüş.